Mezopotamya Ovası’nın eşsiz manzarası eşliğinde Mardin’in daracık sokaklarında yürürken, yan yana dizilmiş, Mardin’e özgü şarap, baharat, altın, gümüş telkâri dükkânları karşınıza çıkar. Tarih kokan sokaklarda, “En çok göze çarpan şey nedir?” diye sorarsanız, “Gümüş telkâri takılardır’’ cevabı şaşırtıcı olmayacktı.” Ustalar elleriyle telkâriye Mardin’in estetik ve mistik bir hava katıyorlar. 20 yıldır gümüş telkâri sanatıyla uğraşan ve işini büyük bir sabırla yapan İbrahim Usta (İbrahim Cihan) bize telkâri sanatının tarihini, yapım aşamalarını ve zorluklarını anlattı.

İbrahim Usta, telkâri işçiliğinin M. Ö 5000’li yıllarda yapılmaya başladığını, telkâri sanatının Mezopotamya topraklarından Anadolu’ya geçtiğini söylüyor. Mardin’in telkâri sanatında önemli bir yere sahip olduğunu hatırlatan İbrahim Usta, Mardin’in Midyat ilçesinde telkârinin büyük gelişme gösterdiğini belirtiyor. Süryanilerin mesleğin günümüze kadar gelmesindeki rolüne de dikkat çeken İbrahim Usta; “Telkâri mesleğini günümüze getiren Süryanilerdir. Ben bir müslüman olarak bu mesleği Süryanilerden öğrendim, Süryani bir ustam vardı, Suphi abi ve ayrı ayrı üç ustayla birlikte çalıştım. Ben de aynı şekilde mesleğe merakı olan, çalışmak isteyenlere bu mesleği öğrettim ve birçok usta yetiştirdim. Diğer yandan Halk Eğitim Merkezi’nde telkâri sanatı alanında öğretmenlik de yapıyorum. 20 yıldan beri gümüş telkâri işçiliği ile uğraşıyorum” diyor.

Sabır mesleğinin son ustası: İbrahim Cihan

Telkâri sanatının tamamen el emeği olduğunu ve teknolojinin hiçbir şekilde telkâri sanatında kullanılmadığını belirten İbrahim Cihan, “Telkâri” sözcüğünün etimolojisini şu sözlerle açıklıyor: “Telkâri, ‘’tel’’ hepimizin bildiği tel, ‘’kar’’ ise Kürtçe bir kelime ve iş demektir.”  Konuşmasının bir başka bölümünde eski tasarımları günümüze ulaştırdıklarını ve o tasarımların halk tarafından beğeniyle satın alındığını söyleyen İbrahim Usta, hala bu modellerden yararlandıklarını dile getiriyor. İbrahim Usta bir yandan yarım kalmış çiçek motifini tamamlamaya çalışırken, diğer yandan bize Mardin’i ziyaret eden turistlerin de el emeği tasarımları almayı tercih ettiğini söylüyor ve şöyle devam ediyor; “Buraya gelen turistler, Mardin’den ne alabiliriz dediklerinde, muhtemelen buraya özgü ve burada üretilen şeyleri almak isterler. Gelen yerli-yabancı turistler daha çok emek verilen el işçiliği olan ürünleri istiyorlar. Telkâri sanatı; tamamen el işçiliğinden, emekten, zarafetten, tel tel işlenen el emeği göz nuru işlemelerden meydana geliyor. Günümüzde mağazalarda hazır takılar, imalatlar var ama biz bu hazır sektöre karşı telkâriyi yaşatmaya çalışıyoruz.”

Telkâriyi ‘’sabrın sanatı’’ diye tabir ediyorlar dediğimizde, bu tabiri başıyla tek hareketle onaylayan İbrahim Usta şöyle diyor; “Telkâri demek sabır demektir. Bir parçanın yapılışı,ne kadar zaman aldığı ve bir ürün yapılırken başlangıçtan sona doğru gidildiği zaman o parçada herhangi bir dağılma olduğunda tamamen bozulabiliyor. Böyle olunca, o ürünün yeni baştan tek tek dizilmesi lazım, bu iş gerçekten sabır isteyen bir iş. Telkâri sanatı insanı farklı bir dünyaya götürüyor, lakin bu iş hem merak, hem el becerisi, hem de sabır istiyor. Bazen bir ürüne sıfırdan başlarsınız, fakat bitirme aşamasında ortaya farklı bir ürün çıkabiliyor. Mesela kolye ile başlıyoruz, bir bakıyoruz ki broş yapmışız.”

İbrahim Usta, piyasada teknoloji ürünü olan döküm, markazit, zirkon gibi ürünlerin telkâri diye satıldığını, bu durumun telkârinin yanlış tanıtılmasına neden olduğunu ve telkâri ürünlerinin atölyelerde bir sürü işlemden geçtiğini söylüyor. Atölyedeki işçiliğe dikkat çeken İbrahim Usta; “Hasır set var, hasır set zincirdir ama biz bunu örüyoruz ve bu tamamen el işidir. Örgüsü, kaynağı, kilidi, işlemeleri aşama aşamadır. İlk önce gümüş eritmeden başlıyoruz, 750 derecelik ateşte gümüşü eritip daha sonra tel olarak çekiyoruz, telkâri teli dediğimiz 0.30 mikron saç telinden biraz daha kalın olan bir teldir. Halat gibi çevirip silindirde eziyoruz ve o tellerle işliyoruz kolyesi olsun, broşu olsun hepsi hemen hemen aynı işlemeden geçiyor” diyor.

İbrahim Usta yurtdışı festivallerinde

İbrahim Usta telkâri sanatına olan ilginin bir dönem azaldığını fakat bazı çabalar sonucu bu ilginin tekrar arttığını belirtip sözlerine kaldığı yerden devam ediyor;” Son zamanlarda ilgi tamamen azalmıştı fakat benim ustalarımdan biri olan Suphi usta, bu mesleğin daha çok tanınması için baya emek sarf etti. Biz de yurtiçi ve yurtdışında daha fazla tanınması için bir çaba içerisindeyiz. Yurtdışında 4 farklı ülkeye gittik, bu ülkelerde tanıtımlar yaptık. Ben Kültür Turizm Bakanlığı’nda devlet sanatkârıyım, geleneksel el sanatları gümüş telkâri işlemesinde bakanlık tarafından koruma altına alınmışız. Her yıl festivallere, yurtiçi-yurtdışı programlara, fuarlara bizi davet ediyorlar.”

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve ABD eski Başkanı Barack Obama için de bazı telkâri ürünleri yaptığını söyleyen İbrahim Usta, mesleğini yurtdışında da icra etme olanağı bulduğunu söylüyor.

 (baznews)