Özel uçakla deprem bölgesine giden anlayamaz diyen Babacan, “Her hafta afet bölgesindeydim. Tüm seyahatlerimi kara yolundan yaptığım için olabildiğince fazla insanımızla görüştüm. Yakınlarını yitirenlerle ağlaştık. Yasını yaşayamadan hayat mücadelesinin ortasına düşmüş insanlarımızı dinledik. Ankara’daki konforlu evinden özel uçakla deprem bölgesine giden, orada da önceden planlanmış 1-2 görüntü verip dönenler anlamaz. İşte görüyoruz, hakaret ve küfür dışında bir şey bilmiyor onlar. Ben izlerken utanıyorum. Bir ülkenin cumhurbaşkanı, cumhurla, milletle kavgaya tutuşur mu? Hem de böylesi bir afetin ortasında, acının ortasında, vatandaşına hakaretler sıralar mı?” diye konuştu.
Hani partili medyada diyorlar ya, ‘Herkes hayatından memnun, çadırlar genişmiş, antresi varmış, kileri varmış, herkese dağıtılıyormuş’ falan filan. Hani ‘Hiçbir devlet vatandaşına bu imkan vermez’ diye manşetler atıyorlar ya. İşte Cumhur İttifakı’nın vatandaşına verdiği ‘imkan’ bu diyen Babacan, şöyle devam etti:
“İnsanlar yakınlarını kaybetti, Sokakları, evleri yıkıldı. Her şeyleri yok oldu, yetmedi. Bir de devlet kapısında sürünüyorlar. Sayın Erdoğan’a sesleniyorum: Çadır temini için derhal bir takvim açıklayın. Kaç çadıra ihtiyaç var? Kaç gün içinde bu ihtiyacı karşılayacaksınız? TOKİ konutları için bir takvim verdiniz. Şu anda acil ihtiyaç çadır.”
10 gün önce Gaziantep’te iktidara sorduğu soruların sadece DEVA Partisi’nin soruları olmadığını söyleyen Babacan, “En önemli soruları her gün sormaya devam edeceğim. İlk 48 saatte ne yaptınız? Bazı yerlerde 4 gün. Kimi yerlerde 5 gün. Bir insanı, evladının olduğu bir enkazın başında günlerce niçin tek başına bıraktınız? Ne oldu da vatandaşımızı ellerini parçalaya parçalaya moloz kaldırmak zorunda bıraktınız? İlk 48 saatte niçin İHA’larla, helikopterle, uçaklarla şehirlerdeki durumun tespiti yapılmadı? Niçin tüm ülkeyle paylaşılmadı? İlk 48 saatte niçin Türkiye’deki tüm iş makineleri bölgeye sevk edilmedi? İlk 48 saatte niçin tüm arama-kurtarma personeli, madenciler, askerler gönüllülerle birlikte koordinasyon içerisinde afet bölgesinde çalışmalara başlamadı? İlk 48 saatte ve hatta ilk 72 saatte kaç adet yıkılan binaya arama kurtarma amacıyla müdahale edildi?” dedi.
Seçimden sonra depremin ilk 48 saatini saniye saniye çözeceklerini belirten Babacan, "Sayın Erdoğan da ilk birkaç günde aksaklıkların olduğunu söylüyor. Ha şunu bileydin. Ama bir dakika, ‘İlk birkaç gün aksaklıklar olmasına rağmen’ deyip devam edemezsiniz. Zaten ölümlerin çoğu o ilk birkaç günde oldu. Zaten biz binlerce canı, o ilk günlerdeki aksaklıklar yüzünden kaybettik. O aksaklıkların niye olduğunu, nasıl olduğunu anlatın da millet öğrensin. Sürekli soracağız. Cevabını vermezlerse, seçimden sonra kayıtları açacağız. Şahit olan herkesi çağırıp dinleyip o ilk 48 saati saniye saniye çözeceğiz. Çözeceğiz ki bu millet bir daha böyle acılar görmesin.” ifadelerini kullandı.
