Doğu ve Güneydoğu illerinden, çalışmak üzere Çarşamba ilçesine gelem mevsimlik tarım işçilerini Kumköyü’nde kurdukları çadırlarda ziyaret ettik. 300’e yakın işçi, Yeşilırmak kenarındaki ilkel çadırlarda sağlıksız koşullarda yaşıyor.
Konuştuğumuz işçiler Arap ve Kürt kökenli. Her gün sabah saat 06.00’da çalışmaya başladıklarını ve akşam saat 19.00’a kadar çalıştıklarını, 13 saatlik çalışma sonucu 55 lira aldıklarını, bunun 6 lirasını da başlarındaki çavuşlara verdiklerini söylüyorlar. 13 saatlik çalışma sonucu ellerine 49 lira geçtiğini belirten işçiler, çadırların kendilerine ait olduğunu, iş bitince çadırları da toplayıp gittiklerini anlatıyor.
ELEKTRİK YOK, DUŞ ALAMIYORLAR
Çadırların içinde, toprak üzerine serili kilimler var. Yağmur yağdığında sular çadırların içine doluyor. Elektrik direkleri çadırlara birkaç metre mesafede olmasına rağmen tüm müracaatlarına rağmen elektrik bağlanmadığını, tuvalet ihtiyaçlarını bezlerle sarılı kulübelerde giderdiklerini, duş almak için bir yer olmadığını anlatan işçiler, ancak geri memleketlerine döndüklerinde duş alabileceklerini söylüyor.
BELEDİYE ÇÖZÜM BULMADI
İşçilerden biri 8 yıldır Çarşamba’ya geldiğini, sorunlarını Çarşamba Belediyesine ilettiklerini ancak hiçbir çözüm bulunmadığını dile getirdi. Buraya gelirken evlerine kilit vurarak geldiklerini, okul çağında olan çocuklarını okullar tatil olmadan 1 ay önce okuldan aldıklarını ve yeni eğitim yılında da 2 ay gecikme ile okula gönderdiklerini, bu nedenle de çocuklarının eğitimlerinden geri kaldığını anlatıyor.
İNSANCA KOŞULLARDA ÇALIŞMAK İSTİYORUZ
İş ve sağlık güvenceleri, sigortaları olmadığını, ömürleri boyunca bu şartlarda çalışmak zorunda olduklarını söyleyen bir işçi, “Memleketimizde savaş var. Türkiye’nin Suriye’de savaşı sürdürmesi çalışma koşullarını olumsuz etkiliyor. Daha önceleri 50 lira olan yevmiyeler 25 liraya düştü. Bu da batı illerine gelmemize neden oluyor. Buradaki koşullar insanca çalışma koşullarından çok uzak. Çadırlarda hijyen yok. Hastalıklara müsait” diyor.
3 AY EVDE, 9 AY DIŞARIDA
Bu yıl fındık rekoltesinin düşük olması nedeni ile işlerin kısa sürdüğünü, 1 aylık bir çalışma sonrası ayrılmak zorunda kaldıklarını ve buradan başka illere çalışmaya gideceklerini söyleyen işçiler, memleketlerinde 3 ay kaldıklarını 8-9 ay dışarıda çalıştıklarını belirtiyor.
Kaybolan hayatlar mevsimlik tarım işçileri
BARIŞ OLSA MEMLEKETTE ÇALIŞIRDIK
Hükümetten iş, sağlık ve sosyal güvence, belediyelerden de barınma koşullarının sağlanmasını istediklerini belirten işçiler, “Barış sağlansa kendi memleketimizde çalışırdık. Buralara gelmek zorunda klamazdık” diyor.
TEK AMACIMIZ HAYATTA KALABİLMEK
Yerel ve ulusal basından gelip çekim yapıp gidenler olduğunu, ancak sorunlarını dile getirmek bir yana, işçilerin eylem yapmak için geldiklerini yaydığını ve bunun da kendilerini zor durumda bıraktığını anlatan bir işçi, “Oysa yaşantımızı görüyorsunuz. Bir lokma ekmek için canla başla, kötü koşullarda çalışmak zorundayız. Bizim tek amacımız hayatta kalabilmek için çalışmak” diyor.
(kaynak:Evrensel)