ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, bugün iki günlük Çin ziyaretini tamamladı. Bu ziyaret Şubat ayında medyana gelen “balon krizi”nin ardından kesintiye uğrayan diplomatik iletişimin yeniden sağlanmasına yönelik son aylarda atılan kritik bir adım olarak önem taşıyor.
Dün Beijing’e ayak basan Antony Blinken Çinli mevkitaşı Qin Gang ile bir araya geldi ve bu sabah Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Dış İlişkiler Komisyonu Ofisi Direktörü Wang Yi ile görüştü. Öğleden sonra Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, Blinken’i kabul etti.
İkili görüşmelerde üç konu çok vurgulandı. Birinci olarak Taiwan konusu. Qin Gang, Taiwan konusunun Çin’in en temel çıkarını ilgilendiren son derece önemli bir konu ve en belirgin risk olduğunu belirtti. Qin, ABD’yi Tek Çin ilkesine ve Çin ile ABD arasında imzalanan üç ortak bildiriye bağlı kalmaya ve “Taiwan’ın bağımsızlığı”nı desteklememe taahhüdünü yerine getirmeye çağırdı. Wang Yi, Taiwan konusunda Çin’in hiç taviz etmeyeceğini vurguladı. Blinken ise ABD’nin “Taiwan’ın bağımsızlığı”nı desteklemeyeceğini ifade etti.
Diğer bir vurgu ise Çin doğru algılanmalı. Wang Yi görüşmede ikili ilişkilerin sarmalı düştüğünü belirtirken Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang iki ülkenin ilişkilerin en kötü noktada olduğunu değerlendirdi. Wang, bunun ABD’nin Çin’i yanlış algılamak ve yanlış Çin politikasını uygulamasından kaynaklandığını kaydetti.
Üçüncü bir vurgu ise iletişim kanalları açık tutulmalı. İki taraf görüşmelerde Çin-ABD ilişkilerinde yol gösterici ilkeler üzerine istişareleri sürdürme, ilişkilerdeki belli sorunları ortak çalışma grubuyla ele alma, halklar arasında iş ve eğitim alanlarında etkileşimleri teşvik etme konusunda anlaştı.
Washington yönetimi için Blinken’in Çin ziyareti geç bir ziyarettir. Biden yönetiminin görev süresinin yarısı tamamlandı. Ama bu ziyaret, Blinken’in ABD Dışişleri Bakanlığı’na geçtikten sonraki ilk Çin ziyareti ve Blinken de 2018 yılının ekim ayından bu yana Çin’i ziyaret eden en yüksek düzey Amerkan yetkili oldu.
Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping ile ABD Başkanı Joe Biden geçen sene kasım ayında Endonezya’nın Bali Adası’nda düzenlenen G20 Zirvesi’nde yaptıkları görüşmede Blinken’in Beijing’i ziyaret etmesine karar vermiş ancak şubat ayında yapılması planlanan ziyaret, mücbir sebeplerden ötürü yanlışlıkla ABD hava sahasına girmesinin ardından yaşanan kriz nedeniyle iptal edilmişti. Ondan sonra bazı ABD’li siyasetçiler Taiwan konusu ve Güney Çin Denizi konusu gibi konular üzerinde olayları kışkırtarak hatta “Çin, ABD’yi izlemek için Küba’da üs kuracak” gibi saçma sapan iddialar uydurdu. Bunun yanı sıra ABD yönetimi, Çin firmalarına karşı kısıtlamaları artırmaya devam ediyor. Bütün bu faaliyetler, ABD’nin risklerden korunma bahanesiyle kendisinin ayrışma amacını gizlemeye çalıştığını gösteriyor. ABD yönetimi, Çin’i kısıtlamak için elinden geleni yaparken Amerkan firmalar neler yapıyor? Bill Gates ve Elon Musk gibi ünlü isimler, Çin’e gelmeye akıyor. ABD’li firmalar ve özellikle büyük sınır ötesi işletmeler, Washington’un istediğinin tam tersine giderek Çin’e yatırım yapmayı artırıyor. Keşke ABD hükümeti, firmaların seslerine kulak verseydi...Uyum ve barış her iki tarafa yarar, ancak çatışma sadece zarar getirebilir. Çin Cumhurbaşkanı Xi, Blinken ile görüştüğünde büyük devletler arasındaki rekabetin çağın trendine uymadığını ve ABD’nin kendi sorunlarını çözmesine yardımcı olmadığını söyledi. İki ucu keskin kılıç gibi ABD’nin Çin’e zarar vermek isterken kendisinin sağ salim kalması da imkansız...
Çin buna rağmen, ABD’ye kendi kapısını hiç kapatmadı ve ikili ilişkileri düzeltmek için büyük sarf harcadı. 8 Mayıs’ta Qin Gang, ABD’nin Beijing Büyükelçisi Nicholas Burns’u kabul etti. 10-11 Mayıs’ta Wang Yi, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile Viyana’da 8 saatlik görüşme yaptı. 25 Mayıs’ta Çin Ticaret Bakanı Wang Wentao, ABD’de mevkitaşı Gina Raimondo ile biraraya geldi. Bazı ABD’li siyasetçiler, “Çin işbirliği istemiyor, Çin görüşmelere hayır” diye bağırırken bu gerçekler ABD’li siyasetçilere dayak yedirdi.
ABD yönetimi, bu durumda Çin’le ayrışma yoluna devam etse ikili ilişkiler daha da kötüleşebilir. Ama Blinken de söylediği gibi ABD Çin’le ayrışmak istemiyor.
Çin-ABD ilişkilerinin mevcut durumu göz önüne alındığında, Blinken’in Çin ziyaretinin dünyaya olumlu bir sinyal gönderdiği söylenebilir. Ama “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz” denir. ABD’nin daha önce verdiği sözlerden cayma geçmişi olduğu da unutulmamalı. Dolayısıyla dünyanın en büyük iki ülkenin ilişkilerinin geleceğini ancak zaman gösterecek.
Kaynak: Çin Uluslararası Radyosu
Hibya Haber Ajansı