Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Önder Aksakal, gerçekleştirdiği basın toplantısında ülke ve dünya gündemini değerlendirdi.

Konuşmasına Bartın’ın Amasra ilçesindeki TTK Ocağı’nda yaşanan maden kazası ile başlayan Aksakal, “Ateş düştüğü yeri yakıyor. Buradan öncelikle kederli ailelerine başsağlığı, sabır ve metanet diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Aksakal, “Çaresizliğin tezahürü olarak niteleyebileceğim bir yaklaşımla meseleye 'kader' teşhisi konuluyor” diyerek, şunları kaydetti:

“Bu doğru bir yaklaşım değil. Evet, bizler inançlı insanlarız. ‘Amentü’ duasını okurken hayrın ve şerrin Allah'tan geldiğine iman etmişiz. Ama ‘kader’ denilen kavramın yaşanılan olayların son halini izah eden bir betimleme olduğunu da unutmayacağız. Lütfen, artık insanların manevi duygularını bu gerekçelerle istismar etmekten vazgeçin, tüm faciaların müsebbibi ve sorumlusu neyse ya da kim ise ortaya çıkarın.”

Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 7418 Sayılı Kanun, hakkında değerlendirmelerde bulunan Aksakal, “Evet, ‘Basın özgürlüğü’ halkın doğru habere ulaşması açısından demokratik yaşamın mütemmim cüzlerinden biri olarak kabul edilmelidir. Ancak hepimiz de çok iyi biliyoruz ki Türkiye’de en kolay edinilen meslek de maalesef basın mensubu olmaktadır.” diye konuştu.

Aksakal, toplumsal düzeni sağlama misyonuna sahip kurumların, sorumluluklarını yerine getireceklerini dile getirerek, kanunun 29’uncu maddesi ile ilgili, şunları söyledi:

“’Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Fail, suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemesi halinde, birinci fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır.’ diyor.

Demokratik Solcular olarak bu maddeye baktığımızda yaşamımızın hiçbir alanında böyle bir suçla uzaktan yakından alakamız olamaz. Kimsenin de olmamalı. Ülkenin iç ve dış güvenliğini, kamu barışını bozmaya çalışmaz. Kimse de çalışmamalı.

İftira atmaz, hakaret etmez, küfrü başkasına söylemeyi bırakın öncelikle kendine yakıştırmaz. Kimse de kendine yakıştırmamalı.

Dünyanın bütün demokratik ülkelerinde bu kapsamda yasal çerçeveler konulmuşken böyle bir yasal düzenlemeye karşı olumsuz bir yaklaşım da söz konusu olmamalıdır. Ama bir realite daha vardır ki, asıl konuşulması, üzerinde tartışılması gereken husus bu yasal düzenlemenin içeriğinden ziyade uygulamasından duyulacak endişe konusudur. İşte bu konuda kaygılanmaya hepimizin hakkı var.”

Demokratik Solcular'ın halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak istemeyeceklerini vurgulayan Aksakal, “Zira hukuki davalar söz konusu olduğunda ve buna benzer örneklerinde, iktidar yanlısı ve iktidar karşıtı yapılara mensup bireylerin çifte standartlarla karşı karşıya kalabildikleri, bu haksızlıklara meyilli davranış sergileyen hukuk insanlarıyla karşılaşıldığı da tartışmadan varestedir. İnanıyorum ki bu tespitimi en başta da adalet dağıtma noktasında bulunanlar onaylayacaklardır.” diye konuştu.

Aksakal, “Bir terör örgütünün siyasi ayağına devlet eliyle destek yapılmasına sanırım dünyadaki tek örnek ülke Türkiye’dir.” ifadesini kullanarak, sözlerine şu şekilde devam etti:

Düşünebiliyor musunuz, bir taraftan milyarlarca lira devlet bütçesinden terörle mücadeleye kaynak harcayacaksınız, diğer taraftan bu hainlere parlamentoya yeniden gelebilsinler, seçim çalışmalarını rahat yürütsünler diye 540 milyon lira devlet desteği sağlayacaksınız. Diyelim ki, her yıl verilen miktar seçimlerde aldıkları oy oranına göre dağıtılıyor. Peki seçimlerde verilen miktarın seçimlere katılan partilere eşit olarak dağıtılması gerekmez mi?”

2022 yılı bütçesinin başlangıçta 1 trilyon 750 milyar lirayken DSP olarak kendilerinin de öngördüğü şekilde yapılan ek bütçe ile 880 miyar 474 milyon lira ilave edildiğini belirten Aksakal, “Böylece 2022 Bütçesi toplam 2 trilyon 631 milyar liraya ulaşmıştı. 2023 Bütçe giderlerinin 4 trilyon 470 milyar lira, Bütçe gelirlerinin ise 3 trilyon 810 milyar lira olacağı öngörülmesiyle bu rakamlarda giderlerin 2022 ilk bütçesine göre yüzde 155 artış gösterdiği açıkça ortadadır.” değerlendirmesini yaptı.

Aksakal, dünyada enflasyon ve ekonomik sıkıntıların özellikle Avrupa’daki resesyon beklentisini arttırdığına dikkati çekerek, “İhracatımızın ağırlığının olduğu bu bölgede ihracatta bir düşme olabilir. Buradaki bir diğer risk Dolar / Euro paritesidir. 2023 bütçesinde öngörülen gelirlere ulaşmamız bu nedenlerle oldukça zor gözükmektedir. Dolayısıyla, en geç 2023 yılının temmuz- ağustos aylarında bir ek bütçe yapılma ihtiyacı doğacaktır.” ifadelerini kullandı.

2023 seçimlerine doğru hareketli bir dönem yaşanacağını öngördüğünü dile getiren Aksakal, “Bu dönem aynı zamanda iktidar ve muhalefet cephelerinin Türkiye’nin geleceğine yönelik öngörülerinde ve söylemlerinde ne denli samimi olduklarına da ışık tutacaktır. Biz Demokratik Sol Parti olarak öncelikle Türkiye’nin normalleşmesi gereğine inanıyoruz.” diye konuştu.

Aksakal, tam bağımsız Türkiye idealinin ancak Türk milletinin özgün iradesiyle hayata geçebileceğini söyleyerek, “Demokratik Sol Parti ‘milliyetçi, vatansever, sol’ bir parti olarak 2023 seçimleri yolunda asil Türk milletinin birliği ve kadim Türk vatanının bölünmez bütünlüğü uğrunda mücadeleyi kutsal sayan yapılarla bir anlayış birliğini mutlak surette kurgulayacaktır.” şeklinde konuştu.

Hibya Haber Ajansı