İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında konuştu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in, TBMM Genel Kurulu'nda, Amasra’da maden ocağında meydana gelen patlamaya ilişkin bilgilendirme yaptığını hatırlatan Usta, "Başlangıç kısmını izledim ama basın toplantısı nedeniyle oradan ayrıldım. Sayın Bakan sanki idarenin bu işte hiçbir kabahati yokmuş gibi bir edayla konuşma yapıyor. Bunu kabul etmek mümkün değildir. 2019 Sayıştay raporu ortadadır. Sayıştay bu konuda idareyi ikaz etmiştir. Buna ilişkin bir tedbir alınıp alınmadığı hususunda 2020 yılı raporunda yer verilmemiştir, verdirtilmemiştir. Bu da kurullar üzerindeki baskının ne boyutlara geldiğini gösteriyor" dedi.
2023 bütçesinin, Türkiye'nin 100'üncü, AK Parti hükümetlerinin de 21'inci bütçesi olduğunu hatırlatan Usta, sözlerine şunları diyerek devam etti:
"Çok partili siyasi hayata geçtikten sonra milletimiz hiçbir partiye bu kadar büyük bir yetki vermedi. Ancak geldiğimiz bu noktada yoksulluk hiçbir dönemde bu kadar artmamıştı. Gelir dağılımı bu kadar bozulmamıştı. Türkiye maalesef dünyanın en yüksek enflasyonunu yaşayan ülkelerden birisi haline gelmiştir. Böyle bir ortamda 2023 bütçesini Meclis'te görüşeceğiz.
Hükümetin 2022 yılındaki enflasyon hedefi yüzde 9,8. Bugün Eylül aynı itibariyle geldiğimiz noktada, ne kadar inanmasak bile TÜİK'in makyajlı rakamına göre bile, tüketici enflasyonu yüzde 83,5 olmuştur. Bu ENAG'a göre yüzde 180'in üzerinde. 83,5'i doğru bile kabul etmiş olsak doğru, öngörülenin 9-10 katında bir enflasyona Türkiye koşuyor."
Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın açıklamalarına göre Ocak-Ağustos döneminde Türkiye bütçesinin 33 milyar lira fazla verdiğini belirten Usta, "Herkes sevindi fakat Eylül ayında bütçemiz 78.6 milyar lira açık verdi. Bütçe açığının yıl sonunda da 461,2 milyar TL'ye ulaştığını yine hükümet söylüyor. Bu rakamlara nasıl güvenirsiniz? Bu nasıl bir ülke? 8 ayda fazla veriyorsunuz sonra ki 5 ayda 490 milyar lira açık vereceğinizi söylüyorsunuz. Ya bu rakamlarda bir yanlışlıklar var, şeffaf bir şekilde bizimle paylaşılmıyor veya hükümet seçim öncesi tam gaz bir seçim ekonomisi uygulayacak. Bunun ikisinin dışında başka bir alternatif olduğunu ben düşünmüyorum." ifadelerini kullandı.
"Zaten her şey kötüydü ama bambaşka bir dünya yarattı" diyen Usta, "Kurun 7-8 liralardan 18 liraya kadar çıkması sonucunda kur korumalı mevduat diye, 50 yıl önce uygulanan ve Türkiye'yi bir batağa sürükleyen enstrümanı tekrar takdim ettiler. Bugün kur korumalı mevduat çerçevesinde, Eylül sonu itibariyle 85 milyar liralık bir harcama var. 85 milyar lira sadece Hazine üzerinden yapılan harcama.
Plan ve Bütçe Komisyonu'nda dün bir torba kanun görüşülüyordu. Kur korumalı mevduat orada gündeme geldi. Çünkü hükümet kur korumalı mevduatı 2023 sonuna kadar uzatmayı amaçlıyor. Bunun maliyeti nedir denildiğinde, Hazine'nin maliyeti söyleniyor. Bir de Merkez Bankası kısmı var. Ona ilişkin rakam yok. Hiç kimse bir şey bilmiyor. AK Parti'nin yaptığı hataların maliyetinin ne olduğu milletten gizleniyor. Ne kadar gizleseler de bunun hesabını yapmak belli ölçüde mümkün. Bizim hesaplarımıza göre bugün itibariyle kur korumalı mevduatın Türkiye'ye maliyeti 200 milyar lirayı aşmıştır. Bunun dönem sonunda, yıl sonunda 300 milyar lirayı aşacağını bekliyoruz." şeklinde konuştu.
2022 yılında devletin faiz yükünün 640 milyar liraya ulaşacağına dikkat çeken Usta sözlerini şunları diyerek tamamladı:
"Geçen yıl 181 milyar lira olan faiz ödemesinin 640 milyar liraya çıktığını görüyoruz. Bu Türkiye'nin kötü yönetilmesinden kaynaklanan bir artıştır. Daha kötüsü önümüzdeki dönemde gerçekleşecek. Bu hükümetin çok iyi yaptığı bir şey var. Riskleri, sıkıntıları ve yükleri önümüzdeki döneme bırakıyor.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa bir şey oldu. Bu yılın Nisan ayından itibaren oluşmaya başladı. Artarak devam ediyor. İlk kez iç borç ana para ödemeleri, faiz ödemelerinin altında kaldı. Faiz ödemeleri ana paraları geçti. Bu birey olarak düşünün; öyle bir borç almışsınız ki, borcun faizi ana parayı aşmış. Bu tefecinin eline düşmesi demektir. AK Parti hükümetleri Hazine'yi tefecinin eline düşürmüştür."
Hibya Haber Ajansı