Gelişmiş sinir ağı teknolojisi üzerine çalışan Almanya merkezli yapay zeka şirketi DeepL, sunduğu çeviri aracıyla dillerin kendine özgü kural ve yapılarını gözeterek doğruluk payı yüksek çeviriler yapılmasını sağlıyor. Metinleri kelimesi kelimesine çevirmekten öte, orijinal metnin anlamına sadık kalan ve bağlamını koruyan DeepL, dilin günlük kullanımına uygun doğal bir tonun yakalanmasına ve daha sağlıklı ve doğru bir iletişimin kurulmasına imkan veriyor.
DeepL gibi yapay zeka araçları, Türkiye’deki KOBİ'lerin global müşteri portföylerini genişletmelerine yardımcı olurken operasyonların düzene sokulması ve büyümenin daha verimli hale getirilmesi gibi konularda da avantaj sağlıyor. Bu sayede KOBİ’ler yabancı müşterilerle daha etkin bir iletişim kuruyor ve ihracat süreçlerini daha kolay ve etkili bir hale getirebiliyor. Yapay zeka destekli çeviri araçları, yalnızca uluslararası müşteriler edinmek için değil, büyüyen KOBİ’lerin bünyesine eklenecek yabancı çalışanlarla iletişimin güçlendirilmesi için de etkin rol oynuyor.
Çevirilerin kalitesi neden bu kadar önemli
Türkiye’deki tüm işletmelerin yüzde 99,8'i KOBİ'lerden oluşuyor ve Türkiye'deki toplam istihdamın yaklaşık 75'ini KOBİ’ler sağlıyor. Daha fazla başarı elde etmek isteyen bu işletmeler, pazarlar arası başarıyı sürdürmek için genellikle yurt dışına açılmak istiyor. Bununla birlikte, dijital yeteneklerini güçlendirmeleri ve yapay zeka (AI) yardımıyla hem sundukları ürün ve hizmetlerin dilini hem de iletişimde kullandıkları dili çeşitlendirmeleri gerekiyor. Bunu yaparken başarıyı yakalamanın anahtarıysa çeviri kalitesinin yüksekliğinden geçiyor.
Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan DeepL kurucusu ve CEO’su Jarek Kutylowski şunları söyledi:
"DeepL’in yapay zeka destekli çeviri aracı, gerek üretkenlik adına gerekse kişisel veya profesyonel alanlarda daha anlamlı bir iletişim kurulmasını sağlıyor. Bununla birlikte, ürünümüzün özellikle şirketler için faydalı olduğuna ve ister Türkiye'de ister yurt dışında, her büyüklükteki işletmenin küreselleşmesine katkı sunduğuna inanıyoruz.”