EĞİTİM AYKIRI RENKLERİ GÖREBİLMEKTİR

Ali Ekber PEKŞEN

04-12-2023 21:53

Ali Ekber Pekşen

Hayatı sürdürmenin önemli yollarından birisi, “değişiklik” kavramıyla anlatılan durumlarla barışık olmak, yeni yaşantılara uyum sağlamaktır. Değişikliklere ve farklı yaşantılara uyum, bir süreç işidir ve belli çabayı gerektirir. İnsanoğlu kaç yaşında olursa olsun, hayat boyu öğrenme potansiyeli olan bir canlıdır.  Bu potansiyelini amaca uygun kullanırsa, hayatın sürekliliğinde kaliteli olana ulaşma adına yenilikleri öğrenebilir. Öğrenme faaliyetleriyle yapılanların, belirlenen amaçlara ulaşması ve planlanan şekilde yürümesi, öğrenenin kişinin sürecin tüm aşamalarında görev ve sorumluluk almasını gerekli kılar.

Öğrenme amaçlı faaliyetlere katılmak için kişi istekli olmalı, faaliyetin sonunda ulaşılacak olana ihtiyaç duymalı ve merak etmeli. Merak; insanı motive eder, araştırmaya yönlendirir. Araştırma, öğrenme amaçlı çabaların başlangıcıdır. Araştırmayla birlikte, keşfetmeye başlar insan. Keşfettiği şeyleri anlamaya, anlamaya başladıklarını, yaşantılarla buluşturarak anlamlandırmaya çabalar. Mevcut bilgileriyle yeni buluşlarını birleştirir. Yeni durumları keşfeder. Bulgularını anlamlandırdıkça, kendini güçlü hisseder. Hayatına yeni sevinçler katar.  Bu sevinç öğrenme isteği yaratır, yeni arayışlara sevk eder. Her yeni bilgi sevinçleri, mutlulukları artırır. Olaylar ve durumlar karşısında çaresiz olmadığına inanır. Mutluluk diye adlandırılan yaşanmışlığa ulaşır.

Kişinin bildikleri ile bilmek istedikleri arasındaki fark, bir yönüyle yeni öğrenileceklerin tespit edilmesidir. Bu tespitler, kişinin mevcut potansiyelinin tanınmasını sağlar, hangi konularda eğitim ihtiyacı olduğuna dair fikirler verir. Eğitimcilerin “hazır bulunuşluk” ya da “öğrenme eşiği” olarak adlandırdıkları yeni öğrenmelere başlangıç düzeyinin tespitine yarar. Bu tespitlerle ulaşılanlar, öğrenilecek konulara, öğrenecek insanda merak uyandırır. Bilinenlerle bilinmek istenenler arasındaki fark arttıkça, insanın merakı da o kadar artar.

Merak insanı yeni arayışlara, hal çareleri bulmaya yönlendirir.  Merak edilenlere yönelik çabalar ve arayışlar, farklı ortamlarda, farklı mekanizmaları denemeyi gerekli kılar. Bu denemeler insanı bir yönüyle mevcut olana meydan okumaya, enerjik kılan yanıyla da iz sürmeye teşvik eder. Yeni olana ilgiyi artırır. Merak eden insan, yeni olanı daha da yeni olanı arar. Bu arayışa ve ilgiye neden olan ise, sıradan olandan ayrı tutulanı aramak için içten gelen bir arzu, istek olarak düşünülebilir.
 
Sıradan olanlardan farklı olanı arayışın nasıl bir amaca hizmet ettiği düşünülmeli, hissedilen heyecanın yön gösterdiği ihtiyacın ne olduğu anlaşılmaya çalışılmalı. Bu çalışmalarda istenen düzeye ulaşmak için; çocukların hayata gözlerini açtıkları andan itibaren, yetişkinlerin çocuk yetiştirme anlayışlarıyla ilgili tüm çabaları, tutum ve tavırları, insanı bu arayışa yönlendiren özellikleri dikkate alınarak belirlenmeli.  

Eğitim sisteminin temel amacı,  insanın yaratıcılığı dikkate alınarak belirlenmeli. Eğitim kurumları bu dinamik anlayışla kurulmalı. Kurumların müfredatları ve işleyişlerine dair tüm düzenlemeler, insanın bu merakını giderecek araştırmalar yapabilmelerine imkân sağlayacak şekilde olmalı. Eğitim kurumlarının yönetici kadrolarıyla eğiticilerinin en temel görevi, kişinin araştırma ve keşifler yoluyla öğrenme faaliyetlerine katılımlarını sağlamak olmalı. Öğretmenler, öğrenen organizasyonun bir elemanı gibi davranmalı. Öğrenen organizasyonun her aşamasında eğitimin bireysel olduğu dikkate alınmalı. Çocukların ilgilerini çekecek etkinliklerle istekli olmaları sağlanmalı. İhtiyaçların giderilmesine yarayacak etkinlikler düzenlenmelidir.

