2011 yılından bu yana uygulanan açık kapı politikası neticesinde sayıları giderek artan sığınmacı ve kaçakların; iktidarın bilgisi, onayı ve teşvikiyle Türkiye'ye akın ettiğini savunan Ergun, "Ülkemiz son 12 yıldır sığınmacı ve kaçak işgali altında. Buna işgal diyorum çünkü, ülkemizde resmi rakamlara göre 3 milyon 264 bin 248 sığınmacı bulunuyor. Yine resmi rakamlara göre, yaklaşık 1 milyon bebek doğmasına rağmen, sığınmacı sayısının her yıl belirli oranda düşmesi ise oldukça dikkat çekici. Bu hususta resmi rakamların güvenirliliği şüphe yaratıyor. Kaçaklar, vatandaş olanlar bu rakama dahil edildiğinde Türkiye'deki yabancı sayısının 10 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor." dedi.
“Kalkınma planı sığınmacıların gönderilmeyeceğinin göstergesi”
Güvenlik sorunları, ekonomik kaygılar ve kimlik kaybı endişeleri başta olmak üzere, sığınmacıların kalıcı olmasından vatandaşların endişe duyduğunu aktaran Ergun, "Yapılan araştırmalara göre, sığınmacıların ülkemizde yerleşik olarak kalma eğilimleri giderek artmaktadır. Bu tespit milletimizin endişesini daha da arttırmaktadır. Hükümet ise bilinçli politik tercihlerle Türkiye'yi hendek haline getirmiştir. Anlaşılıyor ki, bu göçü sürdürmek isteyen bir iktidar iradesi ile karşı karşıyayız. Nitekim 2024 - 2028 Kalkınma Planı'nda, 'Türkiye'de bulunan yabancıların sosyal, ekonomik ve kültürel hayata uyumları desteklenecek' ifadeleri kullanıldı. Hükümetin 5 yıllık kalkınma planında bu ifadelere yer vermesi, Türkiye'de bulunan sığınmacıların önümüzdeki süreçte de Türkiye'den gönderilmeyeceğinin açık bir göstergesi." ifadesini kullandı.
“Sığınmacılar ülkelerine gönüllü olarak nasıl gönderilecek?”
"Gönüllü geri dönüş" ifadesinin bir başka dikkat çekici unsur olduğunu belirten Ergun, "Son yapılan araştırmalara göre, Türkiye'de yaşayan Suriyeli sığınmacıların yüzde 94'ünün ülkesine dönmeyi düşünmediği ortaya çıkmıştır. Problemimiz şudur; araştırmalara göre ülkelerine dönmeyi düşünmeyen sığınmacıların, ülkelerine gönüllü olarak nasıl gönderilecekleridir. Türk kamuoyu bir göz boyama ile karşı karşıya kaldığını bilmelidir. Hükümetin 5 yıllık kalkınma planından da görüldüğü üzere, sığınmacıların geri gönderilmesi değil entegre edilmesi düşünülüyor. Buradan iktidara ve sığınmacıların kalmasını savunanlara sesleniyorum; Türkiye'nin göçe değil geri dönüşe ihtiyacı var." değerlendirmesini yaptı.
Ergun şöyle devam etti:
"Buradan soruyorum; Cumhuriyetimizin kurucu felsefesi olan Türk milliyetçiliği suç mudur? Eğer Türk milliyetçiliği suç ise hangi Anayasa maddesine ve hangi kanuna göre suçtur? Türkiye'de sığınmacı ve kaçak göçmenler sorunu yok mudur? Bu sorunu dile getiren her bir vatandaşımızı hapse mi atacaksınız? Türk devletinde, Türk Cumhuriyeti'nde; Türklüğe karşı bir cephe mi oluşturuluyor? Türk milliyetçiliğini suç olarak gösterenlere sesleniyorum; eğer Türk milliyetçiliği suç ise biz bu suçun gönüllü cürüm ortağıyız. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Yusuf Akçuralar, Ziya Gökalpler, Erol Güngörler ve Alparslan Türkeşler yol göstericimizdir. Türk milliyetçiliğini suç olarak gösterenlere diyorum ki, milliyetçilik ve vatanseverlik ancak ve ancak işgal dönemlerinde suç olur. İYİ Parti olarak milliyetçiliği suç olarak gören bu anlayışı lanetliyoruz."
Hibya Haber Ajansı