Fıtrat, yaratılışa uygunluk demektir. Yemek yemek, su içmek, uyumak, gezmek gibi fiiller insanların yaptığı ve yapmaya da mecbur olduğu şeylerdir. Evlenmek ve çoğalmak, geleceğimizi emin ellere bırakabilmek de yine yaratılışa uygun yani fıtrattır.
Yeryüzünde insanlar, hayvanlar ve bitkiler, hiçbir canlı yoktur ki neslinin devamını sağlayabilmek için erkek ve dişisi bir araya gelmiş olmasın. Yaratıcımız, neslin devamının ancak erkek ve dişinin bir araya gelmesiyle olacağının kanunu koymuş ve insanlarda nikâh bağıyla erkek ve kadının bir araya gelmesiyle neslinin devamı sağlamıştır. Rabbimizin bizleri önce bir erkek ve dişi olan Âdem (a.s) ve Havva validemiz ile onlardan üreyip gelen bir anne ve bir baba zincirinden yaratmıştır.
ZİNAYA YAKLAŞMAYIN
Dinimizde nikâhla evlenme helal kılınmış ve hatta teşvik edilmiş olduğu halde erkek ve kadının nikâhsız olarak biraya gelmelerinin yasaklanmıştır. Hatta bu yasaklama karşımıza, “zina yapmayınız” olarak değil “zinaya yaklaşmayınız” olarak gelmektedir. Yani Allah (c.c) buradaki emriyle bizleri zinaya götürebilecek yollardan gözlerimizi, kulaklarımızı, ellerimizi, ayaklarımızı ve diğer uzuvlarımızı korumamızı istemiştir.
21. asra girdiğimiz bu zamanda bazı gazete, dergi ve TV’lerin zinaya giden bütün yolları pervasızca açtıklarını görmekteyiz. Bunlar, gazetelerinin bir köşesinde uydurma alt yazılarla her gün neşrettikleri çıplak kadın fotoğrafları, TV’lerinin programları ile fuhşiyatı teşvik edici haber, yorumları ile film ve diziler yayınlamakla bilhassa çocuklar ile gençlerimizin ahlakını dinamitlemekte, toplumu yozlaştırmaktadırlar.
İnsanın ihtiyacı olan her şeyin bir helâli (meşrusu-yasalı) ve bir haramı (gayri meşrusu-yasa dışı) olanı vardır. İçmek için su ve bütün meşrubatlar serbest ama insana sarhoşluk veren içecekler yasaklanmıştır. Yemek için hayvan ve bitkilerin temiz olanları serbest ama murdar ve pis olanları (domuz gibi) yasaklanmıştır. Helalinden çalışmak, kâr yapmak ve kazanmak serbest, faizcilik, hırsızlık, kap-kaç, dolandırıcılık gibi haksız mal toplamak yasaklanmıştır. İnsanların (erkek ve kadının) nikâh yoluyla bir araya gelmeleri serbest, nikâhsız zina yoluyla bir araya gelmeleri yasaklanmıştır. Bu karşılaştırmaları birçok şeyde yapabilirsiniz.
DOĞRU OLANI YAPTIM
2000 yıllı başlarında Evlendirme bürosu kurduğumu duyan birçok arkadaşım ve dostum beni ve bu çalışmalarımı tenkit etmeye kadar götürdüler. “Sana çöp çatan derler” dediler. Senin şahsiyetine yakışmaz dediler.
Ben onlara “inandığım doğru ve meşru olanı, teşvik edileni yapmaya çalışıyorum. “Bekâr olanlarınızı evlendirin” emrinin bütün bir toplumu bağladığına inanıyor, bu toplumda birilerinin bu görevi yapmasının uygun olacağını düşünüyorum” diye cevaplar verdim.
Evlendirme çalışmalarını ferden ferda yaparsanız tenkit almıyorsunuz. Ama profesyonel, düzenli ve her kesimi kapsayan bir şekilde evlendirme bürosu kurarak yaparsanız toplum nezdinde tereddütle karşılaşıyorsunuz. Hala bazı insanlarımızın kafasında, “Evlendirme bürosuyla evlenilir mi hiç?” endişesi bulunmaktadır. Aradığı gelin ve damat adayını yolda karşılaştığı bir dostuna soruyor. Ondan, “tabii, ilgilenelim” cevabını alıyor. Ama o konuşma orada kalıyor. Aradan aylar geçiyor, gelin veya damat adayı istenenden bir haber çıkmıyor.
HAYALİNİZDEKİ EŞ
Hâlbuki evlendirme bürosunda her zaman size uygun adaylar bulunabileceği gibi, altı aylık hizmet süresinde gelebilecek adaylar da yine size takdim edileceğinden aradığınız özelliklere sahip bir eş bulma şansınız yükselmektedir. Biz buna; “Gençler, aradığınız Pamuk prenses” ile “genç kızlar hayalinizdeki Beyaz atlı süvari’yi” bizden sorunuz diyoruz.
Evlenmek isteyen kızlarımız ve kız velileri, Asr- saadette olduğu gibi gözüne kestirdiği bir gencin yanına giderek, “benim bir kızım var onu sana vermek istiyorum” diyemediğine göre ne yapmalıdırlar? Bunun için tek çıkış yolu bildiği, güvendiği bir evlendirme bürosuna müracaat ederek kaydolmaktır. Bu düşünce sebebiyledir ki, gelin adayı müracaatlarımız uygun düzeyde yapılmaktadır. Ancak damat adayı müracaatları gelin adayı seviyesinde olmadığı için bu güne kadar 84 çift, 168 kardeşimizin yuva kurması sağlanmışızdır.
EVLENDİK, MUTLUYUZ
Çok önemli bir konu da mutlu başlayan evliliklerin mutlu olarak devam etmesidir. Her ana-baba ve her evlenecek gelin ve damat adayı bunu ister. Ancak bazı evliliklerde mutluluk kısa bir süne sonra biter sıkıntılı, ızdıraplı günler başlar. Kurulan yuvanın mutluluğu, eş seçerken “dünya görüşü paralelliği” ni gözetmekten geçer.
Eş seçiminde yaşa, öğrenime, mesleğe, kariyere, boy ve kilo nispetine, zenginliğe, asalete bakıldığı kadar “dünya görüşü paralelliğine” bakılsa bu mutsuzluklar yaşanmayacaktır. İşte evlendirme büromuzun bir üstünlüğü de buradadır. Adayların her birinin “fikri ve siyasi görüşleri” ayrı ayrı tespit edilerek, görüşleri birbirini tutan adayların birbirleriyle tanışmaları ve evlendirilmeleri yoluna gidilmektedir. Adaylar muhafazakâr, liberal ve sosyal demokrat olarak önce üç guruba ayrılmakta, bu guruplar içerisindeki fikri nüanslara bile dikkat edilmekte ve son karar adaylarımıza bırakılmaktadır.
“Büroda karşıma bilmediğim biri çıkarsa?” endişesine yer yoktur. Büromuza müracaat edenler arasında adaylar resimli bilgi formlarıyla birbirlerine tanıştırılmakta her iki taraf da birbirlerini uygun bulmaları halinde adres ve telefonları verilmektedir.
20 yaşında kızı da yanında olmak üzere büromuza gelen Mühendis bir baba, benim baba-kız büroma gelmesinden duyduğum şaşkınlığımı hissedince şu açıklamayı yapmıştı. “ Nevzat Bey, kızımın yaşı küçük ve talipleri de gelmektedir. Ancak ben, bize müracaat eden damat adaylarından birisine “evet” demek istemiyor, damadım olacak şahsın özelliklerini baştan bilmek istiyorum” demişti.