Uzun yıllardır iş dünyasının gündeminde yer alan cinsiyet eşitsizliği, bazı sektörlerde daha fazla görülürken, bunların başında teknoloji geliyor. Exploding Topics’in derlediği bilgilere göre teknoloji sektörünün yalnızca %26,7’sini temsil eden kadınların bu endüstrideki varlığının son 2 yıldır hızla düştüğü kaydediliyor. Bunun yanı sıra teknoloji sektöründeki kadınların %50’sinden fazlası, erkek popülasyonunun yüksek olduğu ortamlarda cinsiyet eşitsizliği ve ayrımcılık yaşadığını bildiriyor. Öyle ki bu yalnızca küçük ya da orta ölçekli değil, küresel teknoloji şirketlerinde de izleniyor.
Geçtiğimiz günlerde finansal teknoloji alanında üst düzey yönetici olarak çalıştığı Google’a cinsiyet eşitliği politikalarından dolayı 4 yıl önce açtığı davayı kazanan Google Cloud’un Mühendislik Direktörü Ülkü Rowe, yeni bölümüne konuk olduğu “Sesi Açıyoruz!” programında dava sürecini anlatırken, meslek hayatındaki deneyimlerini ve sektörünün geleceğine dair öngörülerini paylaştı.
“20 bin Google çalışanının yaptığı grev, dava açmamı teşvik etti”
Ülkü Rowe, İn-an Hareketi’nin Harvard Business Review’in sosyal medya kanalında yaptığı “Sesi Açıyoruz!” programında konuya dair şu açıklamada bulundu: “Google’da her şey çok güzel giderken, zamanla aynı statüye sahip olduğum erkeklerin benden daha yüksek maaş aldığını, daha kolay terfi ettiğini fark ettim. Bu yola dava açmak için çıkmasam da gayem süregelen adaletsizlik ve eşitsizliği düzeltmekti. Davayı açmamdan kısa süre önce, 20 bin Google çalışanı işi bırakarak greve başlamıştı. Bunun sebeplerinden biri de iş sözleşmesinde herhangi bir konuda şirkete karşı dava açmayı engelleyen bir maddeydi. Daha sonra bu madde düşürüldü. Aslında başkası benim önümü açarken, ben de davayı kazanarak kadınların sesi oldum.”
“Eşitsizliğin hakim olduğu düzeni değiştirmeyi seçtim”
Google Cloud’un Mühendislik Direktörü Ülkü Rowe, “Teknoloji sektörü aslında bizim geleceğimizi tanımlıyor. Gençler için de çok güzel olanaklar barındırıyor. Benim istediğim bu fırsatların kadın ve erkekler için eşit sunulduğu bir ortam yaratılması. Bu noktada istifa etmek kolay bir yöntemdi ama ben mevcut düzeni değiştirmeyi seçtim. Bu dava, işyerlerindeki eşitlikten yana olmayan düzenin sürdürülemeyeceği mesajını çok net bir şekilde veriyor. Benim de şirketlerden beklentim artık maaş, terfi, çalışma şartlarında herkes için eşit bir politika uygulamaları. Cinsiyet eşitsizliği tek noktada çözülebilecek bir durum değil ve birlikte harekete geçilmesi gereken bir mücadele alanı” diyerek sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Birlikte çalıştığınız insanlar sizin hayatınızı belirliyor. Hayalleri ve hedefleri büyük insanlarla çalışarak kendinizi zorlamayı da öğreniyorsunuz. Birbiriyle çalışmaktan zevk alan gruplarla birlikte olmak, kişinin kendi potansiyelini de en üst seviyesine ulaştırmasını sağlıyor. Bu yüzden, gençlere tavsiyem hayalleri ve hedeflerini büyük tutmaları. Elbette anı da yaşayarak. Gelecekte teknoloji şirketlerinde daha fazla kadın yönetici göreceğimizi ümit ediyorum.”
“Cinsiyet eşitliğine dair gelişmeleri paylaşarak kadınların sesi olacağız”
“Sesi Açıyoruz!” program serisinin sunuculuğunu üstlenen İn-an Hareketi’nin Kurucusu ve Twiser CGO’su (Chief Growth Officer) Bahar Taşkın Öztürk ise “Kadınların iş dünyasındaki varlığını güçlendirmek için eşitlik, çeşitlilik ve kapsayıcılığa dair çalışmalar yürütmeye süratle devam ediyoruz. Programımızın bu bölümünde de erkek popülasyonunun yüksek olduğu teknoloji sektörünün cinsiyet eşitliğine dair dinamiklerini masaya yatırdık. Konuğumuz Ülkü Rowe’un Google’a karşı kazandığı dava da kadınların meslek hayatlarında cinsiyet eşitsizliği çerçevesinde yaşadığı sorunları çözebilecek güce sahip olduklarını bir kez daha hatırlattı. Biz de bu gibi gelişmelerin sesi olmayı sürdürerek, daha fazla kadının cinsiyet eşitsizliğine karşı mücadele etmesini destekleyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Hibya Haber Ajansı