Sözlerinin bir bölümünde DEVA Partisi’nin hazırladığı “suç örgütü haritası”nı da gösteren Ali Babacan, Türkiye’nin artık suç örgütü liderleriyle meşhur olduğunun altını çizdi.

Türkiye'de her gün bir başka coğrafyadan birilerinin yakalandığını belirten Babacan, “Ülkemiz üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke. Sadece doğal güzelliklerle meşhur değil. Sadece denizleri, ovaları, dağları ve antik kentleriyle meşhur değil. Türkiye artık dünyanın dört bir yanından ülkemize akan çete liderleriyle meşhur bir ülke oldu. Her gün bir başka coğrafyadan birileri yakalanıyor bu ülkede. Şimdi size bir harita göstereceğim. Bakın, şu haritaya şöyle bir bakın. Bunu aslında şöyle bir atlas yapıp dağıtmak ve sürekli de güncellemek lazım. Bu kırmızılar ne biliyor musunuz? Kırmızılar, her bir ülkeden Türkiye'ye gelen ve yakın zamanda yakalanan çete liderlerinin ülkesi. Yani sadece şu son zamanda Türkiye'de yakalanan çete liderleri hangi ülkelerden gelmiş? Avustralyalardan tutun, Yeni Zelanda'ya, Rusya'dan, Çin'den başlayın, Orta Asya'ya ta Hırvatistan, İngiltere'ye kadar uzanan bir harita bu.” diye konuştu.

Babacan, Kur Korumalı Mevduatın bu ülkeyi batırma projesi olduğunun altını çizerek “Bugün 21 Aralık. Kur Korumalı Mevduat uygulaması başlayalı bugün tam iki yılını doldurdu. Tam iki yıl önce bugün ben Polatlı'daydım. Polatlı Sanayi ve Ticaret Odası'nda bir programa davetliydim. Ve gece bu haberi alınca ertesi gün sabah ne dedim? Bu Kur Korumalı Mevduat dedim, bu ülkeyi batırma projesidir. Bu ülkenin hazinesini batırma projesidir dedim. Rahmetli Özal'ın ta 1980'lerde kaldırdığı, bu ülkede enflasyonun müsebbibi budur. ‘Gençlere vasiyetimdir, asla bu ülkenin başını bir daha böyle bir belaya sokmayın’ dediği bir uygulamayı 40 sene sonra şapkadan tavşan çıkarıcısına Sayın Erdoğan çıkarttı ve ülkenin başına musallat etti. Yeni ekonomi yönetimi bundan kurtulmaya çalışıyor. 125 milyar dolara çıkan Kur Korumalı Mevduatı uğraştılar uğraştılar, altı ayda indirebildikleri rakam 94 milyar. Hala 94 milyar dolarlık bu ülkede Kur Korumalı Mevduat var. Ve 2023 Temmuz'una kadar bu Kur Korumalı Mevduata ödenen kur farkı 312 milyar TL.” ifadelerini kullandı.

“Ülkemizde en çok konuşulan ikinci dil meclis çatısı altında yasak sayılıyor” diyen Babacan şöyle devam etti:

“Bir partinin eş genel başkanı, genel kurul görüşmelerinde Kürtçe konuştu. Çok büyük ayıp, değil mi? Biliyorsunuz, ülkemizde en çok konuşulan ikinci dil bu meclis çatısı altında yasak sayılıyor.  Tutanaklara X yazıyorlar. ‘Bilinmeyen dil’ yazıyorlar. Fransızcayı, İngilizceyi bilenler, konuşulduğunda tanıyanlar ülkemizde milyonlarca insanın konuştuğu dilin hangi dil olduğunu bilmiyor. Şimdi en son tutanaklara baktık; bu sefer de ne yapmışlar? Üç nokta koymuşlar, altına da ‘Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi’ yazmışlar.  Ya şunun adını bir koyun ya. Siz bunun adını koymazsanız bu ülkede eşit vatandaşlıktan bahsedemezsiniz, temel haklardan bahsedemezsiniz. Meclis başkanı da uyarmış, demiş ki: ‘Burası meclis, burada Türkçe konuşulur.’ Ne oldu kürsü özgürlüğünde? Kürsüde ifade özgürlüğü yok mu Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu kürsüsünde?”

"Yargıdaki dosyalara müdahale eden, mafyayla-çete liderleriyle poz veren bir ortağı, 28 Şubatçılarla kol kola girmeyi reddetmeleri lazım" diyen Babacan, “İktidarın ortağı Kürtçeye savaş açmışken, aynı gün mecliste konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı ne diyor?  ‘Eşit vatandaşlık’ diyor. ‘Bunun ülkemizin birliği, bütünlüğü açısından çok çok kıymetli olduğunu düşünüyorum’ diyor. Çok doğru. Ama bu ‘eşit vatandaşlık’ konusunu önce oturup şu yanlarındaki ortaklarıyla bi’ konuşmaları lazım. Ne anlıyorlar bundan? Kürtçeye tahammül edemeyen bir kişi tarafından yönlendirilmeyi bu arkadaşların reddetmesi lazım.  Yargıdaki dosyalara müdahale eden, mafyayla-çete liderleriyle poz veren bir ortağı, 28 Şubatçılarla kol kola girmeyi reddetmeleri lazım.  Reddetmiyorlar. Yan yana yürümeye hatta iktidarın anahtarını sık sık onlara teslim etmeyi bizzat tercih ediyorlar. Bunu özellikle hatırlatmak istiyorum ki, bizlerin de yanında olduğu günlerde Sayın Erdoğan, çözüm süreci, eşit vatandaşlık hamleleri yaparken, onlar ayrımcılığa devam ediyordu. Bizlerin de yanında olduğu günlerde Sayın Erdoğan, Alevi Çalıştayları yaparken, onlar ayrımcılığa tam gaz devam ediyordu. Hatırlayın, hakaret küfürler havada uçuşuyordu. Biz, mahkemelerde kimi hakimlerin yüzlerine aldıkları rüşvetlerin okunduğu bir ülkede, iki ortağın çatışmasını ancak acı bir tebessümle izliyoruz.” şeklinde konuştu.