Türkiye’de lisans mezunlarının sayısı artarken, şirket CEO’ları ise zaman zaman kalifiye ara eleman bulamamaktan yakınıyor. Günümüzde pek çok alanda olduğu gibi iş dünyasında da bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler iş gücü piyasasından beklentileri de aynı oranda değiştiriyor. Değişim ve dönüşümün kaçınılmaz olduğunun bilincinde olan iş gücü piyasasında nitelikli ara elemana olan ihtiyaçta giderek artmaya devam ediyor. İŞKUR’un “Türkiye İşgücü piyasasında En Çok Açık İşi Olan 10 Meslek” sıralaması raporunda yer alan garson, makineci (dikiş), satış danışmanı, dokuma konfeksiyon, temizlik görevlisi, gazaltı (mig-mac) kaynakçısı, perakende satış elemanı (gıda), ön muhasebeci, şoför yük taşıma, paketleme işçisi gibi mesleklerin pek çoğunun ön lisans programlarından mezun olan “ara eleman” olarak adlandırabilecek meslekler arasında olduğu görülüyor. Aynı zamanda İŞKUR’un “İşgücü Piyasasında Temininde Güçlük Çekilen Meslekler” raporunda yer alan, makineci (dikiş), garson (servis elemanı), dokuma konfeksiyon makineci, satış danışmanı, inşaat işçisi, kaynakçı (oksijen ve elektrik), soğuk demirci, temizlik görevlisi, konfeksiyon işçisi, düz dikiş makineci gibi mesleklerin nitelikli ara eleman temini ile çözüme kavuşacak meslekler olduğunu ortaya koyuyor.
İş gücü piyasasında yaşanan teknoloji kökenli değişimlerin ara eleman ihtiyacının önemini bir kez daha ortaya koyduğunu dile getiren İstinye Üniversitesi (İSÜ) Meslek Yüksekokulu (MYO) Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Hilal Çakar Özcan, ön lisans programlarının sektörde günceli yakalayacak ve bu dijital dönüşüme ayak uyduracak nitelikte ara eleman yetiştirmeyi ilke edinmesi gerektiğini ve eğitim faaliyetlerini bu misyon çerçevesinde sürdürmesi gerektiğini ifade etti.
“Ara eleman ihtiyacının karşılanamaması ekonomik açıdan sorunlara yol açıyor”
Dr. Öğr. Üyesi Özcan, üniversitelerin ön lisans programlarına tüm bu açığı kapatmak ve piyasa beklentilerini karşılamak adına mesleğin gereklerini yerine getirecek, çağın beklentilerine cevap verecek nitelikle elemanı yetiştirme noktasında büyük görev düştüğünü vurguluyor. Özcan, şunları söyledi:
“Dijitalleşme beraberinde iş hayatında pek çok köklü değişimi zorunlu kıldı. Öyle ki endüstri 4.0 kavramının hayatımızda giderek daha fazla yer bulduğu günümüz iş dünyasında iş yapma şekilleri kadar çalışanlardan beklenilen yetkinliklerde aynı ölçüde değişmeye başladı. Tüm bu değişim içerisinde nitelikli iş gücü ihtiyacı giderek daha fazla artmaya başladı. Yine bu süreçte ara elemana olan ihtiyaçta, beklentilerde aynı paralellikte artmaya devam ediyor. İŞKUR’un “Açık İşlerde Aranan Beceriler” sıralaması da burada önemli bir referans oluyor. İŞKUR’dan elde edilen veriye göre; yeterli mesleki teknik bilgi, iş tecrübesi, takım çalışması, iletişim ve ifade yeteneği, fiziki ve bedensel yeterlilik, sorun çözme ve inisiyatif alabilme, analitik düşünebilme, ikna kabiliyeti ve pazarlama, bilgisayar kullanımı, yabancı dil becerileri aranan önemli beceriler arasında yer alıyor. Bu rapor bize gösteriyor ki çağa uyum sağlarken, ara eleman olarak ifade edilen iş gücünün beklentileri karşılayacak nitelikle bir eğitim alması giderek daha fazla önem kazanıyor. Çünkü beklenilen nitelik ve yetkinlikte ara eleman ihtiyacının karşılanamaması uzun vadede ekonomik açıdan makro sorunlara yol açıyor.”
“Üniversiteler sektör beklentilerini takip etmeli”
Üniversitelerin sektör beklentilerini takip etmeleri gerektiğinin altınızı çizen Özcan, “İŞKUR’un bir diğer önemli raporu bize “Yeterli Mesleki/Teknik Bilgi ve Tecrübe Becerisinin Önde Olduğu Sektörlerin”, imalat, toptan ve perakende ticaret, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri, inşaat, ulaştırma ve depolama, idari ve destek hizmeti faaliyetleri, mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler, diğer hizmet faaliyetleri, bilgi ve iletişim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri gibi sektörler olduğu bilgisini veriyor. Bu raporlar öncelik ve ihtiyaçların tespit edilmesi ve bu doğrultuda eğitim planlaması yapılmasının önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Özellikle üniversitelerin ön lisans programlarının, sektörel beklentileri iyi tespit edip bu beklentileri karşılayacak ölçüde ve düzeyde eğitim faaliyetlerini sürdürmeleri gerekiyor. Özellikle üniversiteler ön lisans kontenjanlarını bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan değişimi ve bu doğrultuda sektörün beklentilerini göz önünde bulundurarak belirlemeli. Uzun vadede karşılanamaz hale gelen nitelikli ara eleman ihtiyacı üretim ve hizmet kalitesinde önlenemez düşüşlere sebep olacaktır. Aynı zamanda ekonomik olarak yaşanabilecek sorunlar beraberinde bireysel sorunları ve neticede büyük ölçüde toplumsal sorunları beraberinde getirecektir” dedi.
“Verimin ve kalitenin öncülü nitelikli iş gücüdür”
İSÜ olarak bu doğrultuda çalışmalarına devam ettiklerini belirten Özcan, şöyle konuştu:
“Sonuç olarak geleceğin ara elemanı olarak yetişecek olan bireylerin üniversitelerde alacakları nitelikli eğitim sektörde nitelikli personel arayışında olan işverenler için büyük bir avantaj olacaktır. Bu bakış açısı ile İSÜ Meslek Yüksekokulu olarak günceli takip ederek ihtiyaçları göz önünde bulundurarak planlamalarımızı bu doğrultuda yapıyoruz. Aynı zamanda eğitim öğretim faaliyetlerimizi mezunlarımızın ve iş hayatının beklentileri ile uyumlu olacak bir misyon ve vizyon ile sürdürüyoruz. Çünkü biliyoruz ki verimin ve kalitenin öncülü nitelikli iş gücüdür. Nitelikli iş gücü ise güçlü bir ekonomiyi beraberinde getiriyor. İSÜ Meslek Yüksekokulu olarak Adalet, Aşçılık, Bilgisayar Destekli Tasarım ve Animasyon, Bilişim Güvenliği Teknolojisi, Bilgisayar Programcılığı, Bilgisayar Teknolojisi, E-Ticaret ve Pazarlama Gıda Teknolojisi, Otomotiv Teknolojisi, Sivil Havacılık Kabin Hizmetleri, Uçak Teknolojisi programlarımız ile yine sektörü takip ederek bünyemize yeni kattığımız Dış Ticaret ve Elektronik Teknolojisi programlarımız ile yolumuza başarılı ile devam ediyoruz. Her geçen gün değişmeye ve gelişmeye devam eden iş dünyası bizim için en önemli referans kaynağı olmaya devam ediyor.”
Hibya Haber Ajansı