Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş Now TV’de İlker Karagöz’ün sunduğu Çalar Saat programına konuk oldu.

Programda gündeme ilişkin değerlendirmeler yapan BTP lideri dikkat çekici açıklamalar yaptı.

“Temeli sarstınız, adaleti yok ettiniz…”

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ‘hakikatleri yüzümüze haykırın’ şeklindeki sözlerine ilişkin görüşü sorulan BTP lideri şunları söyledi; “Silivri soğuktur diyorum. Bir mitingde 'İsrail ile ticareti durdurun' diye pankart açan insan da hemen derdest edildi. Hakikatler bunlar. Siz Filistin, Filistin dediniz ama buna rağmen İsrail ile ticarete devam ettiniz. Filistin'de her gün onlarca çocuk ölüyor, Ramazan gününde her gün insanlar açlıktan ölüyor ama hükümetin umurunda değil bu durum. Türkiye'den gemiler gidiyor, İsrail ile ticaret devam ediyor. Şimdi 'Biz yardım gemisi yolluyoruz' demeye başladılar. 6 ay sonra ‘yardım gemisi yolluyoruz’ diye hava atıyorsunuz. Halbuki işin hakikati şu; siz siyasi bir rant için Müslümanın canını da, mazlumun canını da, insanın hayatını da her şeyi kullanabiliyorsunuz, problem burada. Siz siyasi rant için devletin bütün imkanlarını kullanabiliyorsunuz. Siyasi rantınız için bütün insanların emeğini sömürebiliyorsunuz. Siyasi etik diye bir şey kalmadı. İktidarın bu davranış biçimi buraya getirdi aslında. Dolayısıyla yüzümüze her şeyi söyleyin… Söylüyoruz işte ama dinleyen yok veya duyulduğunda da hemen bir işlem yapılabiliyor. Bizim şansımız bir siyasetçi olarak bunları konuşabiliyoruz, çok az da olsa bir özgür alanımız olabiliyor. Ama halkın bunları söyleme şansı yok bile. Bir tweet atarken bile korkarak atıyorsunuz. Toplum bu durumda, attığı tweetten dolayı yargılanıyor, hemen yaka paça gözaltına alınıyor. Gözaltına alınma şartları sağlanmış sağlanmamış ama umurunda değil. Gözaltına alındıktan sonra tutuklanıyor, tutuklanma şartları sağlanmamış ama kimsenin umurunda değil. Dolayısıyla hukukun, adaletin bittiği yerde… Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 'Adalet Mülkün Temelidir' diye bir sözü var. Siz temeli sarstınız, adaleti yok ettiniz ve şimdi, 'bize istediğinizi söyleyin' diyorsunuz.”

“Bu yerel seçim değişim için fırsat”

“Türkiye’de 40 bin tane seçim yapalım bu hükümet tarzında hiçbir şey değişmeyecek. Çünkü adalet kalmamış, hukuk kalmamış, düzen kalmamış” diyen BTP lideri, “Her şey menfaate göre yorulmaya başlanmış, düşünülmeye başlanmış. Dolayısıyla bunu düzeltmemiz lazım ilk olarak. Bu yerel seçim aslında bunun için bir fırsat. Bu fırsatı Türkiye'de gençlerin önünü açarak, bu fırsatı Türkiye'de yeni sözlerin, yeni düşüncelerin önünü açarak kullanalım. Biz değişim diyoruz, yenilenme diyoruz, gelişim diyoruz. Bunu bugün yapmayacağız da ne zaman yapacağız?” dedi.

Özgür Özel’e ‘gençler darbe yapsa’ cevabı

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in gençler darbe yapsa karşı çıkmam şeklindeki sözleri de Hüseyin Baş’a soruldu. 
BTP lideri şunları söyledi; “Biz darbe yapmıyoruz. Ben 33 yaşındayım, çoluk çocuk sahibi insanım ama her şeyimi bir kenara bıraktım, bu ülke için mücadele ediyorum. Benim önümü açması gereken insanlar benim önümü kapatıyor. Darbe yapmıyoruz, siyaset yapıyoruz, siyasetin içindeyiz. Şu anda Türk siyasetini parsellemiş bütün partiler için söylüyorum; bir dertleri var, o da gençleri allayıp pullayıp siyasetten uzak tutmak.”

