Diyetisyen Benan Koç, kurban keserek yapılan ibadet ile birlikte kırmızı et tüketim miktarının arttığını dile getirerek, "Bununla birlikte de kronik hastalığa sahip olan bireyler et tüketiminde daha dikkatli olmalıdır. Bu durumda dikkat edilmesi gereken en önemli husus; porsiyon kontrolü uygulamak, bunun yanında tabaktaki besin gruplarının yeterli ve dengeli olmasına özen göstermektir." dedi.
Bayramda beslenme konusunda önerilerde bulunan Koç, şunları kaydetti:
"Özellikle mide rahatsızlığı olan bireyler kurbanda kesilen etleri hemen değil, en az 24 saat dinlendirdikten sonra tüketmelidir. Etlerin pişirilmesinde haşlama, ızgara, fırınlama gibi pişirme yöntemleri kullanılmalıdır. Kızartma tercih edilmemelidir. Eti kendi yağıyla pişirmeli, ilave yağ eklenmemelidir. Eti mangalda pişirmeyi düşünüyorsanız, etin ateşten 15 cm uzakta olmasına dikkat edilmelidir. Demir emilimini artırmak için mutlaka C vitamininden zengin sebze ve salata gibi besinler etin yanında tercih edilmelidir. Et tüketimi öğle öğününde yapılmalı, akşam öğününde mutlaka sebze veya kuru baklagil yemeği tercih edilmelidir. Kesilen kurban etlerini saklamak isterseniz, eti küçük parçalara ayırdıktan sonra buzdolabı poşetine yerleştirerek -18 °C’de derin dondurucuda 3-4 ay saklayabilirsiniz. Derin dondurucuda sakladığınız eti kullanmak isterseniz de mutlaka 0-4 °C’de buzdolabında çözdürmeli ve çözdürülen et tekrar derin dondurucuda dondurulmamalıdır. Bayram ziyaretlerinde tüketilen çay ve kahve miktarına dikkat edilmelidir. Çay ve kahve fincanlarına şeker ilave edilmemeli, ikram edilen çikolata, tatlı ve şeker tüketimi sınırlandırılmalıdır. Günde en az 2-2,5 litre su tüketilmesine dikkat edilmelidir. Bütün günün yorgunluğunun ardından, gün sonu hafif tempoda yürümek hem hareketinizi artıracak hem de tüm gün yediğiniz yemeklerin sindirimini kolaylaştıracaktır.''
Koç, "Bayramlarda yediklerimize ne kadar dikkat etmeye çalışsak da, sevdiklerimizle bir araya gelmenin vermiş olduğu heyecan ve coşkuyla bazı kaçamaklar yapabiliyor, sağlıksız beslenmeye yönelebiliyoruz. Özellikle de kronik rahatsızlıkları olan veya yaşı büyük olan kişiler bu durumdan olumsuz etkilenebiliyorlar. Bu kaçamakların olumsuz etkilerini gidermek amacıyla, bayram sonrası beslenmede bazı noktalara özellikle dikkat etmeliyiz." dedi.
Dyt. Benan Koç'tan bayram sonrası beslenme önerileri
''Kendinizi aç bırakmamalı, öğünlerinizi düzenli ve saatinde yapmaya özen göstermelisiniz. Öğünlerinizde salata ve sebze ağırlıklı beslenmelisiniz. Bayram sonrasındaki hafta kaçamak yapmamaya dikkat etmelisiniz. Düşük kalorili beslenme programları uygulamamalı, kendinizi aç bırakarak cezalandırmamalısınız. Yeterli miktarda su içmelisiniz. Bol bol hareket etmelisiniz. Bayramın birinci günü çok yediğiniz için bir sonraki gün sınırsız yeme davranışınızı devam ettirmeyin veya suçluluk duyup kendinizi aç bırakmayın. Sağlıklı beslenme rutininize geri dönün ve yemek odaklı olmak yerine sevdiklerinizle yaptığınız sohbetlerin keyfini çıkarın.''
Bayram sonrası sağlıklı beslenme programı:
''Kahvaltı: 1 fincan yeşil çay + sotelenmiş sebze ile yapılmış omlet + 2 adet ceviz + mevsim yeşillikleri + 1 ince dilim ananas + 1 ince dilim organik çavdar ekmeği
Ara öğün: 1 fincan filtre kahve
Öğle: 3 yemek kaşığı yulaf ile yapılmış yulaf lapası (çilekli)
Ara öğün: 1 fincan yeşil çay + 3 adet kepekli diyet bisküvi
Akşam: 120 gram yağsız ton balığı + çilekli semizotu salata (semizotu + 6-7 adet çilek + 1 adet kapya biber + ceviz + 1 tatlı kaşığı zeytinyağı) + 1 su bardağı soda (limon dilimi ilaveli)
Ara öğün: Metabolizma suyu (1 litre su + 1 adet limon + 1 adet yeşil elma + 1 adet çubuk tarçın + 1 tutam maydanoz: bütün malzemeleri 1 litre suyun içinde bekletip gün içinde tüketelim.) Not: Bu beslenme programı herhangi bir sağlık problemi olmayan bireyler için hazırlanmıştır. Lütfen 3 günden fazla uygulamayın ve herhangi bir sağlık probleminiz varsa mutlaka hekiminize danışın.''
Hibya Haber Ajansı