Şanlıurfa'ya son günlerde bir bakan geliyor, bir diğeri ise gidiyor. Bu artık alışılagelmiş bir manzara haline geldi.
Öncelikle, bu ziyaretlerde basın mensuplarının bakanlara şehrin gerçek sorunlarını sorma ve bilgilendirme fırsatı bulamaması, bu ziyaretlerin yüzeysel kalmasına sebep oluyor.
Şanlıurfa'ya gelen bakanlar, adeta hızlı tren gibi şehirden geçip gidiyorlar. Ancak, belki de bu ziyaretlerin daha anlamlı olması için bir adım atılabilir. Diğer illerde durum nasıl bilemem ama, Şanlıurfa'da bakan ziyaretleri hep aynı şablonda ilerliyor gibi. Peki, gerçek sorunlar kimin umurunda? Bakanların Şanlıurfa ziyaretlerinin ardından ne değişiyor?
Urfa'nın gerçek sorunları kimin umurunda ki? Unutmadan ekleyeyim, gelen bakanlara hemen bir tablo ve plaket hediye ediliyor, bir de gelen bakanların ortak metinleri kamuoyuna sunuluyor, neredeyse aynı içerikte...
Ziyaretler genellikle belirli bir protokol doğrultusunda ilerliyor. Bakanlar havaalanından alınıp belirlenen yerlere götürülüyor, ardından yapılan ziyaretlerin anısına birkaç tweet atılıyor ve her şey güllük gülistanlık gibi gösteriliyor. Şehrin gerçek sorunlarına odaklanmak yerine, daha çok ziyaretin ne kadar "başarılı" geçtiğine odaklanılıyor gibi.
Bununla birlikte, gelen bakanlara hemen bir tablo, plaket gibi hediyeler verilmesi ve ziyaretin sonunda ortak metinlerin basınla paylaşılması, bir rutin haline gelmiş durumda. Sayın Cumhurbaşkanımızın 20 yıllık hizmetleri ve yatırımları her zaman dile getiriliyor, ancak bu ziyaretlerde asıl önemli olan şehrin bugünü ve yarınına yönelik çözüm önerileri değil mi?
Şanlıurfa'nın gerçek sesleri, belki de bu ziyaretlerde daha fazla yer bulmalı. Basının bakanlara doğrudan sorular yöneltmesi, şehrin derinliklerinde yatan sorunların gün yüzüne çıkmasına ve çözüm yollarının tartışılmasına yardımcı olabilir. Yoksa, ziyaretlerin sadece protokol anlamında değil, gerçekten şehrin kalkınması ve sorunlarının çözümü açısından da verimli olması gerekiyor. Umuyoruz ki, gelecek dönemde yapılan ziyaretler daha içerikli ve şehrin gerçek ihtiyaçlarına yönelik olur. Şanlıurfa'nın unutulan sesleri, belki de bir gün daha fazla duyulabilir olur.
Diğer illeri bilemem ama, Şanlıurfa'da bakanların ziyaretleri genellikle bu şekilde geçiyor. Peki, bu ziyaretler gerçekten şehrin sorunlarının çözümüne katkı sağlıyor mu? İşte belki de bu soruyu sormak, daha doğru bir yere yönlendirmek için bir başlangıç olabilir.
Ziyaretlerin daha anlamlı ve etkili olması için belki de bir adım atılması gerekiyor. Basın mensuplarının şehrin gerçek sorunları hakkında sorular sormasına izin verilmeli, böylece halkın sesi daha fazla duyulabilir, şehrin gerçek ihtiyaçları daha net bir şekilde ortaya konabilir.
Görünen o ki, bakanların ziyaretlerinde klasikleşen bir senaryo var ortada. Bu ziyaretlerin artık içi boşaltılmış bir şekilde geçtiğini ve asıl sorunların örtbas edildiğini görmek üzücü. Ancak şu an için, her ziyarette aynı manzara ile karşılaşmaya devam ediyoruz.Diğer illerde nasıl bilmiyorum, ancak Şanlıurfa'daki bakan ziyaretleri böyle dolu dolu geçiyor gibi kamuoyuna lanse ediliyor.
Şanlıurfa'nın sorunları, bu ziyaretlerin "güllük gülistanlık" gösterilmelerinden çok daha derin ve karmaşıktır. Şehrin gerçek gündemi, sadece belirlenmiş ziyaret rotalarıyla değil, sahada olan gazetecilerin, STK'ların ve şehir sakinlerinin sesiyle de duyulmalıdır. Yoksa, her ziyaretin sonunda hediye tabloları ve ortak metinlerle dolu klişe bir senaryo devam edip gidecektir.
Artık, şehrin gerçeklerine dokunan, sorunları masaya yatıran ve çözüm önerileri sunan bir ziyaret modeli düşünme zamanı gelmiştir. Artık Şanlıurfa'nın gerçek gündemlerini konuşacak bir platforma ihtiyacı var. Gelen bakanların bu ihtiyaca cevap vermesi, şehir için gerçek bir hizmet olacaktır.
Sonuç olarak, Şanlıurfa'nın gerçek sorunlarının gündeme gelmesi ve çözümler için adımların atılması için bakan ziyaretlerinin daha etkili bir şekilde değerlendirilmesi gerekiyor. Sahada olan gazetecilerin ve şehri gerçekten sevenlerin sesinin daha fazla duyulması, belki de bu ziyaretlerin daha verimli olmasını sağlayabilir. Ancak, şimdilik her ziyaretin ardından güllük gülistanlık tabloları ve aynı metinlerle dolu paylaşımlarla yetinmek zorunda kalıyoruz.
Belki de şehrin asıl sesi, bazen o güllük gülistanlık sunulan ziyaretlerde değil, sahada, sokakta ve gerçeklerle iç içe olanların kaleme aldığı yazılarda yankılanabilir.