Babacan’ın öncelikli gündeminde 50+1 tartışmaları, yeni asgari ücret görüşmeleri, Erdoğan’ın Türk lirasına dair sözleri ve kadına yönelik şiddet vardı.

Sözlerine 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’ne değinerek başlayan Babacan, “Bu sene 20 Kasım, Gazzede yüz binlerce çocuğun gözyaşlarıyla anıldı. Bu vahşete destek veren tüm ülkeleri ve yöneticilerini bir kez daha şiddetle kınıyorum” dedi.

‘Baskıcı, totaliter sistem yüzünden her alanda kaybediyoruz’

Babacan, iktidar ortaklarının 50+1 tartışmalarını şu sözlerle değerlendirdi:

“Uygulanmakta olan Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi, kazanan kişiye olağanüstü yetkiler veriyor. Demokrasiyi sadece sandıktan ibaret gören, geri kalan hiçbir fonksiyonunu çalıştırmayan krizlere sebep oluyor. Biz tam da bu sebeple, 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ diyoruz. 2017de apar topar, kimseyle istişare etmeden, uzmanların uyarılarına aldırmadan gelen bu sistemle ülkemiz yokuş aşağı yuvarlanıyor. Baskıcı, totaliter bir sistem yüzünden her alanda kaybediyoruz.”

'Türk tipi denen bu ucube sistem tek kişi için kaleme alındı’

Babacan konuşmasında “Adına Türk Tipi denen bu ucube sistem aslında tek bir kişi için kaleme alınmıştı. Sayın Erdoğan, şahsına özel yapılan Anayasayı, yine kendi bedenine uyacak şekilde kesip biçmek istiyor. Erdoğan da her hafta anayasayla uğraşacağına, şimdiden kendisine bir emeklilik planı yapmalı.” sözlerine yer verdi.

‘Devlet Bahçeli, %10 oyuyla kayyum gibi hareket ediyor’

Babacan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi de şu sözlerle eleştirdi:

“Küçük ortak, nam-ı diğer ‘krizlerin ortağı’ sisteme aşık olduğu için hemen savunmaya geçiyor." diyen Babacan, "Tabii bu sistemde en büyük kar onun. Bu ucube sistem sayesinde Devlet Bahçeli, aldığı %10’luk oy ile ülkenin başına kayyum gibi hareket ediyor. İktidarın bütün imkanlarından hoyratça istifade ediyor. Sorumluluk yok, vatandaşın önünde hesap vermek yok; ama kâra ortak.” ifadesini kullandı.

‘Gelin sistemi değiştirelim’

Babacan, ardından iktidara şu sözlerle seslendi:

“Yaşanan tüm krizler, şu an içinde olduğunuz ittifaktaki sorunlar, yargıdaki çeteleşme… Hepsinin çaresi için, size altın tepside çözümü sunuyorum. Ülkemizi, yüz yılı aşmış Cumhuriyetimizi, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile taçlandıralım. Kodifikasyonu tamamlanmış, anayasa değişiklik teklifi hazır. Gelin bu sistemi değiştirelim. Reçete burada.”

‘Ekonomik krizin, yoksulluğun en sert vurduğu, yine çocuklar’

Ali Babacan, değerlendirmesinde 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü vesilesiyle Türkiye’nin çocuk hakları karnesini de açıkladı Babacan, "Gittiğimiz her yerde günde tek öğünle beslenen, yeterli gıdaya ulaşamayan çocuklarla karşılaşıyoruz. Ekonomik krizin, yoksulluğun en sert vurduğu, yine çocuklar. Tam da bu nedenle çocuk yaşta ekmek parası için çalışan çocuklarımız var. Çalışırken, iş kazalarında hayatlarını kaybediyorlar. Ülkemizin her kilometrekaresini çocuklar için güvenli kılmadıkça, her karışıı gülen çocukların yuvası yapmadıkça, tam demokrasiye ulaşamayız.” dedi.

‘Faiz-kur-enflasyon şeytan üçgeni varsa müsebbibi Erdoğan’

Ali Babacan’ın gündeminde ekonomi de vardı. Toplantı sırasında Erdoğan’ın 2018’den bu yana yaptığı açıklamalardan oluşan bir video gösteren Babacan şunları söyledi:

(Erdoğan’ın faiz-kur-enflasyon şeytan üçgeni sözlerinin ardından) “2018’den bu yana tek yetkilisin, bağımsız kurum da bırakmadın; Merkez Bankasıydı, TÜİK’ti, hepsini kontrol ediyorsun. Elini tutan mı var? Hangi şeytan üçgeninden bahsediyorsun? Hazineye gelmiş geçmiş en yüksek faizi ödeten kendisi. Kur-faiz-enflasyon şeytan üçgeniyse eğer, müsebbibi Erdoğan’dır."

 

Hibya Haber Ajansı