Haber Merkezi Gaphaberleri.com/Süleyman TURAN
Urfa İl Kadın Platformu’nda Açıklama
Son birkaç gündür başta Varto, Lice, Şemdinli, Silvan olmak üzere bölgede yaşanan gelişmeler ve basına yansıyan görüntüler adeta bir savaş halini yansıtmaktadır.
Adı geçen yerleşim birimlerinde neler olup bittiğine dair kamuoyuna bilgi verilmemesi, dahası yerleşim birimlerine basının girmesine, demokratik kitle örgütlerinin, milletvekillerinin yerinde inceleme yapmalarına izin verilmemesi, Belediye eş başkanlarının da içinde olduğu binlerce insanın gözaltına alınması kaygımızı artırmaktadır.
24 Temmuz 2015 tarihinden bu yana on’a yakın ilde 100 bölgede özel güvenlik bölgesi ve birçok yerleşim biriminde sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş, buraların internet ve telefon başta olmak üzere dışarısıyla tüm bağlantıları kesilmiş, yargısız infazlar yapıldığına ve ağır insanlık suçları işlendiğine dair belirtiler bulunmuştur.
OHAL döneminde bile nadir uygulanan sokağa çıkma yasakları ve özel güvenlik bölgesi ilanlarıyla il, ilçe ve köylerdeki hukuk dışılıkların gizlenebileceği düşünülüyorsa bunun kendisi başlı başına suçtur.
Türkiye’nin her köşesine giden asker ve gerilla cenazeleri toplumda büyük kırılmalara, ayrışmalara ve geri dönülemez sonuçlara sebep olmaktadır. Her can kaybı toplum vicdanını yaralamaktadır. On yıllardır uygulanan ve daha fazla acı, kan ve yıkım dışında bir şey getirmeyen güvenlik konseptinden derhal vazgeçilmelidir.
Lice, Silvan, Cizre, Şemdinli, Varto gibi ilçelerde yaşananlara dair kamuoyuna doyurucu açıklama yapılmalı, bağımsız heyetlerin inceleme yapmasına izin verilmelidir.
Yargısız infazlar, işkence ve sivil yerleşim yerlerinin taranmasına dair haberler araştırılmalı, gerçekler açığa çıkarılmalı, suçlular yargılanmalıdır. 90’lardaki savaş suçları, hak ihlalleriyle ilgili cezasızlık sürerken ve bütün bunlarla henüz yüzleşilmemişken OHAL’i kaldırmakla övünenler bugün halka, kadınlara kendi topraklarını yasaklıyor. Yaşam alanlarını daraltan, hatta yok eden “askeri güvenlik bölgelerinin” genişleyerek yayılması bunun göstergesidir. 90’larda “faili meçhul”ler vardı, bugün ise siviller orta yerde insanların gözü önünde katlediliyor. Soruşturmalar bile hak arayıcılarının ısrarlarıyla kerhen yürütülüyor. Müzakere süreci devam ederken, IŞİD’le savaşılıyormuş gibi yapıp savaşı yeniden başlatanlar aklımızla, duygumuzla, bilgimizle, deneyimimizle dalga geçtiğini sanıyor.
Katliamcı ataerkil düzen tarafından katledilen kadın bedenlerinin sokaklarda teşhir edildiği bir savaş sürecinden geçiyoruz. Toplumun tüm değerleri ayaklar altına alınarak Varto’da öldürülen bir kadın gerillanın bedensel bütünlüğüne yapılan saldırı. ölüleri bile siyasetin parçası yapmaktan çekinmeyen cinsiyetçi, tekçi, milliyetçi ve militarist erkek-devlet aklının bir parçası, aynı zamanda bir insanlık ve savaş suçudur.
Tecavüz suçu işleyen dönemin komutanı Musa Çitil’in kadınları tehdit edercesine terfi ettirilerek Diyarbakır’a atanması, mecliste kadın vekilleri susturma çabaları, Bağcılar da sosyalist bir kadının yargısız infaz edilmesi, toplu sözleşme görüşmelerinde sendikacı bir kadının konuşturulmaması, yaylalarının ranta çevrilmesine direnen Havva isimli kadının valilik tarafından tehdit edilmesi, erkek ve devlet şiddetinin kadınlara nasıl döneceğini gösteriyor.
Amaç ise kadınları korkutmak, sindirmek, sokaklardan ve yaşamdan çekerek köle hayatına mahkûm etmektir. Varto da kadın bedeni üzerinden yürütülen politika ile İŞİD in Şengal de kadınlara yaptıklarıyla aynıdır ve savaş suçudur. . Biz bunu kadınların yıllardır birlikte verdikleri mücadeleden biliyoruz ve mücadelemizden geriye adım atmayacağız.
Barışa ve demokrasiye en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde 7 Haziran seçimlerinden hemen sonra ülkemizi kaosa sürükleyen, ülke olarak barış ve kardeşliğimizi hedef alan ve iktidar hırsı ile yüze yakın ülke evladının asker, gerilla, sivil demeden ölümüne sebep olunan bu çatışmalı süreç derhal durdurulmalıdır!
URFA İL KADIN PLATFORMU olarak bir kez daha savaşa karşı barış, faşizan uygulamalara karşı demokrasi çağrısı yapmaktayız. Biz ekin van şahsında kadına ve kadın bedenine erkek egemen sistem ve savaş zihniyetiyle yapılan saldırıyı tüm kadınlara yapılmış sayıyor ve kınıyoruz.
Ülkemizin tabut mitinglerine değil barışa ihtiyacı vardır!
Kadınlar çocuklarını saray müdafasında değil yanında istiyor.
Daha fazla acıya ve gözyaşına tahammülümüz yoktur.
Kadın bedeni üzerinden yürütülen çirkin savaşa hayır diyoruz.
Savaşa hayır.. barış hemen şimdi.
JIN, JİYAN, AZADİ.