“Bazı insanlar halkı yanıltmak için Çin’e ilişkin yalanlar üretmeye hevesli. Araştırmalarımın onların uydurdukları 'Xinjiang hikayesi’ni bozmasından korkuyorlar.”-- Maureen Huebel

Maureen Huebel Twitter’da saldırıya uğradı, “robot” olarak nitelendi, hatta hesabına yasak getirildi.

Bu bağımsız Avustralyalı araştırmacı, kısa süre önce Melbourne’daki evinde verdiği röportajda üzüntüyle, “Ben gerçek bir insanım, bir robot değilim.” ifadelerini kullandı.

Xinjiang’daki gerçek durumu öğrenmek istediği için “çevrimiçi tacize” maruz kalmış olduğunu belirten Huebel, “Bazı insanlar halkı yanıltmak için Çin’e ilişkin yalanlar üretmeye istekli, araştırmalarımın onların 'Xinjiang hikayesi’ni bozmasından korkuyorlar” dedi.

“Bana “Çin’in tıklama dolandırıcısı” diye iftira atıldı.”

?Batı’daki bazı medya kuruluşları ve siyasetçiler, “Xinjiang’da soykırım var” gibi söylemler öne sürüyor. Maureen Huebel bu konuda şüpheli. Biliyor ki, Xinjiang’in ekonomisi hızla büyüyor, nüfusu da giderek artıyor. Gerçeği anlamak için araştırma yapmaya başladı, bunun için Twitter hesabı açtı ve kısa sürede binlerce takipçi çekti.

Ne var ki, “Çin’in tıklama dolandırıcısı” diye iftira atılan söylentiler çıktı. "Bazı insanlar Çin’i yanlış anlıyor. Çin hakkında olumlu konuştuğumda, beni eleştirel düşünme becerisine sahip olmamakla suçluyorlar." Şeklinde konuştu.

Maureen Huebel, yoksullukla mücadele çalışmalarını incelemek için 2024 yılında Xinjiang’ı ziyaret edeceğini açıkladığı anda Twitter’da daha kötü taciz ve hakaretlerle karşılaştı. “Sen ucuz bir propaganda aracısısın” veya “Sen utanmazsın” gibi yorumlara, “teşekkür ederim” şeklinde kibar bir şekilde yanıt verdi ve Xinjiang’da “soykırım yapıldığını” iddia eden insanların kanıt sunmalarını istedi. Öngörülebileceği gibi, cevap alamadı.

Huebel, Adrian Zenz ile de iletişim kurdu. Alman “akademisyen”, 2018’den beri verileri tahrif ederek, “akademik raporlar” uyduruyor ve Xinjiang hakkında yanlış bilgiler yayıyor. Huebel, Zenz’in Xinjiang ile ilgili araştırma notlarını, araştırma yöntemini ve makalesinin yayınlandığı dergilerin meslektaş değerlendirmelerini sağlamasını istedi.?

Beklenmedik bir şekilde, Zenz bu samimi talebe yanıt vermedi, aksine Huebel’in akademik geçmişini sorguladı. Huebel’i engelledi ve hesabının “özenle tasarlanmış sahte hesap” olduğu iftirasını attı. Bu nedenle Huebel’in Twitter hesabı doğrudan engellendi. Huebel, mezun olduğu üniversitesinin Twitter’e yazı göndererek hesabının gerçek olduğunu bildirmesinden ve birçok akademik makale yayınladığını doğrulamasından sonra hesabını yeniden açtırdı.?

Akademik araştırmalarda, Huebel de zorluklarla karşılaştı. Avustralya Ulusal Üniversitesi Çin Küresel Araştırmalar Merkezi Direktörü’nü çalışma danışmanı olarak davet etti. “Benim çalışmamı çok destekliyor, ayrıca bana Xinjiang’da araştırma yapan bazı Avustralyalı akademisyenlerin güvenliği konusunda endişeleri olduğunu, Avustralya’da makale yayınlarken imzalarını atmaktan korktuklarını söyledi. Onların araştırmaları Zenz’in söylediklerinin doğru olmadığını gösteriyor.” Ancak, bu yöneticinin talep olmamasına rağmen hastalık gerekçesiyle süresiz olarak izine çıkması istendi ve onaylanan fonları da iptal edildi.

