VM Medical Park Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. İkbal Kaygusuz, yumurtalık rezervi hakkında a?ıklamalarda bulundu.

Yumurtalık rezervinin tanımını yapan Prof. Dr. Kaygusuz, “Yumurtalık rezervi; bir kadının yumurtalıklarında bulunan folik?llerin (yumurtaların) sayısal olarak miktarını ve kalitesini ifade eder. Doğurganlığın başlamasından itibaren her ay sabit şekilde yumurta h?cresi kaybı olur. Ancak 35 yaşından sonra bu durum daha hızlı bir şekilde ilerler. Yıllar i?erisinde yumurtaların bitmesiyle menopoz s?reci başlar” diye konuştu.

Yumurtalık rezervini nasıl değerlendirilebileceğine değinen Prof. Dr. İkbal Kaygusuz, şu bilgileri paylaştı:

“Adetin 2. ya da 3. g?n? hormon tahlili olarak da bilinen kanda FSH ve E2 bakılması bilinen en eski yumurta rezerv testleridir. FSH değeri 10’dan b?y?kse bu yumurtalık rezervinin azalmış olduğunu g?sterir.

Adetin ka?ıncı g?n?nde verildiğinden bağımsız olarak yumurta rezervini doğru şekilde g?steren diğer kan testimiz ise AMH testidir. 1,1-3 arası normal olarak değerlendirilir.

Vajinal yol ile yapılan ultrasonda yumurta sayımı ise yumurtalık rezervini en iyi ve doğru g?steren bir y?ntemdir. Her iki yumurtalıktaki yumurta sayısının 8’den az olması, yumurtalık rezervinin azaldığı anlamına gelmektedir.”

D?ş?k over (yumurtalık) rezervi durumundan bahseden Prof. Dr. Kaygusuz, “Azalmış over rezervi; doğurganlığı azaltan bir durumdur. Kadınların kendiliğinden ya da tedaviyle gebe kalma şansını azaltır. D?ş?k rezervli kadınların ?oğunun adetleri d?zenlidir. Testler ?retkenliğin ne zaman sona ereceğini net olarak ?ng?remezler, ancak normal dışı değerlere sahip olan kadınlara gebelik planları varsa bunu ?ok ileri bir tarihe ertelemekten ka?ınmaları ?nerilebilir. İnfertilite (kısırlık) araştırmasına başlanabilir. Ayrıca bu değerlendirmenin sonu?larına bağlı olarak infertilite tedavisi i?in uygulanacak y?ntem hakkında ve kişinin hamile kalma şansı hakkında ?nemli bilgiler elde edilebilmektedir” ifadelerini kullandı.

Yumurta rezervini belirleyen en ?nemli fakt?r?n genetik yatkınlığımız olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İkbal Kaygusuz, “Yumurtalıklarımızda başlangı?taki yani anne karnındaki (intrauterin hayat)?yumurta sayımız en belirleyici fakt?rd?r. Ancak sigara, alkol, kafein t?ketimi, k?t? beslenme, stres ve fazla kilo gibi durumlar yumurtalık rezervini t?ketimini hızlandırabilir. Bu durumda yumurtalık rezervini artıramasak da t?ketimi azaltmak i?in sigara, alkol kullanmamalı, Akdeniz tipi beslenmeli, D vitamin eksikliğimiz varsa takviye almalı ve stresten uzak durmalıyız” ?diyerek s?zlerini noktaladı.

Hibya Haber Ajansı