Modernleşme, insanlığın ortak davası olduğu gibi Çin ve Türkiye’nin de kalkınma hedefi. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözü var: “Memleket, mutlaka çağdaş, uygar ve yepyeni olacaktır, bizim için bu hayat davamızdır.” Günümüzde Türk halkı, Cumhuriyetin ikinci yüzyılını karşılayacak ve modernleşme alanında bir dizi başarılar kaydetti, yepyeni gelecekle kucaklaşmak için yoğun çaba harcıyor.
Çin Komünist Partisi liderliği altında, Çin halkı geçen uzun süre içinde harcanan çabalar sayesinde, bağımsız ve egemen bir şekilde modernleşmeyi inşa ettiği ulu bir yolculukta ilerliyor. Çin, günümüzde dünyanın ikinci büyük ekonomisi olurken, en büyük mal ticareti ülkesi ve en çok döviz rezervine sahip olan ülke konumunda. Çin tarzı moderleşme, diğer ülkelerin modernleşmelerinin taşıdığı ortak özellikleri içinde barındırmanın yanı sıra Çin’e özgü özelliklere de sahip. Çin tarzı modernleşme, küresel ekonomik toparlanmaya dinamizm katarken, küresel barışın korunmasına da daha fazla istikrar sağladı. Bu gerçekler, modernleşmenin her ülke için geçerli olan tek bir tarzı olmadığını kanıtladı. Her ülkenin modernleşme için yaptığı arayışlara saygı gösterilmeli.
Ekim 2022’de Çin Komünist Partisi 20. Ulusal Kongresi, Çin’in gelecekteki gelişmesine yön verdiği gibi, Çin tarzı modernleşme yoluyla Çin milletinin yeniden şahlanmasını gerçekleştirme kararı aldı. Özellilkle Kongre’de insanlığın kader ortaklığı Çin tarzı modernleşmenin temel gereksinimlerinden biri olarak kabul edildi. Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, Küresel Kalkınma İnisiyatifi, Küresel Güvenlik İnisiyatifi ve Küresel Medeniyet İnisiyatifi’ni ortaya koyarak, insanlığın kader ortaklığının özünü zenginleştirdi ve dünya barışıyla ortak refahın korunmasına Çin çözümü sundu. Dünyanın önemli yeni yükselen piyasaları ve gelişmekte olan büyük ülkeleri olan Çin ve Türkiye, gelişme ve kalkınma çıkarlarıyla küresel adaleti korumak için ortak geniş çıkarlara sahiptir.
Türkiye, Kuşak ve Yol İnisiyatifi’ni en erken destekleyen ülkelerden biri. Çin ile Türkiye arasında politika, altyapı, ticaret, sermaye ve halklararası değişim günden güne yoğunlaşıyor. “Kuşak ve Yol” ve “Orta Koridor Girişimi”nin uyumlaştırılması, her geçen gün ilerliyor. Çin, Türkiye’nin üçüncü büyük ticari ortağı konumunda. 2022 yılında iki ülkenin gerçekleştirdiği dış ticaret 38 milyar 550 milyon ABD Dolarını buldu. Bu miktar 2021 yılına göre yüzde 12.8 oranında arttı. Ankara-İstanbul yüksek hızlı demiryolu, Kumport Limanı, Tuz Gölü yeraltı doğal gaz deposu, Hunutlu termik santrali gibi bir dizi iş birliği projesi hizmete girdi. Huawei, Xiaomi ve HT Solar gibi yüksek teknoloji alanında faaliyet gösteren çok sayıda Çin işletmesi, Türkiye’de yatırım yaparken, ICBC ve Bank of China gibi Çin’in önde gelen finans kuruluşları iki ülke arasındaki finans iş birliğinde aktif şekilde yer aldı. Türkiye’de meydana gelen şiddetli depremin ardından Çin’deki çeşitli çevreler Türkiye’ye yardım eli uzattı. Çin’in Konfüyçüs Enstitüsü ve Türkiye’nin Yunus Emre Kültür Merkezi de iki ülke arasında halklararası değişim için köprü rolü oynuyor.
Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, Çin ve Türkiye’nin dünyada gelişmekte olan büyük ülkeler ve yeni yükselen önemli piyasalar olduklarına işaret ederek, iki ülkenin geniş ortak çıkarlara sahip olduklarını vurguladı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Orta Koridor Girişimi ile Kuşak ve Yol İnisiyatifi’ni uyumlaştırma çalışmalarını güçlendirmeye, ticaret, enerji ve turizm alanlarındaki iş birliğini yoğunlaştırmaya, dolayısıyla ikili ilişkileri yeni düzeye taşımaya hazır olduklarını kaydetti.
Çin tarzı modernleşme, Çin-Türkiye ikili ilişkilerinin derinleştirilmesine yeni fırsatlar sağlayacaktır. Kuşak ve Yol inşasını birlikte hızlandırmakla Çin ve Türkiye, karşılıklı siyasi güveni pekiştirebilir ve iş birliğini derinleştirebilir, dolayısıyla Çin-Türkiye stratejik iş birliği yeni düzeye taşınabilir ve birbirlerinin modernleşme yolunda yeni ilerlemeler kaydetmelerine dinamizm katılabilir.
Kaynak Çin Uluslararası Radyosu
Hibya Haber Ajansı