TMMOB Şehir Plancıları Odası,Yayınladığı raporunda yaşanan afet ve depreme rağmen tüm uyarılarına rağmen hala Şanlıurfa'nın deprem ve afet yönetimine dair yerel yönetimlerin bir deprem ve afet planının olmadığını belirtti.
TMMOB Şehir Plancıları Odası Şanlıurfa İl Temsilcisi Mehmet Selim Açar,konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklama şöyle;
''Geçen ay 47. Dünya Şehircilik Gününü Kutladık! Kutladık diyoruz ama aslında şehrimiz adına çokta kutlanacak bir durum yoktu ortada.Keza Son bir yıl içinde ilimizi ve yakın coğrafyamızı etkileyen ve dünyada çokta benzeri görülmemiş ardışık iki şiddetli deprem ve yüzlerce artçı sarsıntı yaşadık,
Yine ilimiz özelinde yanlış şehircilik uygulamaları ve belediyecilik ihmallerinden kaynaklı onlarca vatandaşımızın canına mal olan bir sel felaketine maruz kaldık.
Yaşadığımız ve gördüğümüz durumlar neticesinde yaptığımız analizlerde;Şehrimizin afet dirençli bir kent olmadığı ve olması noktasında da bir öngörü veya planlamaya sahip olmadığı,Defalarca uyarmamıza ve deprem gerçeğini yaşayarak tecrübe etmemize rağmen hala şehrimizin bir deprem ana planının olmadığı,Şehirde insanımızın canına mal olan düzenlemeler ve uygulamalar yapan yönetimlerin bir dâhili yokmuş gibi hareket ettiklerini,Yapılmaya çalışılan Kentsel Dönüşüm projelerinin İnsan odaklılıktan uzak, müteahhit kafasıyla metrekare bazında planlamaya konu edildiği,Şehrimizin hala Bütüncül bir Nazım İmar Planının olmadığı,Sanki marifetmiş gibi Belediyelerimiz yüksek kat ve yüksek yoğunluklu imar kararları vererek bu şehri obezleştirmeye devam ettiği,Belediyelerin ve Maliye Hazinesinin kamuya ait taşınmazları gelişigüzel satışa konu ettiği ve bu durumun gelecekte sosyal ve teknik açıdan problemlere yol açacağı,Türkiye deki diğer Büyükşehir Belediyelerinin nüfusa oranla istihdam ettirdiği Şehir Plancısı sayısı 40-100 Bin nüfusa 1 Şehir Plancısı iken Büyükşehir Belediyemizin bünyesinde 4 ü ‘Beden İşçisi’ olmak üzere 250 Bin nüfusa 1 Şehir Plancısı istihdam edildiği,Sayıştay’ın 2019 ve 2023 raporlarında asıl işi yapan teknik personelin farklı bir pozisyonda gösterilemeyeceği ‘Sözleşmeye veya Kadroya’ alınması gerektiği raporlanmışken, Büyükşehir Belediyemizin Sayıştay’ın ve bizim uyarılarımıza rağmen bu meslektaşlarımızı ‘Beden İşçisi’ statüsünde çalıştırmayı sürdürdüğü, Belediyelerimizin yaptıkları işlerde ‘yaptım oldu’ mantığı ile hareket etmeye devam ettiği, şehrin geleceğini ilgilendiren durumlarda istişare kültüründen yoksun olduklarını, Tespit etmiş bulunmaktayız. Daha yaşanabilir bir şehir için katılımcı, şeffaf ve en önemlisi hesap verebilir bir mekanizma oluşturulması geleceğimiz açısından elzemdir.''