İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Tekin Altuğ, Türkiye'nin, hala önemli bir tarım ülkesi olduğunu ve bu nedenle iklim krizinin, muhakkak ekonomi ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

CRI Türk’te Özgür Özbakır’ın sunduğu “Akşam Raporu” programına konuk olan Altuğ, her geçen yıl kendisini daha da net hissettiren iklim krizi ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Altuğ’un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“İç Anadolu’nun iklimi, Riyad’ın iklimine dönecek”

Türkiye, hala önemli bir tarım ülkesi. Mesela Akdeniz, narenciye deposu olarak bilinir ama böyle giderse, o bölge tamamen çölleşecek. Çölleşen bölge, tarım yapılamaz hale gelecek ve Türkiye, tarımda üretici olma özelliğini kaybedecek. Diğer taraftan İç Anadolu, bizim tahıl ambarımızdır. Gidişat böyle olursa İç Anadolu’nun iklimi, Riyad’ın iklime dönecek ve öyle bir iklimde 1 gr bile buğday üretemezsiniz. O yüzden iklim krizi, muhakkak ekonomi ile birlikte değerlendirilmeli.

“Ülkelerin flora ve faunaları değişecek”

Dünyada iklim krizi ile ilgili çeşitli çalışmalar yapılıyor ve Türkiye de bu çalışmaların içinde yer alıyor. Örneğin, BM’nin İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında hükümetler arası iklim paneli var ve biz de bu panelde ulusal niyet beyanını bildiren ülkeler arasındayız. Türkiye, ‘2030 yılına kadar emisyonumuzu, mevcut emisyonumuzdan yüzde 30 düşüreceğiz, 2053’te de 0 emisyona geçeceğiz’ diye bir taahhütte bulundu. Eğer ortalama sıcaklık artışı, 1,5 derece ile sınırlandırılamazsa, ülkelerin floraları ve faunaları tamamen değişecek, ülkelerin yapıları değişecek ve mevcut durumu tamamen kaybedeceğiz. Geldiğimiz nokta, budur.

“Vahşi sulama modelinin önüne geçilmeli”

Ortalama sıcaklık artışının 1,5 derece ile sınırlandırılması için, fosil yakıttan ve kömürden çıkmamaz ve yenilenebilir enerjiye dönmemiz lazım. Eğer bunları yaparsak, ileriki nesillere daha güzel bir ülke bırakabiliriz. Türkiye, son 50 yılda tatlı su göllerinin yüzde 60’ını kaybetmiş bir ülke. Ülkedeki su kaynaklarının yüzde 70’i vahşi, yani tarımsal sulamaya gidiyor. İç Anadolu’daki çiftçimiz, eskiden beri kuru tarımı benimsemişken, son 10 yılda sulu tarımı keşfetti. Kaynaklarımızı çok hızlı biçimde tüketiyoruz. Türkiye, vahşi sulama modelinin önüne geçmek zorunda.

“Gelişmiş ülkeler, su kaynaklarını korumak istiyorlar”

Gelişmiş ülkeler, kendi üretimlerini Afrika ve Uzak Doğu ülkelerine kaydırıyorlar ve bunu ucuz işçilikten değil, kendi ülkelerindeki su kaynaklarını tüketmek istemedikleri için yapıyorlar. Bir gömlek üretimi için, 5 bin litre su harcanıyor. Türkiye, bu konularda önlem almadığı takdirde, iklim krizini daha çok tartışacağız.

“Ani hava değişikliklerinin temel sebebi iklim krizi”

Temmuz ayı oldukça sıcak geçti. Böyle sıcaklıklar, 40 sene önce de olurdu ancak yılda 3-4 defa olurdu. Şimdu bu durum, 7-8 kat artmış durumda. Ani hava değişikliklerinin de en büyük sebebi, iklim krizi.

“Türkiye, yavaş yavaş çölleşiyor”

Türkiye’nin son 50 yılda tatlı su göllerinin yüzde 60’ını kaybetmesi, ülkenin yavaş yavaş çölleşmeye doğru gittiğini gösteriyor. Türkiye’nin flora ve faunasının değişmesini engelleyemezsek, bir süre sonra beslenememeye ve barınamamaya başlayacağız.”

 

Kaynak: Çin Uluslararası Radyosu

Hibya Haber Ajansı