CHP Genel Başkanı Özel2in konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"Bugün iktidar ortağı MHP'nin çağrısıyla başlayan İmralı ziyaretiyle ilgili partimizde gerçekleştirilen görüşmeyle ilgili düşüncelerimizi de konuşacağız.
Kars'ta, Erzurum'da, Van'da, Ağrı'da vatandaşlarımızla bir araya geldik. Bu illerimizde eksi 20 derecede yaşayanların, aylık 5-6 bin TL'lik doğal gaz faturasıyla karşı karşıya olduğunu belirtmeliyim.
Doğalgaza bu bölgede yüzde 50 indirim yapılmasını önerdim. Sayın Erdoğan bundan rahatsız olmuş, verdiği doğal gaz desteğini hatırlatıyor.
Putin ile konuşup doğal gaz ödemesini 1 yıl erteletip, doğal gazda 25 metreküp kullanımın bedava olduğunu açıkladı. Herkese seçim rüşveti olarak bunu açıkladı. Seçim rüşveti değilse neden o zaman verdin de şu an ihtiyacı olana vermiyorsun? Kış daha yumuşak mı geçiyor?
Doğal gazı seçim rüşvetine çevirdi şimdi diyor ki 'Özgür bey bunları bilmez'. Kars'ta gelen 5 bin TL'lik fatura ile Manisa'da gelen 2 bin TL'lik faturayı aynı maaşı alan emeklinin ödeyemeyeceği gerçeğiyle biz bu öneride bulunduk.
Hayvancılıkla uğraşan kim varsa, sokakta kolumuzdan tutup, et ithalatı saçmalığından bahsetti. Hiç duymadıysam 520 bin hayvanın ithal edileceğini bölgedeki insanlardan defalarca duydum.
İthal edilen hayvanın kalitesinin düşük olduğunu Sayıştay da insanımız da söylüyor. Kars'ta bu konunun tüm uzmanlarıyla konuştuk. Bu işin siyaseti yok. Hayvancılık meselesi tüm Kars'ın, Ardahan'ın, Erzurum'un varlık yokluk meselesidir diyorlar.
Salon adamı Erdoğan, sıcak seven Erdoğan, kendisini atadıklarına alkışlatan Erdoğan, Suriye'den alkış alıp rüzgar yaratmaya çalışan Erdoğan, 'Samsun, Amasya, Kırıkkale hızlı tren projesine CHP karşı çıkıyor' dedi.
Erdoğan, bir önceki seçimde Çorum'a bu sözü vermişti. Bu projenin neden yapılmadığını Özgür Özel sordu. Erdoğan'ın yaptığı şu, adam yankesicilik yaparken yakalanıyor 'bayrağı indiremezsiniz' diyor. Çorum için yapılan ihalede, 1 kilometrelik demiryolunun maliyeti 627 milyon TL'ydi. Bu normal rakamın 6 katıydı. Biz buna karşı çıktık.
CHP'li belediyelerin SGK'ya olan borcunun kaç çeyrek altın yaptığını Erdoğan soruyor. Siyasette esprili bir ifade iyidir. İstediğiniz o gerginlik ve çatışma ortamında gerçek sorunların konuşulmasına engel olamazsınız. Belediyelerin SGK'ya borcu 10 birim, diğer şirketlerin borcu 90 birim. Gelecek ay, bu şirketlere olan borcu sileceğini söylüyor. Ama CHP'li belediyeleri silkeleyin diyor.
CHP'li belediyelerin hizmetini durdurmak için CHP'nin, yoksula dokunmasına engel almak için bunu yapıyor. Bu paraları bizden alıp, yandaş şirketlere gelince fazini affedip, ana parayı da bölecek. SGK'nın alacağı 270 ton altın.
Bunun 30 tonu belediyelerden, 240 tonu ise yandaş şirketlerden. Bütün belediyelerin borcu 1 kamyon altın. Bunun 3'te 1 AK Parti'nin, 3'te 2'si bütün muhalefetin borcu. 9 kamyon altın senin ve yandaşlarının borcu, 1 kamyon altın muhalefetin borcudur.
Bakan Işıkhan, en düşük emekli aylığının 14 bin 469 TL olduğunu açıklamış ama bu cehalettir. Meclis'e göre hadsizliktir. Bunu Meclis'te olacak. Biz 22 bin TL'nin altında bir emekli maaşı olmasın demiştik. Yüzde 60 enflasyon varken 10 bin TL'lik maaşı 12 bin 500 TL yapmışlardı. Buradan tüm emeklilere sesleniyorum. Bu iktidara 31 Mart'ta sarı kart gösteren emekliler bu iktidarın alnına artık kırmızı kartı çakacağız.
