16 Şubat 2017, İstanbul Greenpeace’in 8 eylemcisi, 2014 Mayıs ayında gerçekleşen nükleer karşıtı, barışçıl eylem nedeniyle yargılandıkları davadan beraat etti. Dava, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın İstanbul'da bir otelde düzenlediği nükleer zirve esnasında, nükleer santrallerin Türkiye'ye vereceği zararlar gerekçesiyle yapılan protesto eylemi nedeniyle açılmıştı. 30 Mayıs 2014’te gerçekleşen eylemde aktivistler otelin girişinde 28 m2’lik pankart açarak ‘Nükleer felaket burada başlıyor’ mesajı verirken, içerde de nükleer karşıtı mesajların yer aldığı kurabiyeler dağıtılmıştı. Eylemcilerin, 2911 sayılı Toplu Gösteri Yürüyüşleri Hakkında Kanunu’n kanuna aykırı gösteri yürüyüşü düzenleme, yönetme ve destek verme suçu işledikleri iddia ediliyor ve haklarında 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.
Asıl yargılanması gerekenin barışçıl eylemciler değil, Türkiye’deki nükleer santral planlarının olması gerektiğini ifade eden Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanya Sorumlusu Av. Deniz Bayram,“Aktivistlerin gerçekleştirdikleri bu nükleer karşıtı eylem, ifade özgürlüğü ve gösteri hakkı kapsamındadır. Bugün verilen beraat kararı da bunu onaylamıştır. Türkiye'de yaklaşık 50 yıldır nükleer santral planları yapılmasına rağmen bu planlar gerçeğe dönüşmediyse, bunun en önemli nedeni halkın karşı çıkması ve bu iradeyi yansıtan barışçıl protestolardır. Bilindiği üzere, hükümet Türkiye’de doğa harikası üç bölge olan Akkuyu, Sinop ve İğneada’yı nükleer santral bölgesi olarak duyurdu. Bunlardan en ileri aşamada olan Çernobil’in sorumlusu Rosatom’un deneme tahtasına çevirdiği Akkuyu’da sürecin ne kadar şeffaflıktan ve katılımcılıktan uzak, hukuka aykırı bir şekilde işletildiğine gün be gün şahit oluyoruz” dedi.
Asıl yargılanması gereken nükleer santral
Aktivistlerin nükleer karşıtı, barışçıl eyleminden bir süre sonra, Akkuyu’da kurulması planlanan nükleer santralin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Raporu kabul edilmişti. Greenpeace’in 2015 Aralık ayında Akkuyu’da planlanan nükleer santralin ÇED olumlu kararına karşı açtığı dava da devam ediyor.
Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu, tüm eksikliklerine rağmen olumlu olarak kabul edildiğini hatırlatan Bayram, “Atıkların Boğazlardan geçecek olması, Akdeniz’deki canlı yaşamına verilecek zararlar, güvenlik ve emniyet riskleri, bir kaza durumunda çevresel, sosyal, ekonomik, toplumsal, hukuksal sorumluluğu kimin alacağının belli olmaması gibi sorunlar nedeniyle ÇED raporuna karşı açtığımız dava sürüyor. Tüm bu sorunlar ve nükleerin temel riskleri nedeniyle, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını barışçıl bir şekilde savunan eylemciler yargılanıyor. Oysa asıl sorgulanması ve yargılanması gereken, yeterli derecede kullanılmayan yenilenebilir enerji potansiyeline rağmen Türkiye’de kirli, pahalı ve tehlikeli nükleer enerji planlarının ısrarla devam etmesi.” dedi.
Editöre notlar:
Bu yıl yapılacak 4. Nükleer Santraller Zirvesi 8-9 Mart tarihlerinde İstanbul’da düzenlenecek.