Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

"Asıl büyük kalkınma atılımını eğitim öğrenim ile sağlık ile ve diğer tüm unsurlarıyla insan kaynağımızı geliştirmekte gösterdik. Vesayet dediğimiz anlayış insanlarımızın çoğunu karar alma ve yönetim mekanızlarından değil, aynı zamanda temel hak ve özgürlüklerinden de mahrum bırakmanın adıdır.

Fiziki alt yapı ve hizmet unsurları yetişmiş insan kaynağıdır. Bu ikisi bir araya gelmeden kalkınma gerçekleşmez. Türkiye'nin kalkınmasını sadece yollarda, köprülerde, binalarda, barajlarda aramak eksik bir yaklaşımdır

Türkiye'nin kalkınmasını sadece yollarda, köprülerde, barajlarda aramak eksik bir yaklaşımdır. Asıl büyük kalkınma atılımını tüm unsurlarıyla insan kaynağına geliştirmekte gösterdik.

Şehir hastanelerimiz sayesinde Bartın'daki felakette yaralılarımıza anında müdahale ettik. Sağlıklarına kavuşturmak, 6 tane de ağır olan hastalarımızla müdahale ettik. belediye başkanlığı döneminde yanık için bir hastane ya da böyle bir bölüm yoktu.

Yanık durumları ağır olan madencilerimiz Türkiye'de 1 numara olan profesörlerimiz tarafından tedavi ediliyor.

Terörle mücadeleden sınır emniyetine ve asayişe kadar tüm alanlarda huzuru tesis ederek insanların gece gündüz güven içinde hayatlarını sürdürebilmelerini sağladık. Hatırlayın Güneydoğu'da belli saatten sonra dışarı çıkmak mümkün değildi. Ama şimdi gece saat 12-01'e kadar vatandaşlarımız dışarıda, bütün kafeteryalarda, restoranlarda gezebiliyorlar. Bu durumu gördük. Bunlar durup dururken olmadı. Büyük bir azmin kararlılığı neticesinde bunu gerçekleştirdik. Ülkenin dört bir yanında eğer bu huzur varsa, bu konfor varsa, güvenli ulaşımı temin eden uçak seferleri başladıysa ki göreve geldiğimizde Türkiye'de 26 havalimanımız vardı ama şimdi 58 havalimanına ulaştık. Türkiye'nin dört bir yanına havalimanından indikten sonra yarım saat, bilemediniz 45 dakikada evinize ulaşabiliyorsunuz.

Göreve gelirken şunu söylemiştim. Batıda ne varsa doğuda da güneydoğuda da o olacak demiştik ve bunu başlardık.

Türkiye, artık geri kalmış ülkeler silsilesi içerisinde değil, az gelişmiş de değil. Türkiye de artık gelişmiş ülkeler programı arasında yerini aldı. Türkiye, dijitalleşme sürecinde 900'den fazla kurumunun 6 bin 800'den fazla hizmetiyle 61 milyon kullanıcı sayısına ulaşan e-Devlet Kapısı uygulamasıyla dünyada ilk sıralara yerleşmiştir.

Her alanda cumhuriyet tarihinde yapılanların tamamını 5'e, 10'a katlayan benzer atılımları saymak mümkündür. Gelişen, büyüyen, modernleşen Türkiye'de, diğer alanlarda gibi özel sektörü ve kamu kesimiyle çalışma hayatı da büyük değişime uğramıştır. Kamu personel rejiminin hükümetlerimiz döneminde değiştirmekte en çok zorlandığımız, halen de istediğimiz seviyeye getiremediğimiz alan olduğunu itiraf etmek isterim.

Ülkemizde kamu, diğer hususlarda olduğu gibi insan kaynakları yönetiminde de lokomotiftir, modeldir, belirleyici role sahiptir. Bu anlayışla yeni yönetim sistemimizi tasarlarken doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlı bir insan kaynakları ofisi kuralım dedik ve kurduk. Amacımız bu yapının öncülüğünde hem kamunun hem de genel olarak ülkenin insan kaynağı projeksiyonunu ve yönlendirmesini yapmaktır.

