Mülteci ve göçmenler, savaşlardan, yoksulluktan ve yaşamlarını tehdit eden tehlikelerden kaçmak zorunda kalan insanlardır. Mültecilik, bir neden değil, acı bir sonuçtur. Bu insanların, terk etmek zorunda kaldıkları yerlerde yaşadıkları travmanın yanı sıra geldikleri yerlerde maruz kaldıkları zulüm, sürekli tekrar eden bir travmaya dönüşmekte; emekleri sömürülmekte, kötü yaşam koşullarına mahkum edilmekte, hakları ihlal edilmekte ve şiddet görmektedirler.
Urfa Emek ve Demokrasi Platformu, mültecilere ve işçileştirilen mülteci çocuklara yönelik saldırıları lanetlediğini belirtti. Platform, iktidarın Suriye’ye yönelik politikalarının da bu olaylarla bağlantılı olduğunu ifade etti. Siyasetçilerin, mültecileri sorunların kaynağı olarak gösteren ve provoke edici söylemlerden vazgeçmesi gerektiğini vurguladı. Mültecilerin yaşam güvenliğini sağlamak ve insani yaşam koşullarını düzenlemek, insani bir göç ve mülteci politikası geliştirmek siyasilerin zorunlu görevleri arasında yer almalıdır.
Urfa Emek ve Demokrasi Platformu, tüm vatandaşların ve mültecilerin insan onuruna yaraşır bir yaşam hakkına sahip olduğunu hatırlatarak, sığınmanın bir hak olduğunu belirtti. Devletin, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası mevzuatların gereklerini yerine getirmesi ve başta yaşam hakkı olmak üzere insan haklarının korunması konusunda müşterek sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini vurguladı. Toplumsal hayat içerisinde bir arada yaşayabilmeyi sağlamanın da yöneticilerin görevi olduğuna dikkat çekti.
Platform, kötü yönetimin sebep olduğu aynı sorunlardan zarar gören vatandaşlar ve mültecileri karşı karşıya getirmekten kaçınılması gerektiğini belirterek, kamuoyunu sağduyulu olmaya ve farklılıklarımızla birlikte onurlu ve özgür bir yaşamı savunmak için ses vermeye çağırdı. Şiddeti tetikleyen tüm ırkçı söylemlere karşı toplumun yaşam hakkını savunmaya ve yaşanılan ayrımcı ve ırkçı saldırılar karşısında durmaya davet etti.