Şengal ve Kobanê katliamları sonrasında Kürt ve Êzidî kadınlarını savaş ganimeti olarak gören, kadınları pazarlarda satan ve taciz, tecavüzle gündeme gelen IŞİD çetelerinin, son dönemlerde yurtsever Kürt kadınlarını "cennet" vaadiyle kandırma faaliyetleri de arttı. Çetelerin saldırılarına karşılık gösterilen direnişte en ön saflarda Kürt kadınlarının savaşması, IŞİD'in rotasını Kürt kadınlarına çevirdi. Bunun sonucunda son dönemlerde Diyarbakır gibi Kürt hareketinin merkezi sayılan merkezlerde çalışmalarını yoğunlaştıran çete, özellikle yurtsever ailelerin çocuklarını hedef alıyor. 

 

11 Ekim tarihinde Diyarbakır'da Berîvan Yılmaz (20) ve Mîhrîban Yılmaz (17) kardeşlerle ilişkilenen IŞİD üyeleri, kadınları, "Gerçek islama ulaşma ve cennete gitme" vaadiyle kandırarak örgütledi. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde okuyan Bêrîvan Yılmaz, liseden arkadaşı olan Gamze Y. ile birlikte ODTÜ Matematik Bölüm'nde okuduğu belirtilen Merve T. ile ilişkilendi. Bir süre Berîvan Yılmaz ile ilişkilerini ilerleten Merve T., Yılmaz ile görüşmek için 11 Ekim'de Diyarbakır'da gelerek Yılmaz ailesine misafir oldu.Yılmaz ailesinin verdiği bilgilere göre. Merve T., bu ilişkilenme sonrasında Bêrîvan ile birlikte kardeşi Mîhriban ve teyzesinin kızları Neslîhan İpek ile Eylem İpek, "Doğru bir dini inanç ile cennete ulaşılabilir" görüşü üzerinden IŞİD tarafından örgütlendirildi. 

 

Yılmaz kardeşler ve kuzenleri, IŞİD'e katılım sağlamadan önce Merve T. ile İpek ailesinin evinde bir toplantı gerçekleştirdiği, bu toplantıya Gamze Y. ve B.G. isimli kişilerinde katıldığı öğrenildi. Toplantıdan sonra Bêrîvan, Mîhrîban, Neslîhan, Eylem ve Merve T.,  IŞİD'e katılım sağlamak amacıyla Urfa'ya geçerken, katılım fikrini benimsemeyen B.G. ise yola çıkmadı.

 

'Pêşimize düşerseniz öldürülürsünüz'

 

Kızların ortadan kaybolmasından sonra arayışa geçen Yılmaz ailesi, arayışlarından bir sonuç alamayınca kızlara ulaşmak için Urfa ve Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'ne başvurdu. Yılmaz ailesi Diyarbakır Emniyeti'nde yer tespiti yapılabilmesi için de kızlarıyla 16 dakikalık telefon görüşmesi gerçekleştiriyor. Yapılan ve kayıt altına alınan görüşmede, kız kardeşler ailesine, "Bizi bulmak için hiç buralara gelmeyin (Suriye kast ediliyor) gelirseniz öldürülürsünüz" diyorlar. 

 

Yılmaz kardeşlerin ağabeyi Muhittin Yılmaz, Emniyete başvurduklarını ancak tedbir alınmadığını belirterek, "Berivan benimle konuşurken peşlerine düşmemizi istedi. 'Türkiye'de Müslümanlık yok sizde gelin' dedi. IŞİD'le ilgili şeyler sorduğumda da tepki gösterdi. Ben onların fikrini değiştiremedim ama biliyorum ki onlar kendi başlarına gitmediler, birilerinin yardımıyla gittiler" dedi. 

 

Baba Hasan Yılmaz ise, emniyete gittiklerinde telefon sinyallerinin Akçakale ve Urfa'da olduğunun tespit edildiğini, ancak emniyetin onları geri getirmek için hiç bir girişimde bulunmadığını söyledi. Kızlarının yaşamından kaygılı olduğunu belirten ve "Sonuna kadar kızlarım izini süreceğim" diyen Baba Yılmaz, "Her iki kızımda okuyordu. Başlangıçta sadece okula gidiyorlardı, ancak son dönemlerde giyim kuşamları ve tutumları değişti. Onlara neden böyle giyiniyorsunuz dediğimizde de, 'Allah için' diyorlardı. Ancak nereye gittiklerini ve kime, kimlere yoldaşlık yaptıklarını bilmiyorlar." 

 

Örgütlendirilmek istenen ancak gitmeyen B.G. isimli genç kadın ise Merve T.'nin kendilerini örgütlemeye çalıştığını belirterek, "Ben onların fikirlerini kabul etmedim. Bu yüzden onlarla gitmedim" diye konuştu.

 

Başlangıçta Yılmaz kardeşlerle hareket eden ve onlarla birlikte IŞİD'e katılım için gitmeyen Gamze Y. ise izini kaybettirdi. Yılmaz ailesi Gamze Y.'nin her şeyi bildiğini ve kızlarının gönderilmesinde rolünün olduğunu savunuyor. Kayıplara karıştığı gibi Gamze Y., Fecabook adresini kapattı ve ismine kayıtlı telefonlara da ulaşılmıyor. Ankara'dan Yılmaz ailesinin kızlarıyla iletişime geçen Merve T.'nin ise kim olduğu bilinmiyor.

 

diha