İnsanoğlunu keşfetmeye, yenilikler bulmaya motive eden,  “merak” olarak adlandırdığımız insani duruşun en önemli Engeli ise, korkudur. Korkunun pek çok nedeni vardır. Ancak korkuya neden olan etkenlerden en önemlisi aile, yakın çevre ya da eğitim kurumlarındaki etken kişilerin kişisel farklılıkları görmezden gelmeleridir. Çocuğu olur olmaz zamanlarda; arkadaş, kardeş, akraba gibi akranlarıyla kıyaslamaları, "arkadaşının matematik ders notu yüksek, sen çalışmıyorsun…”, "bak kardeşine, nasıl uslu oturuyor. Sen çok yaramazsın… " gibi… alışıldık ifadeler içeren cümlelerin kolaylıkla kullanılmasıdır. Sıradan gibi görünen bu ifadeler aslında çocuğu baskılayıp korkuya iten, kişisel başarı ve becerilerinin ortaya çıkmasını engelleyen nedenlerin en önemlisidir.

Korku; kişinin eleştirilme, onaylanmama, yalnız bırakılma, zarara uğrama, alay edilme gibi durumlardan herhangi biriyle yüz yüze kalacağı duygusunun yaşanmasıdır.  Korkular; bireyi güçsüzleştirir, köleleştirir, özgüven sorunu yaratır, sosyal uyumsuzluklara neden olur, bireyde var olan yeteneklerin keşfini ve gelişimini engeller.  

Korku; merakın ve öğrenmenin önündeki en büyük engellerdendir. Kaotik, yani bilinmez durumların yaratılması ve yeni durumlara karşı ilgisizliktir. İlgisizlik ise, araştırmaya ve öğrenmeye karşı isteksizliktir.

Eğitim kurumlarının tüm etkinlikleri; insana saygıyı ve güveni esas alacak şekilde, her insanın bir değer olduğu ve yaratıcı yeteneklerinin gelişebileceği gerçeğini dikkate alarak düzenlenmeli. Eğitim ortamları düşünce, din, dil, etnik köken, cinsiyet ve cinsel tercihler gibi bireysel ayrıcalıkları nedeniyle insanların sorgulanmayacağı ve ötekileştirilmeyeceği şekilde olmalı.   İnsana saygının ve güvenin, bireyin aydın olarak yetişmesiyle ilgili eğitimin en temel şartlarından olduğu bilinmelidir.

 

*www.gaphaberleri.com’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar GapHaberleri Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.

DİĞER YAZILARI BURUK SEVİNÇ (Mehmet Emin Turgut) 01-01-1970 03:00 TOTALİTARİZM ÇIKMAZ SOKAKTIR 01-01-1970 03:00 BABAMIN ÖLDÜĞÜ YAŞTAYIM 01-01-1970 03:00 TOTALİTARİZMİN NORMALİNDEN KUTULMALIYIZ 01-01-1970 03:00 TOTALİTARİZMİN NORMALİNDEN KUTULMALIYIZ 01-01-1970 03:00 OKULLAR ve NİTELİKLİ EĞİTİM 01-01-1970 03:00 İNSAN, MERAK ve ÖĞRENME 01-01-1970 03:00 KIRMIZI PERÇEMLİ 01-01-1970 03:00 POPÜLİST YÖNETİM – VASATLAR CENNETİ 01-01-1970 03:00 HERKESLEŞME 01-01-1970 03:00 SIRADANLAŞMA 01-01-1970 03:00 EĞİTİM SİSTEMİNİN HAZİRAN SENDROMU 01-01-1970 03:00 DEVLETİN EĞİTİM FELSEFESİ ve YATILI OKULLAR 01-01-1970 03:00 EĞİTİM YÖNETİMİ ve BAŞARIDA ÖĞRETMEN ROLÜ 01-01-1970 03:00 EĞİTİM SİSTEMİNDEN BEKLENTİLER 01-01-1970 03:00 MÜESSES NİZAMIN KORUYUCUSU EĞİTİM SİSTEMİ 01-01-1970 03:00 MÜESSES NİZAMIN KORUYUCUSU EĞİTİM SİSTEMİ 01-01-1970 03:00 EĞİTİM SİSTEMİNİN TARİHİ AÇMAZLARI ve MÜFREDATLAR 01-01-1970 03:00 KADIN HAKLARI 01-01-1970 03:00 ALIŞKANLIK, UNUTMA, HATIRLAMA 01-01-1970 03:00 TÜRKİYE ZOR GÜNLER YAŞAMAKTA 01-01-1970 03:00 YORDULAR, YORUYORLAR, YORACAKLAR 01-01-1970 03:00 POPÜLİZM ve OTORİTER YÖNETİMLER 01-01-1970 03:00 HAYATI ANLARA BÖLMEK 01-01-1970 03:00 EĞİTİM SİSTEMİ SORUNSALI 01-01-1970 03:00 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ 01-01-1970 03:00 Tabiatın Yaratıcılığı ve Eğitim 01-01-1970 03:00