Mevcut Anayasaya uymayan bir yönetimin getirmeye çalıştığı anayasaya uyabileceğine dair bir garanti olmadığını söyleyen Babacan, "Önce bir samimiyet testinden geçmeleri gerekiyor. Yoksa değişikliğin bir anlamı yok, yarın ona da uymayacaklar, ne anladık? Gerçekten sivil anayasa mı istiyorlar yoksa gündemi meşgul etmeye mi çalışıyorlar, bunu da test etmek lazım.” dedi.

‘Altılı masadaki raporları biz hazırladık’ diyen Ali Babacan şunları kaydetti:

"Bize hazırladıkları bir çalışmayı getirebilirler, bu durumda metni görmemiz gerekir. Ya da Meclis’te bir komisyon oluşturulur, toplumsal uzlaşıyı sembolize eder ve ‘Gelin çalışmaya başlayın’ denilebilir. Ama bizim yaptığımız bir çalışma zaten var, Altılı Masa’nın çalışması da çok kapsamlı ve titiz bir çalışma. Orada liderlerin önüne koyulan raporları, metinleri biz hazırladık ama o gün çıkıp ‘Biz yaptık’ demedik.”

En başından beri CHP listesinden girmek isteyen partiler vardı, ama biz onlardan değildik. “Damga DEVA’ya” diye reklamlar yaptık, niye o kadar para harcayalım? Listelerin verilmesine 1 hafta kala CHP gelip, ‘Ayrı ayrı girersek Meclis’te çoğunluğu sağlayamıyoruz’ dedi. Biz de çalışmalarımızda CHP’nin hesabının doğru olduğunu gördük. Bunu yapmasaydık bize ‘İş birliği yapamadınız ve hem kendinize hem bize kaybettirdiniz’ denilebilirdi.”

Altılı masa için 'Türkiye’nin farklı siyasi kanatlarının temsil edildiği bir masaydı' açıklamasını yapan Babacan, "“Türkiye mi DEVA mı?” tercihi önümüze birkaç defa çıktı. Her seferinde ‘Türkiye’ dedik. O masa, Türkiye’nin farklı siyasi kanatlarının temsil edildiği bir masaydı. Oradaki siyasal uzlaşmayı çok önemli gördük. ‘Keşke seçime kendimiz girseydik, aday Babacan olsaydı’ diyorlar, belki DEVA adına daha olumlu bir hava olurdu ama ‘Beraber olsaydık seçim kazanılır mıydı?’ uhdesi hep kalırdı.  Kazanmak için 50+1 gerektiğini de unutmamak lazım.” şeklinde konuştu.

 

Hibya Haber Ajansı