ŞANLIURFA’NIN Harran ovasında bilinçsiz sulama nedeniyle her yıl onlarda toprak Suriye kayıp gidiyor.Fırat’ın Harran ile bulmasıyla birlikte aradan geçen 20 yıl içersinde çiftiler bilinçsiz sulama nedeniyle araziler çoraklaştı. Suyun götürdüğü topraklar Suriye sınırlarına akıyor.Harran Ovasına 1995 yılında su verilmesiyle birlikte bilinçsiz sulama da başladı. Salma sulama yöntemiyle buharlaşan su yetmezmiş gibi bir de açık kanalet sisteminden su kaybı yaşanıyor.
Harran Ovasını yok ediyorlar
Kanaletleri kırıp ya da içine boru atarak, taşla bend yaparak arazilerine su almaya çalışan uyanık çiftçiler, hem Harran Ovasını yok ediyor hem de boşa akan su ile maddi kayıplar yaşatıyor. Devlet arazilerin çoraklaşmaması için milyonlarca lira harcayarak arazilerde biriken boşa akan suları yaptığı 5 bin kilometrelik drenaj kanallarında topluyor. Bu drenaj kanallarından akan sular sınırı aşarak Suriye topraklarına ulaşıyor. Suriye, Harran ve Akçakale bölgesinden gelen saniyede 40 metreküplük su ile yaklaşık 100 bin hektarlık alanda sulama yapıyor.Harran ve Akçakale bölgesinden Suriye topraklarına akan su da geçmiş yıllara göre artış gösteriyor. Şanlıurfa’da çeşitli kurumların verilerine göre Harran ve Akçakale ovasından Suriye’ye 2002 yılında saniyede 15 metreküp su akarken 2005 yılında bu rakam saniyede 18 metreküpe ulaştı. 2016 yılında ise saniyede 50 metreküpe dayandı.
Suriye’ye her gün toprak veriyoruz
TÜMSİAD Şanlıurfa Şubesi bünyesinde oluşturulan Tarım Komisyonu ise bu konuda çalışmalarını sürdürüyor.Şube Başkan Yardımcısı Jeoloji Mühendisi Halef Karataş liderliğinde yürütülen çalışmaların sonuçları raporlar halinde kamuoyuyla ve ilgili kurumlarla paylaşılıyor.Tarım Komisyonunun çalışmaları hakkında Ruha Ajans’a hakkında açıklama yapan TÜMSİAD Şanlıurfa Şube Başkanı Sadık Sade,vahşi sulama diye adlandırılan salma sulama nedeniyle her yıl milyonlarca ton toprağın tahliye kanalları aracılığıyla Suriye’ye gittiğini söyledi.
Basınçlı sulama sistemine geçilmesi gerekiyor
Başkan Sade, “Arkadaşlarımızın hazırladığı raporu milli bir mesele olarak ele almamız gerekiyor.Yeri geldiğimizde bir karış toprağı vermeyiz diyoruz ama en yararlı vatan topraklarını kendi elimizle yok ettiğimizin yeteri kadar idrakinde değiliz.Harran Ovasındaki tahliye kanallarından akan çamur,aslında bu toprağın gözyaşlarıdır.Sulanabilir arazilerimizin en yarayışlı katmanı olan üst tabaka toprağı bilinçsiz sulama ile tahliye kanallarına akıtıyoruz.1 cm toprağın 100 ile 1.000 yıl arasında oluştuğu düşünülünce katliamın boyutu ortaya çıkmaktadır.Toprak varsa hayat var diyoruz.O halde kendi hayatımızı kendi ellerimizle karartmamalıyız.Karacadağ bölgesinde devletin de desteğiyle taşları temizleyerek bir karış verimli toprak için mücadele eden de biziz,Harran Ovasında salma sulama yöntemiyle Suriye’ye toprak kaptıran da biziz.Bir sulama sezonunda Suriye’ye gönderdiğimiz verimli toprak miktarı ekilebilir tarım arazileri kadardır desek abartmış olmayız.Bu durumun milli bir mesele olduğunu düşünüyoruz.Bir ülkenin toprağını elde etmek illa topla tüfekle veya savaşarak olmaz.Bu durumu da bir nevi toprak kaybı olarak ele almamız lazım.Başta bakanlığımız olmak üzere,ilgili tüm kurumlarımızı duyarlılıkla bu sorunun üzerine eğilmeye çağırıyoruz.Acilen salma sulama metodundan vazgeçilerek,basınçlı sulama sistemine geçilmesi gerekmektedir.Aksi takdirde kaybettiklerimizin telafisi olmayacaktır.”
ŞANLIURFA/RUHA AJANS