Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Meclis'te partisinin haftalık grup toplantısında gündemdeki konulara dair değerlendirmelerde bulundu. Demirtaş, konuşmasında ilk olarak 15 Temmuz darbe girişimi üzerinde durdu.

 

HDP'nin darbelere amasız ve tereddütsüz karşı olduğunu bir kez daha yenilen Demirtaş, "Darbeciler yüzlerce insanı katlettiler, binlerce insanın yaralanmasına neden oldular. Darbeye karşı cesurca duran herkesi bir kez daha kutluyorum. Halkın direnme hakkı ne kadar önemlidir bir kez daha ortaya çıktı. Öz savunma dediğimiz halkın kendisini savunma hakkı, her canlının en doğal hakkıdır. Bu hakkı kullanan herkesi selamlıyor, kutluyorum" ifadelerini kullandı.

 

15 Temmuz darbe girişiminin daha çok tartışılacağını söyleyen Demirtaş, 12 Eylül askeri darbesinin de halen tartışıldığını anımsatıp, "Darbe koşulları, darbenin yanında, kim ve kimler vardı? Amaçları neydi? Bu amaçların ne kadarına ulaştılar? Bunları tartışacağız. Hükümetin ifadesiyle darbe tehlikesi ortadan tümüyle kalkmışsa, o halde nasıl bugünlere geldik, tartışmak zorundayız" diye konuştu.

 

'Nimetlerinden faydalanıldığı için darbelerle yüzleşilmiyor'

 

Demirtaş, verilen önergeler doğrultusunda Meclis'te bugün kurulması beklenen komisyona da değindi. Demirtaş, "Umut ediyorum, bu komisyon hakikati ortaya çıkaracaktır. Düşünün ki seçilmiş bir Meclis var. Beğenirsiniz beğenmezsiniz. Seçilmiş bir Meclis varken nasıl olur da birlileri Meclis'e el koymaya kalkar. Neden demokratik ülkelerde bu düşünülmez de bizde olur? Bunu biz iyi analiz edemezsek, bu rezaletle bir kez daha karşılaşacağız" dedi.

 

AKP 'devleti demokratikleştireyim' deseydi bugünlere gelmeyeceklerdi

 

Yine "Geçmiş dönemlerde darbelerden sonra darbelerin nimetlerinden faydalandığı için hiç bir zaman darbelerle yüzleşilmedi" diyen Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti: "15 Temmuz darbe girişimine Türkiye'yi götüren temel hata, hükümetin 14 yıldır iktidarda olmasına rağmen geçmişten hiç ders çıkarmaması. Sivil demokrasinin kıymetini hiç anlayamadı. Devleti ele geçirmek iktidarların temel hedefi oldu. Bu, son derece de meşru, normalmiş gibi davrandılar. Devlet ele geçirilebilecek bir mekanizma değil. Devlet dediğimiz şey, halkın hizmetinde olması gereken bir aygıt. İktidarlar bu aygıtı ele geçirmeye çalıştıklarında devlet içinde çatışmalar yaşanmıştır. 28 Şubat post modern darbesi yapılmıştı. 2002'de iktidara gelen AKP, 'geçmişte hatalar yaptık ve bunları düzeltmek istiyoruz' biz bu iktidarı devleti ele geçirme mesajı verdiler. Bu devleti ele geçirmiş olanlara karşı 'Onları tasfiye edin devleti ben ele geçireyim' demek yerine, 'Devleti demokratikleştireyim' deselerdi bugünlere gelmeyeceklerdi. Ne yaptılar tasfiyelere başladılar."

 

'Kürtleri ezsin diyorsan, ordu katletmeye başlarsa şaşırmayalım'

 

Demirtaş, darbe girişiminde bulunan ordu mensuplarının Kürdistan kentlerinde insanlığa karşı işlediği suçları bir kez daha hatırlattı. Demirtaş, "Darbe istemeyen bu ülkede Kürt sorununu demokrasi içerisinde çözmelidir. Ordu Kürtleri ezsin diyorsan, buna göz yumuyorsan ordu Kızılay'da, İstanbul'da katletmeye başlarsa şaşırmayalım. Çünkü Cizre'de, Şırnak'ta, Nusaybin'de her gün katlediyorlar. Bizim dilimizde tüy bitti bunları anlatmaktan 'vatan haini' ilan edildik" ifadelerini kullandı.

 

'Darbeye karşı çıkmak demokrat olmak için yeterli değil'

 

"Darbeye karşı çıkmak, demokrat olmak için şarttır, ama yeterli değildir. Sadece darbeye karşı çıktınız diye demokrat olmazsınız" diyen Demirtaş, demokrasiyle alakası olmayanların da darbeye karşı çıkabileceğini, bunun doğru ancak eksik olduğunu vurguladı.

 

Demirtaş, yine 7 Haziran seçimlerinden bu yanda Meclis'in lağvedildiğini belirterek, bir yıldan uzun bir süredir sivil bir darbenin yürürlükte olduğunu kaydetti.

 

'Darbe tehlikesi geçtiğinde otomatikman demokrasiye geçmedik'

 

15 Temmuz akşamı ordu içinde hareketlenen grupların, demokrasi için harekete geçmediğinin altını çizen Demirtaş, "Parlamentoyu bombalamalarından ve sivilleri katletmelerinden belliydi. Ama Türkiye'de o akşam zaten demokrasi yoktu. 'Demokrasiye karşı darbe yapıldı' deniliyor. Hayır, darbe demokrasi mücadelesine karşı yapıldı. Türkiye'de demokrasi zaten yoktu. Darbe tehlikesi geçtiğinde de otomatikman demokrasiye geçmedik" diye belirtti.

