Japon basını, son 6 yıl içinde NATO Genel Sekreteri’nin Japonya’ya yaptığı ilk ziyaretle Japonya ve NATO’nun süratle birbirine yaklaştığı yorumunu yaptı.

Jens Stoltenberg daha önce Güney Kore’ye yaptığı ziyarette de Çin’i hedef alarak, Çin’in “Batı’nın değer yargılarına, çıkarlarına ve güvenliğine meydan okuduğunu” öne sürmüştü.

Soğuk Savaş zihniyetini Asya-Pasifik’e getirme gayreti

Soğuk Savaş’ın bir ürünü olan NATO, ABD’nin sözde Hint-Pasifik stratejisi doğrultusunda meşhur “Çin tehdidi” bahanesiyle ellerini Asya-Pasifik bölgesine uzatıyor ve artık modası geçmiş Soğuk Savaş zihniyetini bu bölgeye ihraç etmeye çalışıyor.

Dünya genelindeki en büyük askeri ittifak olan NATO, kurulduğu günden beri ABD’nin bloklar arasında zıtlaşma oluşturmasının bir aracı haline geldi. Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte hedefini kaybeden NATO, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından “beyin ölümü” gerçekleşen bir örgüt olarak nitelendirilmişti. Ukrayna krizinin patlak verdiği geçen yıldan bu yana ABD, Çin’in gelişmesini engellemek ve ABD hegemonyasını korumak için, NATO’yu yeniden canlandırmaya ve NATO’nun Asya-Pasifik ayağını yaratmaya çalıştı.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, geçen mayısta yaptığı bir açıklamada, Çin etrafındaki stratejik çevreyi şekillendireceklerini söylemişti. Geçen haziranda düzenlenen NATO Zirvesi’ne ilk defa Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın liderlerinin zirveye davet edilmesinin yanı sıra, zirvede yayınlanan strateji belgesinde Çin’in “Avrupa-Atlantik’e sistematik tehditler oluşturduğu” iddiasına yer verilmişti.

Bu yılın ocak ayında Stoltenberg, Japonya ve Güney Kore’yi ziyaret ederken, “Çin tehdidi” teorisini tekrar ortaya attı. Bütün bu girişimler, NATO’nun varlığını sürdürmek ve ABD tarzı hegemonyaya zemin hazırlamak için blok zıtlaşmasını Asya-Pasifik bölgesine getirme çabasının kanıtları.

Amaç Çin’i çevrelemek

Stoltenberg’in ardından 30 Ocak’ta Güney Kore’yi ziyaret eden ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, ABD’nin genişletilmiş caydırıcılık yeteneğini güçlendireceklerini yineledi. Bu açıklama, NATO’nun Asya-Pasifik’e genişleme stratejisinin arkasında ABD’nin olduğunu net olarak gösteriyor. ABD, Çin’i engelleyecek bir güvenlik çerçevesi oluşturmak amacıyla, Asya-Pasifik’teki müttefikleri ile NATO’nun kenetlenmesini hızlandırarak sözde “Hint-Pasifik stratejisi”ni ilerletmeye çalışıyor.

Ne var ki, bugün NATO artık eski günlerinde değil. Çağdışı bir zihniyet olan Soğuk Savaş’ın bir sonucu olan NATO, kendi varlığını sürdürmek amacıyla sürekli güvenlik tehditleri yaratarak, Japonya ve Güney Kore’yle etkileşimi yoğunlaştırıyor. NATO’nun bu siyasi şovunun sembolik anlamı gerçek anlamdan çok daha büyük.

Askeri güç açısından, Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle birlikte, NATO kademeli olarak askeri bir ittifaktan siyasi-diplomatik bir ittifaka dönüştü. İttifakın hareket gücü sürekli azalırken, çok sayıda üye ülke, sermaye sıkıntısıyla karşı karşıya bulunuyor.

NATO’ya öncülük yapan ABD dışında, Asya-Pasifik bölgesine gerçekten fiziksel güç yansıtabilen yalnızca az sayıda NATO üyesi var. Ocak ayı başında, Japonya Başbakanı Fumio Kişida Avrupa'yı ziyaret ettiğinde İngiltere ile "Karşılıklı Erişim Anlaşması"nı imzaladı. Anlaşmaya göre karşılıklı olarak silahlı kuvvetler konuşlandırma izni verildi. Bu, Batılı kuvvetleri Asya-Pasifik'e geri getirmeyi amaçlıyor. Ancak anlaşmanın gerçek etkisi çok sınırlı. Bununla birlikte kamuoyu, sınırlı pratik önemi nedeniyle bu konuya daha fazla ilgi göstermemiştir. NATO ile Japonya arasındaki etkileşimin sonucu da böyle olacaktır.

NATO, Güney Kore ve Japonya'ya hegemonik amacını gerçekleştirmede anahtar olarak davrandı, ancak Asya ülkeleri olarak Japonya ve Güney Kore, NATO ile işbirliği yapmaları sonucunda kendilerinin de zarar göreceğini anlamalıdır.

NATO, Asya-Pasifik’te sorun yaratmaya çalışıyor, ancak istediği sonuca varamaz. Asya-Pasifik, büyük güçler için bir çekişme arenası değildir. Asya-Pasifik halkları "yeni bir Soğuk Savaş" başlatma girişimini kabul etmeyecek ve hiçbir zaman buna izin vermeyecektir.

Kaynak: Çin Uluslararası Radyosu-Zhao Quanmin, CRI Haber Merkezi
Hibya Haber Ajansı