Günümüzde hızla yayılan bir tehdit olarak karşımıza çıkan böbrek kanseriyle mücadelede zamanlama hayati önem taşıyor. Kontrolsüz hücre büyümesi ve anormal çoğalma sonucunda oluşan bu hastalığa karşı düzenli kontroller ve sağlıklı alışkanlıklar, büyük bir savunma mekanizması oluşturuyor. Bristol Myers Squibb (BMS) Türkiye'nin Medikal Direktörü Uzm. Dr. Devrim Emel Alıcı,15 Haziran Dünya Böbrek Kanseri Günü vesilesiyle böbrek kanserinin nedenlerini, risk faktörlerini ve belirtilerini vurgulayarak, erken tanının hayati öneme sahip olduğunu belirtti. 

Böbrek kanseri sinsi ilerliyor

Böbrek kanserinin çok sinsi ilerleyen bir hastalık olduğunu ve genellikle 60 yaş üstü erkeklerde daha sık görüldüğünü belirten Uzm. Dr. Devrim Emel Alıcı, ‘’Hipertansiyon, sigara kullanımı, obezite, yüksek proteinli beslenme, hareketsiz yaşam tarzı böbrek kanseri riskini belirgin artırmaktadır.  Yüksek kalorili diyet ve kızartma türü yiyecekler de aynı şekilde risk oluşturabilir. Tütün dumanında bulunan kanserojen maddeler akciğerlerden kana karışarak böbreklere zarar verebilir. Ancak tütün kullanımı bırakıldığında riskin zamanla azalabileceğini unutmamak önemli’’ dedi. 

Erken tanı ve tedavi her hastalıkta olduğu gibi böbrek kanserinde de hayati bir öneme sahip. Özellikle böbrek kanseri belirtileri maalesef genellikle hastalık ilerlediğinde tespit edildiği için erken teşhis hastalıkla mücadelede kritik bir rol oynuyor. Uzm. Dr. Devrim Emel Alıcı tümör yayıldıktan sonra çeşitli belirtilerin ortaya çıkabileceğini belirtti.

Alıcı, ‘’İdrarda kan görülmesi, nedensiz bel ağrısı, karında şişlik/kitle, yorgunluk, iştah ve kilo kaybı ve nedensiz ateşhalsizlik ve çabuk yorulma veya solukluk gibi semptomlar yaşıyorsanız hemen bir uzmana başvurmalısınız.” dedi.

Veriler Türkiye’de böbrek kanseri vakalarının her yıl arttığına işaret ediyor

Uzm. Dr. Devrim Emel Alıcı, 2018 yılında 4.728 olan renal hücreli kanser vakası sayısının, 2040 yılında 7 bin 831'e yükseleceğinin tahmin edildiğini açıklayarak böbrek kanseri şüphesi olan kişilerin hastalık öyküsü sonrası ilk yapılması gereken şeyin hekim muayenesi olduğunu vurguladı. Alıcı,‘’Genellikle ana tedavi yöntemi, çoğu hastada kanserin cerrahi yolla çıkarılmasıdır. Kanser yayılmış olsa bile tümörün açık veya kapalı bir ameliyatla çıkarılması, daha uzun bir yaşam süresi, ağrı ve kanama gibi belirtilerin azaltılması gibi faydalar sağlayabilir. Bu ameliyat kısmi veya total nefrektomi olarak adlandırılır. Uzmanlar tarafından ameliyat uygun görülmediğinde , hastalıklı böbreği besleyen damarların bloke edilmesi gibi tedaviler de uygulanabilir. Bu yöntem tümörün küçülmesini sağlar. Son yıllarda immünoterapi ve hedefe yönelik ajanların bir arada kullanımının tedavide etkili olduğu görülmektedir.’’ ifadesini kullandı.

Hibya Haber Ajansı