''Yağda eriyen vitaminlerin aşırı alımı karaciğeri yoruyor''

Karaciğerin hayatının devamı için gerekli olan, vücudun en temel organı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Aytaç Atamer, ağız yolu ile alınan her türlü yiyecek, içecek ve ilaçların karaciğerde metabolize olduğunu kaydetti.

“Yağda eriyen vitaminler karaciğerde metabolizme edildikten sonra depolandıklarından dolayı aşırı alımı karaciğeri yorar ve hasara neden olabilir. Özellikle A vitamini ve suda eriyen bir vitamin olan niasin yüksek dozlarda alındığında karaciğerde aşırı miktarda depolanarak toksiditeye yol açabilir.” şeklinde konuşan Prof. Dr. Aytaç Atamer, kimi bitkisel takviyelerin de karaciğer hasarına sebep olabileceğini anlattı.

''Cinsel fonksiyon artırıcı gibi takviyeler daha fazla zarar verebiliyor''

Prof. Dr. Aytaç Atamer, ayrıca zararsız olan bir bitki gıda takviyesinin kullanılan ilaçlar ile etkileşime girerek karaciğere zarar verebileceğini de belirterek, şunları kaydetti:

“Bitkisel gıda ve ilaç takviyelerinin binde bir ile on binde bir karaciğere hasar verme riski vardır. Cinsel fonksiyonu artırıcı takviyeler, vücut geliştirme ve diyet ürünleri, kedi otu, yüksek otu, öksürük otu, karaciğer için toksik olabilir. İçerisinde çok sayıca vitamin ve detoks, destek ürünleri içeren çoklu yani 5 ile 20 madde içeren ürünler potansiyel olarak daha fazla zarar verebilir.”

''Bitkisel ürünler yeteri kadar kontrolden geçmiyor''

Prof. Dr. Aytaç Atamer, kullanılan gıda takviyeleri ve bitkisel ürünlerin yeteri kadar kontrolden geçmediğini dile getirerek, “Bazıları ağır metaller ve katkı maddeleri içeriyorlar. İçeriğini bilmediğimiz veya gereksiz olarak kullandığımız gıda takviyeleri size yarardan çok zarar verebilir.” dedi.

Kullanılan gıda takviyelerinin kişilerin karaciğerine olan etkisinin; kullanılan gıda takviyeleri ve alınma süresi ile yaşa, karaciğerin durumuna, kapasitesine, hastalıklarına ve/veya genetik yatkınlığına alınan takviyelerin içeriğine göre değişebildiğini anlatan Prof. Dr. Aytaç Atamer, sözlerini şöyle tamamladı:

“Alınan çoklu ilaçlar, diyabet gibi metabolik hastalıkların yan etkilerini artırır. Gıda takviyeleri ilaç statüsünde olmadığı için Sağlık Bakanlığı’nın denetimine tabi değildir, Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlıdır. Bu nedenle gıda takviyelerinin etkisini araştırmak için bilimsel araştırmalar daha çok toksik etkimeye maruz kalan hastalar üzerinde hekimler tarafından yapılıyor. Kullanılan gıda takviyelerinin yan etkisi konusunda yeterli bilimsel çalışma da yoktur. Bu konuda sıkı denetim ve bilinçli olmak gerekmektedir.”

Hibya Haber Ajansı