“Emekli maaşının en az 35 bin lira olması  lazım”

Hükümetin para yok diyerek emeklinin ek zam taleplerini geri çevirmesi de Hüseyin Baş’ın gündemindeydi.

Hüseyin Baş, “Bence şu anda emekli maaşının en az 30 - 35 bin lira olması lazım. Çünkü geçim ancak böyle sağlanabilir, belki daha üstü. Bunu veremiyorsun, niye? Bütçem yeterli değil, ben bunu yapamıyorum diyorsun. O zaman emekliye 5 bin lira verelim, maaşı düşürelim. Asgari ücret 17 bin lira, hiç kimse geçinemiyor, o zaman asgari ücreti 10 bin liraya düşürelim! Yani bunun 27 bin olmasıyla 17 bin olması arasındaki fark eğer seni zorluyorsa 7 bin liraya düşürelim 10 bin lira daha cebinde kalsın, böyle mantık olmaz. Türkiye'deki temel problem ekonomiye bakış problemi. BTP dışında hiçbir partinin özel bir ekonomik tezi yoktur. Bütün partilerdeki bir kısır döngüdür, bir çıkmaz sokak. Hepsinin ekonomideki bakış açısı standarttır, aynıdır, liberal bakış açısıdır, neoliberal bakış açısıdır, devletçi yaklaşımdan uzaktır, Atatürk'ün ekonomi ilkelerinden uzaktır. Dolayısıyla bunun çözümü bizim ekonomiye bakış açımızın değişmesi, insan emeğine biçtiğimiz değerin değişmesidir”

“Hükümet futboldan elini çekmeli”

Trabzonspor – Fenerbahçe maçında çıkan olaylar da BTP liderine soruldu. 
Sorunun temelinde iktidarın  futbola müdahalesinin yattığını belirten Hüseyin Baş şunları söyledi; “Görüntüleri tasvip etmek mümkün değil. Ben Trabzonluyum, Trabzonsporluyum ama bir Trabzonspor taraftarı olarak holigan asla olamam. Sorun şu; Türkiye'nin tamamı için bunu söyleyebiliriz, insanımızın hakeme güveni kalmadı, federasyona güveni kalmadı, hakime güveni kalmadı, sokaktakine güveni kalmadı, komşusuna güveni kalmadı. Yani öyle bir güvensiz ortam oluştu ki… Bu hükümetin elini attığı her yer böyle. Şimdi bir siyasetçi olarak benim spordan rant devşirmemem gerekiyor, siyaset bunu yapıyor. Türk futbolunda genel bir kanaat şunu söylüyorum; hükümet futbola müdahil. Hükümet kalkıyor federasyon başkanı atıyor, bundan önceki federasyon başkanı da ortada, ondan önceki de ortada ve onların yaptıkları da ortada. Bu durum hükümetin elini attığı bütün sosyal alanlarda var. Toplum da burada adaletsizlik gözlemlediğini düşünerek, bu sefer kendi refleksini göstermeye başlıyor. Bunu taraftarlar da yapıyor, spor kulübü başkanları da yapıyor, futbolcular da yapıyor. Dolayısıyla acil olan bu çirkin görüntülerden kurtulabilmek için gereken, siyasetin spordan elini çekmesidir. Spor kendi alanında, kendi mecrasında akar, futbol oynanır ama Türkiye'de öyle bir şeye dönüştürülüyor ki….  Düşünün Türkiye'de çok önemli bir kriz olsun - eğri oturup doğru konuşalım-  bir Trabzon Fenerbahçe maçı yapın, bir kavga çıkarın gündem bambaşka bir şey olsun. Bir Galatasaray Fenerbahçe maçı yapın gündem bambaşka bir yere gitsin. Emekli konuşulmasın, kriz konuşulmasın, dış politika konuşulmasın, bütün bakanlar gelmiş İstanbul'a çullanmış İstanbul’u almak için. Bu konuşulmasın ne konuşulsun; futbol konuşulsun, magazin konuşulsun! Çünkü siyaset bundan rant elde ediyor. İlk girişte ne söyledim, siyaset her şeyden rant elde etmeye çalışıyor, etik hiçbir tarafı kalmamış. O yüzden insanlar patlamaya müsait bomba gibi tabiri caizse.”