Kızıltepe Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Menduh Çakar, 1 Mayıs Açıklaması
Bu Bayram barış çığlıklarıyla barışa vesile olur inşallah.
Bu bayram Newroz ruhuyla kutlanmalı Emek Barış Onurlu yaşam için.
Küresel sermayenin ve yerel gerici işbirlikçilerinin sömürü sistemine muhalif olan toplumsal dinamiklere, işçi sınıfına ve emekçilere yönelik saldırganlığın yoğunlaştığı geçmişte kazanılan hakların bir bir geri alındığı İşçi sınıfı üzerine son dönemlerin en kapsamlı saldırı politikaları belirli bir plan içinde hayata geçirilmektedir.
12 Eylül’e birlikte tekçi zihniyetin hayata geçirdikleri(24 Ocak) saldırı kararları ile gerçek sendikaların kapatıldığı işbirlikçi sendikacılığın öne çıkarıldığı
Ülkemizde çalışan 24 milyon insanın yarısının kayıt dışı(aslında devletin kayıtlarında mevcut)çalıştırılmakta. Diğer yarısının büyük bir çoğunluğu asgari ücretle çalışmakta karıncaların işi olduğu bir dünyada milyonlarca insan aç ve işsiz olarak yaşamaktadır.
Tarım alanında milyonlarca insanın güvencesiz ve sağlıksız şartlarda çalıştığı, topraksız yüz binlerce köylülerin, gezginci işçi statüsünde sağlıksız ulaşım şartları sonucu, yolarda trafik kazalarında yüzlerce işçi hayatını kaybetmekte, sağlıksız barınma koşuları birçok hastalığa davetiye çıkarılmakta, yerleşim alanları dışında konumlandıkları için her turlu iletişim ve görsel haklardan mahrum bir yaşamı sürdürmekte. Ücretleri (elçi çavuş dayı başı ve simsarlar aracılığıyla pazarlandığı bir süreci yaşıyoruz.
Okuması gereken ve zorunlu hayat şartlarından dolayı okumayan ve ucuz iş gücü olarak değerlendirilen milyonlarca çocuklarımız. Boyacı simitçi, işportacı dokumacı, tekstil işçisi vb. gibi yaşamın en zor alanlarında karşımıza çıkmakta. İş sağlığından ve iş güvencesinden yoksun birkaç kuruş(karnını doyurmayacak)parayla çalıştırılmakta. Yeni çıkan eğitim yasasıyla dehada istismara açık hale getirilecektir.
Milyonlarca insanımız inşaatlarda her turlu güvenceden yoksun gündelikli işçi olarak çalışmakta her gün bir yerlerde inşaattan düşme elektrik çarpması, çadır yanması vb gibi güvenlik tedbirlerinin alınmaması sonucu ölmekte sosyal güvenceden yoksun kendi kaderine terk edilmektedir. Tersanelerde organize sanayi bölgelerinde deri fabrikalarında her türlü hayati risklerle beraber çalışmaya devam etmekte.
Emeği görülmeyen evde bakıcı, hizmetçi, tarlada ırgat olarak çalışan ve emeğin karşılığı alamayan ev kadınlarımız. Her gün şiddete maruz kalan namus cinayetine kurban giden yoksunluktan ve yoksuzluktan dolayı intihar eden kapitalist üretim alanında yedek iş gücü olarak bekletilen ve sömürülen kadınlarımız her türlü hak gasplarına ve açlığa mahkûm edilmekte.
En fazla saldırıya maruz kalan ve rant alanına dönüştürülen kamusal alanın büyük bir bölümü özeleştirildi. emeklilik yaşının 65’e genel sağlık sigortası ile ilave haraç sisteminin getirilmesi katkı payları tebliğleri tam gün yasası aile hekimliği pilot yasası 663 sayılı kanun hükmündeki kararnamelerle çalışma alanını tarumar edildiği bir süreci yaşıyoruz.
Taşeron sistemi çalışma sisteminin her alanında etkin kılınmaya çalışıldı. Çalışanların büyük bir bölümü ihale yoluyla güvencesiz çalıştırılmaya başlandı. Devletin oklularında okul aile birliği üzerinden binlerce işçi kaçak olarak çalıştırılmakta. özel sağlık kuruluşlarında çalışan 100 binlerce sağlık çalışanı her türlü iş güvencesinden iş güvenliğinden yoksun uzun süreli çalışmak zorunda. Özel dershanelerde öğretmen ve çalışanların hiç bir güvencesinin olmadığı bir ortamda çalıştırılmaktadır. Önümüzdeki süreçte hükümetin programında yer alan kıdem tazminatı, yeni esnek çalışma biçimleri, bölgesel asgari ücret, uzaktan çalışma özel istihdam (kölelik)büroları yaşama geçirilmeye çalışılacaktır.
Doksanlı yıllarda örgütlenen ve gücünü fiili ve meşru mücadelesinden alan kamu emekçileri kısa sure içinde sayıları yüz binlerle ifade edilecek kamu çalışanları devlet memurluğu kimliğinden asıl emek kimliğine geçerek mücadeledeki yerini aldılar.gerek alan mücadeleleriyle gerek iş bırakma eylemleriyle hukuksal mücadeleleriyle bir çok kazanımın altına imza atılar.
Biz çalışanların birliğini sağlamak adına yılarca emek simsarlığı yapanları, emekçileri arkadan hançerleyenleri,yılarca savaş çığırtkanlığı yapanları,şovenizmi körükleyenleri büyük badeler ödeyerek taksim meydanına çıkan işçilerin karşısına çıkararak çalışanların birliğini sağlayamayız.biz mücadeleyi belirli günlere sığdırarak kim nerede ne kadar kitleyi alana çıkaracak hesabı yaparak N rın birliğini sağlayamayız.hele gelişen küresel saldırılara karşı hiç duramayız.biz sendikalarımızı siyasal anlayışlarımızın arka bahçesi yaparak da sürece cevap olmayız.
Hiç kimseden bir şey istemeyeceğiz. Toplumun bütün mağdurlarıyla ortaklaşacağız. işçisi,emekçisi çevrecisi köylüsü işsizi kadını gençliği demokratik toplumun bütün birleşenleri örgütleyerek yerelden başlayarak sorunlarımıza çözüm bulacağız.üzerimize düşenleri yerine getirdiğimizde en yüce değer olan emeğin ortak siyasi iradesini de açığa çıkaracağız.işte o zaman demokratik siyasetin önüne konulan bütün o barajlar ortadan kalkacak toplumun büyük çoğunluğu oluşturan demokratik toplum bileşenleri hedefine ulaşacak .bu kutsal topraklar üzerinde özgür ve insanca bir yaşam hakim kılınacak.
.
Konuşma Sonu