Huebel, Çin Küresel Araştırma Merkezi’nde randevu aldığı araştırmacıları ziyarete gitti ve sıcak hava ortamında çok uzun süre ayakta kaldı. “Sonunda, görüşme zamanına kadar beklediğim kişi gelmedi, benimle daha sonra da iletişim kurmadı. Kendimi çok hoş karşılanmayan biri olarak hissettim ve kimse benimle konuşmak istemedi.”

Karşılaştıklarını basında yazdı

“Çinli arkadaşlarımın hepsi iyi bir yaşam sürdürüyor.”

Huebel, “ben bağımsız bir akademisyenim, hiçbir hiyerarşik ilişkim yok, herhangi bir işverenin kontrolünde değilim ve bağışçıların etkisinde de değilim. Kendi gelirimle geçimimi sağlıyorum ve bununla gurur duyuyorum” diyor. 50 yıldan fazladır Avustralya’da yaşayan Huebel, 33 yıldır evli ve 4 çocuk annesi. Aynı zamanda bir IT şirketini de başarıyla yönetiyor.

Huebel “para artık benim için bir motivasyon değil, sadece onurum için yazıyorum. Bağımsız bir akademisyen olarak saygı görmek benim mutluluğumun kaynağıdır” diye konuşuyor.?

Huebel, İngiltere’de doğdu ve özel okullarda eğitim aldı, Latince öğrendi ve seyahat etmekten keyif aldı. O yılları hatırlarken “Babam diğer insanların nasıl yaşadığını görmek için yurt dışında seyahat etmek gerektiğini söylerdi” diyor.

Üniversite yıllarında, sınıf arkadaşları dünyanın dört bir yanından geldi. Çok kültürlü bir ortamda bulunan Huebel barış yanlısı oldu, sosyalizmi benimsedi ve “herkesin ortak çıkarlarını” takdir etti. İngiltere ve Avustralya’da yüksek lisans programlarına katıldı ve “iyi bir eğitim yaşamımın her aşamasından geçtiği” için gurur duydu. “Çocukluğumdan beri öğrenmenin bir hedef olduğunu düşünüyorum. Büyükannemin 90 yaşındayken bile sıkça söylediği “yeni bir şey öğrenmeden bir gün geçirmiyorum” şeklindeki sözleri, hayatımı yönlendiren bir öğüt haline geldi. Kendi kendime öğrenmeye devam ediyorum” diye anlatıyor.??

Huebel’in Çin’e olan olumlu izlenimi bir grup Çinli öğrenciyle başladı. “Kızımın birkaç Çinli öğrenci arkadaşı var. İyi niyetli, yardımsever ve iyi eğitimli insanlar. Okudukları okul onlara fazla hoşgörü göstermiyor. Bir Çinli erkek bana yerel çocuklarla arkadaş olmaya çalışırken kendisini tekmelediklerini söyledi. Bir kız da alışveriş yaparken kendisine kasıtlı olarak çarptıklarını anlattı.”?

Huebel, bu Çinli çocuklar için bir şeyler yapmaya karar verdi. Yerel okullara gitti ve Çinli öğrencileri eve davet etti. “Öğrencileri evimde çay içmeye davet ettim ve onlara Laimington keki yaptım. Bu benim Çinlilerle arkadaşlığım için bir başlangıç oldu. Onlar ülkelerine döndükten sonra da iletişimimiz devam etti ve o zamandan beri Çin’i anlamak için aktif olarak çalışıyorum. Beijing, Shanghai ve Chengdu’da yaşayan bu Çinli arkadaşlar, iyi bir hayat sürüyorlar.”

Sonra Huebel oğlunu Çin’e gezmek için gönderdi. Oğlunun Facebook’ta paylaştığı güzel manzara fotoğraflarını gördükten sonra, Çin’e olan ilgisi daha da arttı. “Çinli arkadaşlarımla WeChat üzerinden her gün konuşuyoruz. Gelecek yıl onları ziyaret etmek için Çin’e gitmeyi planlıyorum ve onlar da Melbourne’a gelmeyi planlıyorlar.”