Birleşmiş Milletler kalkınma hedefleriyle de uyumlu şekilde yürüttüğümüz çalışmalarımızda fırsat eşitliği, şeffaflık, hesap verebilirlik, yenilikçilik ve liyakat gibi değerleri esas alan bir insan kaynağı kültürü oluşturmanın peşindeyiz. Şu anda bunu kovalıyoruz. İnsan Kaynakları Ofisi'miz tarafından bu amaçla geliştirilerek uygulamaya konulan sistemlerin tamamı da yerli ve milli olarak hazırlanmıştır. Atılan her adımda gençlerimizin ve çalışanlarımızın umutlarını güçlendirecek, özgüvenlerini yükseltecek, becerilerini ve yetkinliklerini artıracak, devletimizi ve özel sektörümüzü başarıdan başarıya taşıyacak bir yetenek yönetim modelinin inşasını hedefliyoruz.

Özellikle işte hemen yanı başımızdaki Millet Kütüphanesi, şu anda dünyada müstesna olan kütüphanelerden bir tanesidir. 24 saat 7'den 70'e tüm insanımıza hizmet veren bu kütüphanemizde her türlü imkanları hazırladık. Çayıyla, kekiyle vs. oraya gelip dersini çalışanlar, kitap okuyanlar vs. bunları yapıp, dünyadan gelen liderlere de burayı gezdirdiğimizde, acaba bu projeyi bize de verir misiniz dediklerinde, seve seve diyerek projeleri verebileceğimizi de söylüyoruz. Çünkü ilmi ve bu tür projeleri biz kendimize has değil, tüm insanlığa has olarak düşünüyoruz, insanlığın emrindedir diyoruz.

Güney Doğu'da belli bir saatten sonra dışarı çıkmak güvenli değildi. Şimdi vatandaşlarımız gece yarısına kadar dışarlarda gezebiliyor. Bunlar urup dururken olmadı. Büyük bir azmin, kararlılığın neticesinde gerçekleştirdik. Ülkenin dört bir yanında bu huzur varsa güvenli ulaşımı temin eden uçak seferleri başladıysa bizim sayemizde.

Artık geri kalmış ülkeler silsilesi içinde değil, az gelişmiş ülkeler içinde de değil, Türkiye artık gelişmiş ülkeler kategorisinde yer alıyor. Göreve geldiğimizde Batı'da ne varsa Doğu'da da o olacak demiştik ve bunu başardık.

İlmi ve bu tür projeleri biz kendimize değil tüm insanlığa has olarak düşünüyoruz.81 ile üniversite yapmaya başladığımızda 'ne gerek var' diye eleştirenler vardı. Şimdi kimsenin söyleyecek sözü kalmadı. Biz ilmi tahsil etmek için hocalarımızı seferber etti. Gençliğimiz çok daha özgüvenle yetişme sürecine başladı. Şu anda 208 tane üniversitemiz var. İlmin ulaşamadığı yer bırakmadık.

81 ile üniversite yapmaya başladığımızda 'ne gerek var' diye eleştirenler vardı. Şimdi kimsenin söyleyecek sözü kalmadı. Biz ilmi tahsil etmek için hocalarımızı seferber etti. Gençliğimiz çok daha özgüvenle yetişme sürecine başladı. Şu anda 208 tane üniversitemiz var. İlmin ulaşamadığı yer bırakmadık.

Türkiye artık iyi eğitimli evlatlarının yurt dışına gittiği değil, yurt dışındakiler ülkesine çeken bir cazibe merkezi olmuştur.

Birlerinin yalan yanlış karalama kampanyalarına kimse aldırmasın. İstisnai uygulamayı genelleştirmeye çalışanlar aslında kendi kifayetsizliklerini örtmeye çalışıyor. Gençlerimizden bu tür hezeyanlara itibar etmemelerini istiyoruz.

Türkiye artık evlatlarının yurt dışına eğitime gittiği değil,yurt dışındaki evlatlarını kendine çeker bir ülke oldu. Özel sektörde 150 bin öğrenciye staj imkanı vererek toplamda bu sayıyı 300 bine çıkarmamıza destek olacak.

Ulusal Staj Programı'nın 2023 yılı başvurularını bugün itibarıyla açıyoruz. Ayrıca, yaz stajları için ödediğimiz asgari ücretin yüzde 30'una tekabül eden rakamı, 2023'ten itibaren asgari ücret seviyesine yükseltiyoruz. İlave olarak staj sonrası öğrencilerimizin yarı zamanlı çalışmaya devam edebilmelerini temin amacıyla geliştirdiğimiz yetenek yönetim modelini de yaygınlaştırıyoruz. Hem kamu hem özel sektör tarafının uzun zamandır beklediğini bildiğimiz Türkiye'nin insan kaynakları envanterinin hazırlıklarını tamamladık."

Hibya Haber Ajansı