İnşaat işçilerinin soğukla mücadelesi

ANKARA - Ankara’da sabahın erken saatlerinde işbaşı yapan inşaat işçileri dondurucu soğuktan korunmak için ateş yakarak ısınıyor. İşçiler bu zorlu koşullara rağmen ücretlerini alamıyor.

1054 kez okundu.
İnşaat işçilerinin soğukla mücadelesi Advert

Ankara, siyasi tartışmaların ve Meclis’teki iktidar kavgalarının uzağında verilen yaşam mücadeleleriyle de dikkat çekiyor. Bürokrasi ve askeriyenin adım başı varlığını his ettirdiği Ankara, aynı zamanda meşhur ayazı, kesici soğuğu ile akıllarda yer edinen bir kent. Ne yazık ki bu kent sadece şiirlere şarkılara konu olmuş, Karanfil Sokak, elit sınıfların yaşam sürdüğü Gazi Osman Paşa, siyasetin zevk u sefa sürdüğü Oran’dan ibaret değil.

 

Ankara aynı zamanda toplumun, ötekilerin ötekisi haline gelen Romenlerin yaşadığı Çinçin’i, Alevilerin ötekileştirildiği Mamak’ı ve Kürtlerin eteklerinde yaşama tutunduğu semtleri barındıran da bir kent. Kentin üretenleri ve emekçileri ise, bütün güvencesizliğe ve kışın zor şartlarına rağmen çalışmaya devam ediyor. Hava sıcaklığının eksi 10’ları gördüğü kentte çalışan inşaat işçileri gün doğumundan, gün batımına kadar zor koşullar altında çalışarak, evlerine ekmek götürmenin derdinde.

 

Eskişehir Yolu üzerinde kurulması planlanan Bilkent Şehir Hastanesi'nin şantiyesinde 3 bine yakın kişi çalışıyor. Şantiye yönetimi işçilerin ısınmak için ateş yakmalarına izin vermiyor ama bunun yanında ısınmak için başka çareleri olmayan işçiler ateş yakmaya fırsat kolluyor. Şantiye görüştüğümüz işçiler, "Aslığında soğuğu düşünmüyorum, ekmek paramızı düşünüyoruz" diyor.

 

YEMEĞE ULAŞMAK İÇİN 12 KATLIK IZDIRAP MERDİVENİ

 

Kısa bir süre öncesine kadar 8 bin işçinin bulunduğu şantiyede işçilerin büyük bir kısmı ücretlerini alamadıkları için iş bırakmış durumda. Şantiyenin en büyük zorluklarından biri ise yemek kuyrukları. Yemek yiyebilmeleri için kendilerine verilen 40 dakikalık sürede işçiler 12 kat merdiven çıkarak, sıra beklemek zorunda kalıyor. Çoğu zaman ise işçiler yemeklerini yiyemeden işinin başına dönmek zorunda kalıyor. İşçilerin karınlarını doyurmak için koşa koşa çıkmak zorunda kaldığı merdivene verdikleri isim ise her şeyi özetliyor: Izdırap merdivenleri…

 

Diğer yandan mevsimlik inşaat işçilerinin kaldığı koğuşu andıran odalarda işçiler günlerce sıcak duş sırası beklemek zorunda kalıyor. Sağlıksız koşullarda kalan işçiler birçok hastalıkla da mücadele ediyor. Yine şantiyede sağlık koşulları sebebiyle birçok hastalık yaşanıyor ve deyim yerindeyse, insanlara şifa dağıtması için inşa edilen Hastane inşaatı kendisini var eden emekçileri hasta ediyor.

 

‘BU ÜLKEDE OKUSAN DAHİ İŞ BULAMIYORSUN’

 

Bu kadar ağır sorunların yaşandığı ancak insanların geçimlerini sağlamak için çalışmak zorunda olduğu şantiyede çalışanlardan biri de Maraşlı Barış Can. Maraş’ta iş bulamadığı için ailesinden uzak bir kentte üstelik de bu kadar güvencesiz şartlarda çalışmak zorunda kalan Can, aynı zamanda Elektrik Mühendisliği bölümünü okuyan bir üniversite öğrencisi. Kendisine, “Çalışmazsan iş bulamazsın” denilen Can, kendi deyimiyle “okusa da okumasa da iş bulunmadığını” deneyimlemiş insanlardan biri. Can, çalışmasını da, “İnsanın memleketini bırakıp başka bir şehre gitmesi zor oluyor. Ama memnun olmasam da çalışmak ve ekmek parası kazanmak zorundayım” sözleriyle anlatıyor.

 

KIŞ DEĞİL EMEKLERİNİN KARŞILIĞINI ALAMAMAK ZORLUYOR

 

Buna rağmen emeklerinin karşılığını alamamaktan yakınan Can, “Kışın soğuk koşulları bizi çok zorluyor. Çoğu zaman hasta halde çalışmak zorunda kalıyoruz. Üzerine maaşlar zamanında yatırılmayınca insanın çalışma şevki de kırılıyor. 2 ayda bir ancak maaşlarımız alabiliyoruz” diyerek kendisi için temel soruna işaret ediyor. Can’ı teselli eden tek şey ise, kendi kültüründen olan insanlar çalışıyor olması. Can’da hastane inşaatının çalışanları hasta eden yönüne işaret ederek, “Mesela tozda çalışırken maske takmıyoruz. Ağır işler bir süre sonra bel hastalıkları gibi vücutlarımızda birçok hasar bırakıyor. Genel olarak grip gibi hastalıklarla birlikte çalışmak zorundayız” şeklinde konuşuyor.