Çinlilerle temas ettikçe, Huebel Batı medyasının Çin hakkındaki tek taraflı haberciliğinden daha çok rahatsız olmaya başladı. Huebel, bu konuda “Uzun süredir, Batı medyası kamuoyunda ‘kesin doğru’ olarak görülüyor, birçok insan eleştirel düşünme eğitimi almadı, medyanın haberlerini sorgulayan çok az insan var. Bu medya yüksek derecede merkezileştirilmiş, siyasi çıkarlarını artırmaya odaklanmış ve kamuoyunu şekillendirme konusunda büyük bir etkiye sahip.” diye konuştu. Çin hakkındaki haberlerde, Batı medyasının ilettiği bilgiler gerçek değil. “Bazı medya kuruluşları halka hizmet etmek yerine askeri-sanayi şirketleri ve onların karları için çalışıyorlar.” Medya bir kez kontrol altına alındığında, “gerçekler kirletilecektir.”

“2024 yılında Xinjiang’a seyahat edeceğim.”

“Bir Çinli diplomat bir tweet yayınladı ve fotoğrafta Uygur çocukları geleneksel Uygur dansı öğreniyorlardı.”

Huebel tweet’i yeniden paylaştı ve ardından şu tweet’i attı:

“2024 yılında Xinjiang’a giderek, Uygur halkının Xinjiang GSYİH’na nasıl büyük bir katkı yaptıklarını araştıracağım ve nüfusun artış durumunu görüp, mutluluk seviyelerini ve dans aracılığıyla ifade etmek istediklerini analiz edeceğim.”

Huebel, başlangıçta Çin’i araştırmaya ilgi duymasının, Avustralya’daki yoksulluk ve evsizlik durumunun giderek kötüleştiğine dikkat çekmesiyle başladığını ifade etti. Bu nedenle bir araştırma vakfı bile kurdu.

Huebel, şunları söyledi:

“Her ekonomik yapı için yoksulluğun azaltılması son derece önemlidir. En zayıf gruplarımızı terk etmemeliyiz. Çok varlıklı bir bölgede yaşamama rağmen, yoksulluğun normal toplumlarda daha ciddileştiğini fark ettim. Evsizlerle konuşmaya çalışacağım ve onlara ekonomik olarak yardımcı olacağım. En derin izlenim bırakan, yaralandığı için ordudan ayrılmak zorunda kalan bir özel kuvvet askeri idi. Melbourne’daki evsizler topluluğuna uyum sağlayamadı ve soğuk sokaklarda uyumayı tercih etti.”

Avustralya’da sokaklarda yaşayan evsizler

Huebel gelecek yıl Xinjiang’da yapacağı araştırmada 'yoksulluğun azaltılması’na odaklanacak. Yerel halkla konuşup, hükümetin yoksullukla mücadele politikalarını anlamayı umuyor.

“Son yıllarda, Çin giderek zenginleşiyor ve normal Çinliler ülkenin ekonomik gelişiminden yararlanıyor. Xinjiang, Çin’in en hızlı büyüyen bölgelerinden biridir ve nüfus artışı çok hızlıdır. Xinjiang’da bu başarı nasıl elde edildi? Neden Çin’in yoksullukla mücadele politikaları başarılı oldu? Katılımcıların aktif katkıda bulunmasını nasıl sağlayabiliriz? Avustralya’nın bu deneyim veya modellerden öğrenebilecekleri neler var?”

Huebel, Avusturalya Ulusal Üniversitesi Asya ve Pasifik Araştırmaları Enstitüsü gibi kurumlardan maddi desteğini almayı planladığını, ancak “istemiyorlar” yanıtını aldığını ifade etti. Şu anda, üniversitelerle iletişim halinde olduğunu ve Xinjiang araştırma projesinin sonuçlarını yayınlama umudunu taşıdığını söyledi. Ayrıca, bu çalışmanın akademisyenlerin eleştirisine dayanabileceğini de umuyor. “Araştırma yöntemimi örneğin niteliksel ve niceliksel yöntemleri kapsayacak şekilde tasarlıyorum. Araştırma faaliyetlerimize başlamadan önce bu araştırma planı hakkında fikirlerini veya tavsiyelerini bekliyorum.”

Kaynak Çin Uluslararası Radyosu

Hibya Haber Ajansı

?