HDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının  kaldırılmasına ilişkin tasarı 16 Mayıs’ta meclis genel kurulu gündemine gelecek. 1994’de DEP milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması sonrasında yaşanan süreç düşünüldüğünde Diyarbakır’da halk da kitle örgütleri de kaygılı.. Yaşanan sürecin Türkiye açısından daha da zor günlerin işareti olduğunu söyleyen İHD, Mazlum-Der ve Diyarbakır Barosu yöneticileri hem hükümeti hem de tasarıyı oylayacak milletvekillerini uyardı: Tasarıyı geri çekin, aksi takdirde Türkiye çok büyük sorunlara gebe.

 

‘KÜRT MESELESİ’NDE TEKRAR BAŞA DÖNÜLÜYOR’ 

Mazlum-Der Diyarbakır Şubesi Başkanı Ali İhsan Gültekin, HDP’nin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının 94’te DEP  milletvekillerinin meclisten çıkarılması ile aynı olduğunu söyledi. Gültekin, bu durumda Kürt Meselesi’nde tekrar başa dönüleceğini belirterek, “Kürt meselesinde bir güvelikçi konsept tekrar devreye girmiş durumda. Demokratik yollarla bir çözüm bulmak değil de bu sürecin savaş yoluyla sürdürülmesi hedefleniyor. Bu çözüm elde edilemeyecek bir durum aslına bakarsanız. Çünkü uluslararası konjonktür 90’lı yıllardaki gibi değil. Bu gün kartlar farklı şekilde karılıyor” dedi.

 

Gültekin, demokratik yolların zorlanması gerektiğini belirterek, “Siyasal yol sivil siyaset zorlanabilir ve meclis yoluyla gerçekleşebilir. Biz sivil toplum kuruluşları olarak bu sivil siyasetin tekrar önünün açılması ve kalındığı yerden güçlü bir şekilde tekrar bir çözüm sürecinin başlatılması taraftarıyız” dedi

 

‘ENDİŞELİYİZ’

İnsan Hakları Derneği Şube Başkanı Raci Bilici ise yaşananların bir darbe girişimi olduğunu, bu girişimin hukuki kriterlerle bağdaşmadığını söyledi. Bilici, “Temel hak ve özgürlükleri askıya alan, demokratik siyasetin kanallarını kapatan bir girişimdir. Tek adam anlayışının hakim olacağı, parlamentonun işlevsiz hale getirilmesi çabasıdır” dedi. CHP’nin bu darbe girişiminde yer almasını eleştiren Bilici, “CHP daha sağ duyulu hareket etmeli, Türkiye’nin geleceğini dikkate alarak siyaset yapmalı. Ama CHP de eski zihniyetinden, yaklaşımından kurtulmuş değildir” dedi. 1994 yılında dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla birlikte kayıp yıllar yaşandığını kaydeden Bilici, “Birçok insan yaşamını yitirdi, savaş derinleşti, savaş suçları işlendi. Bu dönem dokunulmazlıkların kaldırılması da barışa olan inancı ciddi anlamda tahrip edecektir. Daha büyük kopuşlar yaşanacaktır. Kürtler de bir arada yaşama iradesinin zayıfladığını görüyoruz. Bu da çok tehlikeli bir süreci başlatabilir. Şiddet daha da derinleşebilir. Her iki taraf açısından da ciddi kayıplar yaşanabilir. Yaşananları endişeyle izliyoruz. Bu süreci iyi değerlendirmek gerekiyor. Demokratik siyasetin önü tıkanmamalı. Bu tasarı meclisten geçmemelidir” dedi.

 

’94 KANLI BİR SÜRECİN BAŞLANGICI OLDU

Zor günler yaşandığını belirten Diyarbakır Barosu Başkanvekili Ahmet Özmen, “Dokunulmazlıklar meselesi aslından sivil siyasetin tüketilmesi ve ortadan kaldırılması anlamına gelir. ‘94 yılında DEP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırıldığı, tutuklandıkları ve uzun yıllar cezaevinde tutuldukları bir süreç yaşadık. Ne yazık ki ‘94’teki dokunulmazlıkların kaldırılması aynı zamanda çok kanlı ve çatışmalı bir sürecinde başlangıcı oldu” dedi.  Ciddi kaygı taşıdıklarını ifade eden Özmen, “Daha fazla ölüm olmaması için tasarı geri çekilmelidir” dedi. (evrensel.net)

Diyarbakır'daki kurumlar: Şiddet artar,  kopuş derinleşir