Bakan Yerlikaya'nın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

"Merhum Adnan Menderes’in manevi huzurunda, 27 Mayıs’ın, 12 Eylül’ün, 15 Temmuz’u; Tüm darbe, ihanet ve kalkışmalarının karşısında Dimdik durduğumuzu tüm dünyaya ilan ediyoruz. Bu hain saldırılar,

Sadece iktidar hırsıyla hareket eden cuntacıların basit bir kalkışması değildi. Milletimizin istiklal ve istikbaline; Devletimizin bekasına kurulmuş pusulardı. Ülkemiz ne zaman ilerleme istikametine girse, kirli ve karanlık odaklar harekete geçti ve piyonlarını sahneye sürdü hep. İşte Merhum Adnan Menderes dönemi…

Tek Parti rejiminden sonra 1950 yılında,‘’Yeter Söz Milletin!’’ diyerek iktidara gelen Demokrat Parti; çok kısa bir zaman içinde, büyük ekonomik kalkınma hamlelerin altına imzasını attı. Tarımda makineleşme reformu gerçekleşti, Üretim arttı. Altyapı, ulaştırma, enerji ve reel sektör yatırımlarıylabu dönemde Türkiye ortalama 7,8 büyüdü.

Bacası tüten,İstihdam sağlayan yeni fabrikalar, Sulama barajları, Termik santraller, Limanlar, havalimanları ve Günümüzde de varlığını sürdüren kamu iktisadi kuruluşları faaliyete başladı.

1950-1960 yılları arasında 14 bin kilometrelik karayolu, 30 bin kilometrelik köy yolu yapıldı. SEKA yeniden yapılandırıldı, Vakıfbank kuruldu, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı kuruldu. DSİ, Et ve Balık Kurumu, Türkiye Kömür İşletmeleri, Devlet Malzeme Ofisi, Demir-Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve daha nice büyük işletme kuruldu.

İş yeri sayısı 23 binden 73 bine; Çalışan sayısı 223 binden, 582 bine yükseldi. Peki sonra ne oldu? Önce 27 Mayıs, Ardından Türk demokrasisine kara bir leke olarak geçen Yassıada günleri... Yassıada mahkemelerinde, insanlık onuru ayaklar altına alındı.

Aralarından bakanların, milletvekillerinin, Komutanların ve bürokratların olduğu 592 kişi, 11 ay boyunca yargılandı. Her biri hücrelerde, zindanlarda tutuldu; Yaşananlar sadece demokrasi adına değil, Adalet adına da, İnsanlık adına da utanç vericiydi. 15 ay Yassıada’da tutuklu kalan Şair Faruk Nafiz Çamlıbel,‘’Zindan Duvarları’’nı dizelerinde şöyle anlatıyordu:

‘’Bilmiyor gülmeyi sakinlerinin binde biri,

Bir vatan derdi birikmiş bir avuçluk karada,

Kuşu hicran getirir, dalgası hüsran götürür,

Mavi bir gölde elem katrasıdır Yassıada.’’

Eski Türkiye’nin yaslı adası olarak bilinen, karanlık günlerin Yassıada’sı; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından 10 yıl önce, Demokrasi ve Özgürlükler Adası haline getirildi. Milletimizin, Devletimizin, Demokrasimizin, Hangi badirelerden geçerek bugünlere geldiğinin, Bir şahidi,  bir ibret vesikası olarak duruyor şimdi.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti çok büyük, çok güçlü bir devlettir. 2.200 yıllık devlet geleneğine sahip bu Aziz Millet, Yolunu bulan bir nehir gibi, Zor zamanlarda  Hep doğrunun ve haklının yanında olmasını bilmiştir.

Türkiye,  Cumhurbaşkanımızın liderliğinde darbelere geçit vermeyen, demokrasiye ölümüne sahip çıkan bir ülkedir artık."

 

 

Hibya Haber Ajansı