Sanki seçim bitince bütün sorunlar sona erecek, asfalt yollar duble duble olacak, şehrin altyapı sorunu ortadan kalkacak, kentsel dönüşüm bir anda yapılacakmış gibi.
Adaylar belli olunca, parti binalarında yoğun çalışmalar sürerken, aday olabilmek için Ankara’ya gidenlerin sayısı da artıkça artıyor…
Otellerde yer bulmak büyük bir şans…
Medya da, gündemini seçime taşıyacak…
Adayların renkli boy resimleri ve isimleri…
Seçildiklerinde yapacağı hizmetler, halka anlatılmaya çalışılacak…
Ortalık toz duman olacak.
Peki, bu arada Şanlıurfalı vatandaş ne düşünüyor?
Nasıl bir aday istiyor?
Hangi siyasi düşünceye sahip olursa olsun;
Herkesin sempati ile bakabileceği dürüst, karakterli adaylar istiyor.
Alçak gönüllü, insanlara tepeden bakmayan, bir aday istiyor…
Her kesimden vatandaşa kapısı açık olan, bir aday istiyor.
Sorunları dinleyen, projeleri ve birikimleri olan, bir aday istiyor…
Azimli ve çalışkan adaylar olsun istiyor.
Yapılanamayanları yapacak, yeni projelerle yaşadığımız çevreleri daha yaşanabilir hale getirecek ve güzelleştirecek adaylar istiyor.
Siyasi partiler, vatandaşın bu düşüncesini dikkate alırlar mı dersiniz?
Yoksa dediğim dedik, çaldığım düdük mü olur.
Seçime az bir süre kaldı.
Eli kulağında, kapıya geldi dayandı.
Adayların iyi seçilmesi gerekir.
Yerel seçimler tıpkı Milletvekili Genel Seçimleri gibi, ülkemiz açısından büyük önem arz etmektedir. İl ve ilçelere göre belediye başkan adayları belirlenirken, çok dikkatli seçilmesinin yararlı olacağı inancındayım.
Belediye başkan adaylarının, partisine katkı sağlaması ve oy getirebilmesi için, yaşadığı toplum tarafından iyi bilinmesi ve sevilmesi gerekiyor.
İşte, bu noktada ortaya partili isimler mi, yoksa partili olmayan ama toplum tarafından sevilen isimler mi ikilemi çıkıyor.
Tabi ki toplum tarafından tanınan ve sevilen isimler önem arz ediyor.
Belediye başkanlığını meslek haline getirmiş kişileri aday olarak görmek istemiyor vatandaş.
Urfalı vatandaşın sesine kulak veren kazanır.
Bizden söylemesi…