Bir kitabı elinize alıp sayfalarını çevirmeden onunla bağ kuramazsınız. Hele bu şiir kitabı ise okuyup anlamak için o mısralarda ki hassasiyeti, duygu işçiliğini, yüreğinde hmekle ancak o sevgiye ulaşılabilirsiniz. O nedenledir ki Şaire Gülseren Kaplan, şiirlerinde barışçıl söylemlerle, insani bir sevgiyle toplumu geren sözcüklerden kaçınarak, mısraları inşa etmiş. Ayrıştıran kelimeler yerine birleştirici imgelerle insanlığa ve yaşamı kucaklayan erdemli sözlerle bizleri buluşturmaktadır.
Hani "her gönülde bir aslan yatar" derler ya! Ben de derim ki her şairin, şairenin gönlünde imgesel bir aşk yatar. O aşkını tasarlar, kafasını yorar, sözcüklerle mısralara, sayfalara döker. İşte şaire Gülseren Kaplan'ın yüreğindeki bize yabancı "arsima" sözcüğüne olgun bir kişilik kazandırmış... Alt başlığa "Haziran Kokulu Düşler" diyerek "arsima'yı" yalnız bırakmayarak düşlerini bizimle paylaşmıştır.
Paylaşmak gerekirse; ülkemizde çok şiir yazan bayan olmamasına karşın kendini açıklamaktan çekinceleri olanlar da vardır. İlimizde de aynı minval şiir kitabı kitapçı raflarına ulaşan az bayan şaire biliyorum. Oysa kadınlar kadar duygusal, acılarla yoğrulan, ağıt yakan, gözyaşlarını yüreğine akıtan kimler vardır. Onlar üzerindeki toplumsal baskı onların susmasına neden olmaktadır.
Türkçe de "şair" kelimesi bayanlar için şaireye dönüştürülerek kelime dişileştirilmiştir. İnternette yaptığım gezinti de İngilizce de "Poetess" (kadın şair) şeklinde ifade edilmesi "şair" kelimesinin eril ve dişiliğinin olmamasıdır. Ama biz bayanları belirtmek için "e" harfiyle şair kelimesini dişileştirmişiz.
Şiirine gelince; her şairin duygu yüklü mısralarla şiire dönüştürdüğü hasretini, sevgisini, sabrını, hayallerini, mutluluk ve acılarını okumanız mümkün… "Sayfa 9" Hayallerin ülkesi şiirinde ki bu dizeler insanın yüreğine oturuyor. "Şahlanan yürekler /süvarisiz kalmanın / yalnızlığı ile yılgın" gerisindeki mısraları ancak kitaptan okuyabilirsiniz.
Arsima'nın arka kapağına yazdıkları hayli ilgi çekici. "Varoluştu bu/aynaya yansıyan/yarım kalmış hayatların/ baştan yazılmalarının hikâyesiydi" dedikten sonra şu cümleyi okumamak olmaz. Düşündüren ve sorgulayan kelimeler."Bir kadın olarak yaşamak özellikle Güneydoğuda. Kadın olarak kendimizi fark etmemiz, keşfettiğimiz güzellikleri yaşanmışlıkları yürüten gelen feryatla yazıya dökmek gerekti."
Gülseren Hanım; insan olarak sevginin, saygının, olgunluğun, vakarın dahası insan olmanın erdemiyle buluşturmuş ruhunu. Bir de tüm bunlara şiir de eklenince önemli bir misyon yüklendiğinin ifadesidir. Burada söylemek gerekirse şiir aynı zamanda her sözcüğün her dizenin sıkı sıkıya hakkını vermektir. İlk göz ağrılarında eksiklikler zuhur etse de önemli olan o sözcüklerde ki sevgi seslenişinin gönüllerde şekil bulmasıdır. İşte sevginin doruklarında kelimelerin armonisinde bir bayandan okuyacağınız pırıl pırıl sözcükler…
Her şairin içinde ağlayan bir çocuk, ıstırabını gözyaşlarına katan bir kadın, özgürlüğe susamış bir ses vardır. Hele anne olunca dirimle ölüm arasında hasretlerini basar bağrına... Hele bir kadın olarak yüreğinden geldiği gibi sevgisini dökmüşse mısralara, okumak lazım…
Gülseren Hanım; Hayatın içinden mücadele azim ve direnciyle ayakta durmasını bilen, emeğiyle alın terinde yoğrulan bir kadın. "Haziran kokulu Düşlerim" dediği şiirlerini kitaplaştırmış olması tüm engellere karşı sevginin güç bulmasıdır. Şiir kitabı İstanbul Tura yayınları arasında çıkmış okuyucu ile buluşması ufka düşürülen bir hüzmedir.
En kısa zamanda bir imza günüyle buluşmak dileğiyle…