 

'Cemaatle beraber Türkiye'yi kandırdınız'

 

Darbe girişimi sonrasında AKP'nin devreye koyduğu tasfiye operasyonlarına da değinen Demirtaş, şöyle devam etti:,

 

"Paralel sızdı diyorlar. Nasıl sızdı? HDP'ye neden sızamadılar peki? Çünkü bunun adı sızma değil, süzmedir. Bunlar sızmadı, siz süzerek oralara getirdiniz. Hepsini süze, süze kendi elleriyle devlete yerleştirdiler. Bunlar olmamış gibi davranıyorlar. Aklımızla, hafızamızla alay ediyorlar. Özür dilemek, özeleştiri erdemdir erdem. Korkmayın, kandırıldık demeyin. Siz beraber Türkiye'yi kandırdınız. Çıkın özür dileyin. Sadece Ankara'da Büyükşehir Belediyesi'nin cemaate sunduğu imkânların haddi hesabı yok. Bütün şehirlerde komiteler vardı, ablalar abiler, valiler de vardı bu komitelerde. Şehrin gündemini bunlar belirliyordu. Kimler işe alınacak, kimler atılacak, kimler ihale alacak bunlar belirliyordu. Vali olmak mı istiyorsunuz? Uçurduğunuz şeyhten bir selam geldi mi yeterli."

 

'Genelkurmay Başkanı istifa etmelidir'

 

Demirtaş, darbe girişimin ardından yaşanılanlar ve yapılan açıklamalardaki çelişkilere de dikkat şekti.

 

Demirtaş, "Tek bir şeyden eminiz, darbenin ardındaki siyasi çizgi biz değiliz. Gerisi belli değil. Genelkurmay'ın açıklamalarını dinliyorsunuz, Cumhurbaşkanı'nın açıklamaları ile çelişiyor. MİT'in açıklamalarına bakıyorsunuz, hepsi çelişiyor. Bir kere Genelkurmay Başkanı neden hala görevde. Darbe olmuş engellememişsin, neyin kahramanlığını yapıyorsun. Ben olsam istifa ederim. Kuvvet komutanlarına düşen istifa etmektir. Cumhurbaşkanı; 'eniştemden duydum' diyor. Şaka gibi ama hakikat bu. Enişteyi MİT müsteşarı yapalım. Hayır, darbe girişimi olduğu kesin, bu senaryo değil, ama açıklamalar hepsi şaibeli bunların hepsinin ortaya çıkarılması lazım. İyi soruşturulursa AKP içinden de şu ya da bu şekilde darbeden olmuş siyasi kişiler çıkacaktır" şeklinde konuştu.

 

Son iki gündür HDP-Cemaat ilişkisi üzerine farklı bir takım iddialarla yazılar yazan kimi AKP yandaşı gazetecilere de yüklenen Demirtaş, "Siz neyi gizlemeye çalışıyorsunuz. Bunu yazıp çizenler bu darbenin altından siz çıkarsanız hiç şaşırmam. Darbe girişimi başarıya gitseydi, bugün hükümetin etrafında olan yalakalar, darbeyi desteklemek için bayraklarını alıp sokağa çıkacaklardı"  dedi.

 

'İdamın yarın kime uygulanacağı belli olmaz'

 

Demirtaş, darbe girişimi sonrasından OHAL ilan edilmesi ve ortaya çıkan işkence görüntülerine dair de "OHAL yetkilerin parlamentodan alınıp tek bir kişiye verilmesidir. Zaten bunun heveslisi çok vardı ülkede. Sadece darbeciler değil, binlerce insan gözaltına alınıyor. Bugün işkenceye karşı çıkmayalım, onlar darbe suçlusudur dersek ilkelerimizi yitiririz. İşkence insanlık suçudur. Kime yapılırsa yapılsın. Adalet Bakanı'nın iddiaları ciddiye alması lazım, kendisi biliyor ne olduğunu. Yine idam tartışmaları, milleti kandırmanın bir âlemi yok. Şimdi çıkarırsanız, hiçbir darbeciyi idam edemezsiniz. Yasalar geriye doğru işlemez. İdam gelirse darbecilere uygulanmaz, yarın kime uygulanacağı belli olmaz" değerlendirmesinde bulundu.

 

PKK ve hükümete çağrı

 

"Kürt sorunu halen bir yaradır. Bu yara durdukça kaşıyanlar olur. Bu yaranın kapatılması ve çözüm sürecine dönülmesi lazımdır" diyen Demirtaş, Türkiye'de yeni bir durumun ortaya çıktığına dikkat çekerek, hükümet ve PKK'ye mevcut durumu değerlendirmeleri çağrısı yaptı.

 

Demirtaş, konuşmasında darbe girişimi sonrasında ortaya koydukları 9 maddelik çözüm önerilerini bir kez daha yeniledi. Bu kapsamda çözüm sürecine yeniden dönülmesi ve İmralı'daki tecridin derhal kaldırılması gerektiğini söyleyen Demirtaş, siyasi parti liderleriyle Meclis çatısı altında bir zirve çağrı yaptı.

 

(kaynak:diha)