Asgari ücret baremimiz 30, bunun altında yokuz demiştik. Diyoruz ki mücadeleye varız. Geçen yıl 7 çeyrek altın olan asgari ücret, 4.5 çeyrek altına düşmüş durumda.
Dana kıymada durum daha vahim. Geçen yıl, 17 bin TL'lik asgari ücret 57 kilo daha kıyma alıyordu, şimdi asgari ücret 37 kilo dana kıyma alabiliyor. Geçen yıl bin 700 simit alınırken şimdi bin 470 simit alınabiliyor. Bu tabloyu unutturursam namussuzum.
Yapmış olduğu emekli zammıyla yüzde 15'lik bir artış sağlıyor. Artık meydan meydan emekliyle dolaşıp bu iktidara bu memleketi dar etmenin zamanı gelmiştir.
CHP kimsenin oldu bittisiyle hareket etmez. Biz sadece kısa vadeyi değil, orta ve uzun vadeyi de düşünmek zorundayız. Bizim siyasi anlayışımızın önünde milletimizin çıkarları vardır. Kürt sorununa kayıtsız kalmadık, inkarcı yaklaşmadık.
Cumhur ittifakı Türkiye'nin üçüncü partisine terörist muamelesi yaparken seçmenine saygımızdan ötürü biz görüşmeler yaptık. Seçmeni kandırmak için sahte videolardan medet umanlar, CHP'yi haksız iftiralarla karalayanlar biliyor ki biz ne yaptıysak milletin önünde şeffaf biçimde yaptık.
Biz milleti kandırmaya çalışanlardan olmadık. Türkiye'nin terörle mücadelesine sonuna kadar destek verdik. DEM Partisi kapatılsın diyorlardı. 22 Ekim'den itibaren yaşananları titizlikle takip ettik. Parti içinde kurduğumuz ağırlığı hukukçulardan oluşan komisyonumuzla büyük bir demokratikleşme paketine çalıştık çalışmaya da devam ediyoruz.
Ayrımcılığa uğrayan herkesin bu devletin sahibi olduğunu bilmesini istiyoruz. Bu süreç layıkıyla yürürse en hazırlıklı parti biziz ancak bu süreç kötüye giderse de samimi CHP iktidarı gelir ve gerçek demokrasiyi kurar. Türkiye'deki herkesin sorununu çözecek iradeye CHP sahiptir.
Şeffaflık, samimiyet ve toplumsal mutabakat isteriz. Bir kişinin özgürlüğü ve bir kişinin siyasi ikbali için bunun içinde olmayacağımızı baştan duyurduk. Bugün DEM Parti heyetiyle bir görüşme gerçekleştirdik. Yaptığımız öneride Meclis'te hiçbir partinin dışlanmadığı tam yetkili ve şeffaf bir komisyonun kurulması gerektiğini önerdik. Kürtlerin sorunlarını çözecek.
Alevilerin uğradığı ayrımcılığı kaldıracak, demokratik bir komisyona katkı sağlayabileceğimizi söyledik. Meclis başkanlığının buna önderlik etmesi gerektiğini, bu komisyonun hiçbir siyasi partiyi dışlamaması gerektiğini, bu komisyonlarda şehit aileleri ve gazilerin olması gerektiğini, bunun toplumu rahatlatacağını, sivil toplum kuruluşlarının bilgi sahibi olması gerektiğini, gizli pazarlıkların olmadığı bir komisyon olması gerektiğini söyledik.
CHP, birilerinin koltuk hesabının teminatı değiliz. CHP Türkiye'nin geleceğinin teminatıdır. Ahmet Türk'ün başkanlığına 3 kez kayyım atandı. Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, Silivri Cezaevi'nde yatıyor. Bunlar samimiyeti sorgulatır ve şüpheyi artırır.
Artık akil insanların, şehrin kanaat önderleriyle otel salonlarında konuşmaları değil, toplumla bir araya geldiği, anaların ağlamadığı yarınlar için makul insanların değer görmesi gerektiğinin altını kalın çizgilerle çizdik.
Erdoğan'a geçen barış sürecinde en çok itiraz eden Bahçeli'ye Erdoğan, "Biz milliyetçiliği ayaklar altına alan partisiyiz" dedi. Biz, her türlü adaletsizliği ayaklar altına almak için varız. Her türlü adaletsizliği ayaklar altına alalım. Biz milletimizin yanındayız."
Hibya Haber Ajansı