Hükümetteyken de uyaran Babacan, imar rantlarının dengeleri bozduğunu söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hükümette olduğum dönemlerde kaç kere ‘Dikey yapılaşma yanlış. Yatay yapılaşma olması lazım. Dikey yapılaşma ekonomiyi mahvediyor. Haksız kazanç sağlıyor. Haksız elde edilen imar rantları ekonominin bütün dengelerini bozuyor. Büyük bir risk oluşturuyor’ dedik. Rant uğruna, merkezdeki araziyi 10 kat yerine 20 kat yapınca acayip para kazanılıyor. Bu rant gözlerini kör etti. Bunlarla mücadele ettiğimiz dönemde bana kendisi ne dedi? ‘Dediklerini yaparsam il başkanı, ilçe başkanı bulamam’ dedi. Siyasetten anlayanlar bunun ne anlama geldiğini bilir. Yıkılan binaların müteahhitleriyle siyaset arasında iktidar ve bazı belediyeler arasında nasıl karmaşık ilişkiler olduğunu teker teker ortaya çıkarıyorlar, görüyorsunuz.”
Babacan, DEVA Partisi’nin Afet Eylem Planı’nda yer alan politikalardan örnekler sıralayarak şunları söyledi:
“Afet Müdahale Sistemini yeniden düzenleyeceğiz. Deprem ve doğal afet riskinin yüksek olduğu tüm kentlerde güçlendirme ve yeniden inşa projeleri yapacağız. Bu çok acil bir ihtiyaç. Deprem bölgelerinde, deprem raporu olmayan yapıların deprem raporları hazırlanmasını, olası depremlerde ne kadar hasar alabileceğinin simülasyonlarının yapmak zorundayız. İmar affı çıkarılmasına son vereceğiz. Her af, aynı hataların, yanlışların, suçların devam etmesinin önünü açıyor. 2018’de en büyük seçim kampanyası malzemesiydi. O imar affı tanıdığınız yapılardan kaçı çöktü? Kaç cenaze çıktı? Hepsi belli.”
Babacan, yapı denetim ve muayene sistemi önerisini tekrarladı. Babacan, “Belediyelere yerel afet tehlikesi ve risk haritalarının hazırlama yükümlülüğünü getirmek zorundayız. Risk Azaltma Hedefi konmak zorunda. Yapı denetim sistemini, yetkin mühendisliğe dayalı, imar ve yapılaşma sisteminin bir parçası olarak yeniden yapılandırmak zorundayız. Tüm binaları yapı denetim kapsamına almak zorundayız. Aynı araç muayenesi gibi periyodik muayene lazım ki birileri kolonu kesmiş mi? Betonun kalitesi iyi mi? Deniz kumu acaba demirleri çürütmüş mü? Bunların periyodik kontrol edilmesi gerekiyor.” diye hatırlattı.
Afet ve acil durumlarda devreye hızla girecek Güvenli Haberleşme Sistemleri kuracaklarını söyleyen Babacan, haberleşmenin kesilmemesini sağlayacaklarını belirtti.
Dün bir çalışıyorsak bugün beş çalışacağız, on çalışacağız. DEVA Partisi bu ülke için hayat demek, yaşam demek diyen Babacan, “Bunun çok iyi farkındayız. Onurlu bir yaşam için, vatandaşlarımızın insan onurunu ayağa kaldırmak için canla başla mücadele edeceğiz. Bir kez daha söylüyorum: Ya başaracağız ya başaracağız. Başka yol yok bizim için. Eleştirildiği zaman öfkelenen, sinirlenen, hakaret eden, hemen yasaklara, cezalara başvuran bu devlet yönetimini ilk seçimde müsait bir yerde indireceğiz. Özgüvenini insanların mutluluğundan, huzurundan alan, felaketleri öngören, tedbir alan refah devletini inşa edeceğiz.” şeklinde konuştu.
Hibya Haber Ajansı