“Hem öldürüldüler hem de hapse atıldılar”

2018 yılında, genel seçimlerinden 10 gün önce, AKP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın Suruç'taki esnaf ziyaretleri sırasında yaşanan ve Şenyaşar ailesinden Esved Şenyaşar, oğulları Celal ve Adil Şenyaşar ile Mehmet Şah Yıldız'ın öldürüldükleri olaylarla ilgili dava "iş yeri" ve "hastane" olarak ikiye ayrıldı. İş yeri ile ilgili yapılan yargılamalarda Celal Şenyaşar ve Mehmet Şah Yıldız'ın öldürülmesinden suçlu bulunan Fadıl Şenyaşar’a 37 yıl 9 ay, Enver Yıldız’a ise 18 yıl hapis cezası verildi. Yaşanan olaylardan sonra, Şenyaşar ailesi mensuplarından baba Esved Şenyaşar ile oğlu Adil Şenyaşar da Suruç Devlet Hastanesi'nde öldürüldü. Olayda Ferit ve Mehmet Şenyaşar da yaralandı.

Anne Emine Şenyaşar, yaşanan bu aile dramının üzerine kendilerine haksızlık edildiğini, ailesinin fertlerinin öldürülmesi bir yana ailesini korumaya çalışan Fadıl Şenyaşar’a yaklaşık 38 yıl hapis cezası verilmesinin adil olmadığını ileri sürerek önce uzun bir süre Şanlıurfa adliyesi önünde adalet nöbeti tuttu. Şimdilerde ise Adalet Bakanlığı önünde nöbet tutan annenin buradaki nöbeti 110 günü geride bıraktı. 

DEVA Partisi üst düzey yöneticilerinden oluşan bir heyetle Bakanlık önünde anneyi ziyaret ederek derdine ortak oldu. Acılı annenin sesini TBMM’de duyurmaya söz verildi.

 Şahin: “Adaletin olmadığı yerde nizam da olmaz düzen de kalmaz”

Ziyaret esnasında kameralara ilk konuşmayı yapan DEVA Partisi Sözcüsü ve Ankara Milletvekili İdris Şahin şu açıklamalarda bulundu:

“Demokratik bir ülkede en büyük ayıp Adalet Bakanlığının önünde, Bakanın kapısının önünde bir aile için adalet, herkes için adalet arzusu ile nöbet tutmaktır. Bundan büyük bir ayıp olamaz. Buradan arkadaşımız olan Adalet Bakanı Sayın Yılmaz Tunç’a sesleniyorum. Bu kararda büyük bir yanlışlık var ve bir an önce bu yanlıştan dönülmesini umut ediyoruz. Bizim de burada gördüklerimizi, duyduklarımızı seninle birlikte Parlamento’da dile getirmek boynumuzun borcu olsun. Gerçekleştirmiş olduğunuz bu çok anlamlı nöbete ve mücadeleye hem bir hukukçu olarak hem de DEVA Partisi sözcüsü olarak destek olmak için buradayız. Normalleşmenin, yumuşamanın yolu adaletten geçer. Adaletin olmadığı yerde hiçbir şey olmaz, nizam da olmaz, düzen de kalmaz.”

 Yeneroğlu: “Herkesin gözü önünde işlenmiş bir cinayetin üstüne sırf siyasi koruma yüzünden gidilememesi gerçekten çok acı”

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu şu açıklamalarda bulundu:

“Bir annenin Adalet Bakanlığı önünde feryat figan etmesi, adalet istemesi ve herkesin gözü önünde işlenmiş bir cinayetin üstüne sırf siyasi koruma yüzünden gidilememesi gerçekten çok acı. Bir insanın altı yıldır bıkmadan usanmadan bu ülkeye adalet gelene kadar mücadeleye devam edeceğini söylemesi, muazzam bir şeydir. Bu feryadı 85 milyonun duyması ve destek vermesi gerekiyor. Bu hepimizin utancı ve boynunun borcu olduğu için hepimizin destek vermesi gerekiyor. Çünkü bu sadece Şenyaşar Ailesinin meselesi değil tüm ülkenin meselesidir.

Şenyaşar Ailesi gibi, Cumartesi Anneleri gibi bu ülkede mağdur olan ve haksız yerde içerde yatan, adalet bekleyen binlerce insan vardır. Tabi bu saydıklarımız bu konuda sembol isim oldular ve bir bakıma diğerleri adına da adalet mücadelesi veriyorlar. Bu yüzden biz bu mücadeleye her türlü desteği veriyoruz ve arkasındayız. DEVA Partisi olarak da her zaman destekledik.”

 Ekmen: “Sayın Bakan, bir an önce annemizi makamında ağırlayarak bugüne kadar olan ihmal ve gecikmelerin bir daha olmayacağını ve adalet tesis edilene kadar gerekeni yapacağının güvencesini vermelidir”

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, milletvekillerimiz ve il başkanımızla buraya geldik diyerek şu açıklamalarda bulundu:

“Emine Annemizin gerçekten tarihe geçecek direnişini burada büyük bir acıyla izliyoruz. Bu çok onurlu bir mücadele ve böylesine onurlu bir mücadeleyi mahkûm etmek de devletimizin büyük bir ayıbıdır. Geçen gece Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Diyanetin koordinasyonunda iyilik ödüllerini dağıttı ve orada birçok ayet ve hadise referans verdi. Biz de burada kendisine bir hadisi hatırlatmak istiyoruz. Peygamber Efendimiz (s.a.v); “Allah'a yemin ederim ki eğer Muhammed'in kızı Fatıma dahi hırsızlık yapsa elini keserim.” demiştir. Bu yüzden Sayın Cumhurbaşkanı’na ve Adalet Bakanı’na buradan sesleniyoruz; eğer bir adalet duygusu varsa, eğer bir devlet adabı varsa önce bu katliamı bütün yönleriyle açığa çıkarınki adalet yerini bulsun. Sonra da gelip altı yıldır bu kapılarda bekleyen ve acılar çeken annemizden özür dileyip elini ayağını öpün ki sizi affetsin. 

Annemiz bu duvarların dibinde, demir kapıların önünde adalet arayışında bulunuyor. Doğrusu bu sadece devletin değil hepimizin ayıbıdır ve bu ayıba son vermek sadece iktidarın değil, hepimizin görevidir. Sayın Bakan, bir an önce annemizi makamında ağırlayarak bugüne kadar olan ihmal ve gecikmelerin bir daha olmayacağını ve adalet tesis edilene kadar gerekeni yapacağının güvencesini vermelidir. Böylece Emine Annemiz evine dönmelidir. Zaten bizim gibi insanlar ve oğlu Ferit Şenyaşar bu mücadeleyi takip edip gerekli desteği veriyor. Annemiz yaz kış demeden burada bekliyor, üstüne kapılar kapatılıyor ve bir de buraya polis dikerek devlet adına gereksiz israfa ve büyük bir ayıba imza atılıyor. Biz bugün burada bu duygular içerisinde kendisiyle dayanışma içerisinde olmak için bulunmak istedik. Dava nihayete erene ve adalet yerini bulana kadar takipçisi olacağız. Adaletin er ya da geç yerini bulacağına inanıyoruz. Teşekkür ederiz.”