Karpal tünel zamanla kalınlaşabilir

El bileğinde tendonları ve sinirleri yerinde tutan bant olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre Ünal, “Bu bant karpal tünel dediğimiz tünelin tavanını oluşturur. Zamanla çeşitli sebeplere bağlı olarak kalınlaşır. Altından geçen dokuları ezmesine de karpal tünel sendromu denir. Altından geçen siniri ezdiği zaman parmaklarda uyuşma, karıncalanma, güç kaybı ağrı gibi bulgular ortaya çıkar.” dedi.

En önemli belirtisi gece uykusundan uyandırması

Şeker ve tiroit gibi hastalıkların da karpal tünel sendromuna yol açabileceğine dikkat çeken Ünal, bu hastalıkların kontrol altında tutulması gerektiği uyarısında bulundu. 

Karpal tünel sendromu belirtilerinin genellikle yavaş yavaş başlayarak gelişim gösterdiğini sözlerine ekleyen Ünal, “Bu sendromun en önemli belirtisi, kişinin gece ağrıdan ve uyuşmadan uyanıp elini sallama ihtiyacı hissetmesidir. Böyle durumlarda kişinin bir uzmana başvurması gerekir. Bu sendromun diğer belirtileri arasında el uyuşması, karıncalanma, avuç içinde ve parmaklara doğru giden ağrı ve sızı bulunuyor. Belirtiler genellikle gazete, kitap, telefon ya da direksiyon gibi nesneleri tutarken görülür. Bu belirtiler normal günlük yaşama ya da uyku düzenine müdahale edecek seviyedeyse bir uzmana başvurmak gerekir.” diye konuştu.

El işleri dinlenerek yapılmalı 

Karpal tünel sendromunu önlemenin yolunun, elle uzun süre yapılan işlerin dinlenerek yapılması gerektiğini belirten Ünal, “Devamlı aynı hareketi saatler boyunca yapmak, mesela örgü örmek, ufak el işi yapmak, resim yapmak ya da asfalt kıran iş makinalarıyla çalışmak gibi, el bileğinin üzerine fazla yük bindirir. El bileğini çalıştıran işleri hiç ara vermeden uzun süre yapmak bunun nedeni. Bu nedenle de o işi uzun süre dinlenmeden yapmaktan uzak kalmak gerekir.” şeklinde konuştu.

Kadınlarda daha sık görülür

Halihazırda şeker hastalığı bulunan, tiroidi az çalışan ve ev işi yapan kişilerde daha sık karpal tünel sendromu görüldüğüne değinen Op. Dr. Emre Ünal, “Kadınlarda erkeklerden biraz daha fazladır. Genellikle iki taraflıdır. Sinirin ne işe yaradığını bilirseniz belirtileri de anlayabilirsiniz. Sinirin görevi, parmağımızı oynatıp bir cismi tutmak ve duyusunu sağlamaktır. Sinir sıkıştığında avuç içine doğru uyuşma, karıncalanma, ağrı ve güçsüzlük olur. Anlamadan ilerlerse güçsüzlüğün olduğu noktada hastalık çok ilerledi demektir.” ifadelerini kullandı.

Teşhis için hastanın anlattıkları tetkiklerden daha önemli

Bu hastalığın teşhisinde en önemli noktanın hastanın şikayetleri ve muayene bulguları olduğunu kaydeden Ünal, “Özellikle bu hastalıkta hiçbir tetkik hastanın anlattıklarının ve doktorun yaptığı muayenenin yerini alamaz. Gerekli muayene ve hastanın anlattıklarından sonra Emg denilen sinir iletim testi yapılabilir. Boyun fıtığı var mı diye bakılabilir çünkü aynı şikayetler boyun fıtığında da olabilir. Mutlaka bir boyun EMR’ı da çekmek gerekir. Ancak unutulmamalıdır ki Emg denilen testin yüzde 30 oranında yanlış gösterme ihtimali vardır. Bu sebeple hastanın muayenesi ve anlattıkları tetkiklerden daha önemlidir.” dedi.

Öncelikle ilaç ve fizik tedavi tercih edilir

Eğer bir güç kaybı ve elin kas bölgesinde bir incelme yoksa öncelikle ilaç tedavisi ve el bileği ateli tercih edildiğini aktaran Ünal, “Ortasında demiri olan ve elin aşağı ve yukarı hareket etmesini engelleyen bir el bileği ateli kullanırız. En az iki hafta boyunca ateli gece ve gündüz kullanıp, ilaç tedavisi neticesinde sonuçlarına bakmak gerekir. Eğer bundan fayda görülmezse fizik tedavi kullanılabilir.” şeklinde açıkladı.

Ameliyatın ardından en az iki hafta dinlenmek başarı oranını yükseltir

Bunların yanı sıra iğneyle kortizon tedavisi de yapılabileceğini söyleyen Ünal, “Hastalık cerrahi müdahale gerektirecek bir duruma geldiyse ameliyat edilmelidir. Ameliyat lokal anestezi ile yapılır. 15-20 dakika kadar sürer ve çok fazla riski bulunmaz. Ameliyat zamanında yapılmazsa geri dönüşü olmayan sonuçlar ortaya çıkabilir.” diyerek uyardı.

Karpal tünel sendromu ameliyatlarının genelde lokal anestezi ile yapıldığını kaydeden Op. Dr. Emre Ünal sözlerini şöyle tamamladı:

“El bileğine açılan çok ufak bir kesi ile bu işlem gerçekleşir. Aynı gün hastalar taburcu edilir. Kişi ameliyattan sonra en az iki hafta dinlenmelidir. Hastanın ameliyattan sonra kendini iyi koruması gerekir. Ameliyattan sonraki koruma, ameliyatın başarı oranını yükselten en önemli unsurlardan biridir. Bundan dolayı kişi en az iki hafta ameliyat olan elini rutin olarak kullanmamalıdır. Yaklaşık bir ay sonra hastalar neredeyse ameliyat olmamış gibi elini normal şekilde kullanmaya başlayabilir.”

Hibya Haber Ajansı