 

‘İNSANLAR HER TÜRLÜ KOŞULDA ÇALIŞIYOR’

 

Evli 3 çocuk babası 33 yaşında kaynak ustası Bekir Toro ise, yaklaşık olarak 15 yıldır inşaatlarda kaynakçılık yaparak hayatını geçindiriyor. Toro, Türkiye’de iş imkânlarının olmamasından kaynaklı insanların her türlü koşulda çalışmak zorunda kaldığını belirterek, kendisinin de zor çalışma koşullarda yaşadığını ifade ediyor. Okumadığı için pişman olmadığını da aktaran Toro, iş bulamayan üniversite mezunlarına da iş öğrettiğini söyleyerek kendisini teselli ediyor.

 

‘MESLEĞİMİ SEVEREK YAPMIYORUM’

 

Ankara’ya gelmeden önce Van’da hayvancılıkla uğraştıklarını belirten Toro, başka bir ailenin hayvanlarına baktıklarını ancak bir süre sonra bu işi bırakarak inşaat sektörüne başladığını aktarıyor. Yaklaşık 5 yılı aşkın bir süredir şantiyelerde çalıştığını dile getiren Toro, memleketinden uzakta çalışma sebebini ise düğün parası biriktirmek için olduğunu söylüyor.

 

‘İKİ ÇOCUĞUMUN DA DOĞUMUNU GÖREMEDİM’

 

Evlendikten sonra ise Ankara’da çalışmanın daha da zor geldiğini belirten Toro, işyerinin izin vermemesinden kaynaklı 2 çocuğunun da doğumunu görememiş. Çocuklarının daha iyi şartlarda dünyaya gelmesini istediği için onlardan uzak çalışmak zorunda kaldığını söyleyen Toro, “4 kardeşiz ve 4’ümüzde ekmeğimizi hep gurbette kazandık. Sorumluk beni bu şartlarda çalışmaya mecbur kılıyor. Gurbet özlemi içinde çalışmak da ayrı bir zor geliyor insana” diye ekliyor.

 

‘SAĞLIĞIMIZI KAYBETME DURUMU VAR’

 

Çalışma hayatının kendisi için yaşam mücadelesi olduğunu aktaran Toro, “Yaptığımızı iş birçok mesleğe göre çok zor. Bu iş yüzünden sağlığımı kaybetme durumum var. Bu sektör insanda birçok kalıcı hastalığa sebep oluyor. Ne kadar sıkı giyinirsen giyin, yine de hasta oluyorsun” diyor. Toro, ayrıca memleketindeki çalışan işçilerin yüzde 80’inin ise mevsimlik işçi olarak çalıştığını belirtiyor ve ekliyor: “Birçok kentte mevsimlik işçi olarak çalıştım. Ancak hiçbir yeri gezme imkânım olmadı.”

 

‘ÇOCUKLARIMLA TEK BAĞIM TELEFON GÖRÜŞMELERİM’

 

Aldığı ücretin çocuklarının okul masraflarını karşılamadığını belirten Toro, onları anlatırken duygusallaşıyor. Toro, şöyle devam ediyor: “Çocuklarımla bile görüşemiyorum. Çocuklarım aramdaki bağ sadece telefon konuşmalarım. Onlarla karşılaştığımda nasıl iletişim kuracağımı bilmiyorum. Bir süre sessiz bir şekilde birbirimize bakıp kalıyoruz. Her seferinde biraz daha büyüyorlar ve ben çocuklarımın büyüdüğünü göremiyorum. Bu bana çok ağır geliyor.”

 

‘BU SOĞUĞA AİLEM İÇİN DAYANIYORUM’

 

Ücretlerini zamanında alamadığını ve sosyal haklarından da olmadığını aktaran Toro, buradan sonra Mersin’e gideceğini belirtiyor. Toro, “Bu soğuklara dayanma sebebim ise ailem içindir. Onları düşününce soğuktan da öncelikli oluyorlar benim için. Bir işim var ya ona sevinir hale geldim, çünkü işsizlik var ve çocuklarımı düşünmek zorundayım” diye yaşadığı zorlukları aktarıyor.

 

ŞANTİYE YAKIN ZAMANDA BİRÇOK EYLEME TANIKLIK ETTİ

 

İşçilerin çalıştığı Bilkent Şehir Hastanesi yakın zamanda ücretlerini alamadıkları için birçok eyleme tanıklık etti. Geçtiğimiz dönemde yol kesme, şantiye önünde oturma eylemleri yaşanırken, bu hafta içinde işçiler, ücretleri ödenmediği için yine iş bıraktı.

 

Daha önce DİA Holding farklı taşeronlarının işçileri de iş bırakmıştı. Çağla Grup, inşaat işçilerinin ücretlerini 1 aydır ödemiyor. İddiaya göre, işe gelecek yol parası bulamadıkları için işbaşı yapmayan bazı işçiler de işten çıkarıldı. İşten çıkarılan işçilere “İstifa ediyorum” diye kâğıt imzalatıldığı belirtiliyor.

 

Seher Taşkın - dihaber

 

İnşaat işçilerinin soğukla mücadelesi
Yorum Yap
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Bakan Tunç: Türk yargısından kaçmak olmaz
Bakan Tunç: Türk yargısından kaçmak olmaz
Davutoğlu: Erzincan Başbağlar’da katledilen 33 masum canımızı rahmetle anıyorum
Davutoğlu: Erzincan Başbağlar’da katledilen 33 masum canımızı rahmetle anıyorum