Tüm bu iddialar, halkın aklına “Cambaza Bak Cambaza!” deyimini getiriyor. Eskiden mahalle ve kasabalarda halkı eğlendirmek için düzenlenen sirk gösterilerinde, cambazı izleyen halkın dikkati dağıtılır ve hırsızlar bu fırsattan yararlanarak insanların ceplerini boşaltırdı. Şanlıurfa’da yaşananlar da, sanki bu eski hikâyeyi hatırlatır nitelikte. Belediyede dönen şaibeli işler, halkın dikkatini başka yöne çekerek perde arkasında çeşitli hilelerle halkın hakkı olan paraların başkalarının cebine aktarılmasını sağlıyor gibi görünüyor.
Özellikle belediye bünyesinde kurulan özel şirketler aracılığıyla, sanki hizmet alımı yapılmış gibi faturalandırmalar yapıldığı ve büyük paraların bu yolla çarçur edildiği iddia ediliyor. Büyükşehirlerdeki Medya A.Ş. benzeri gibi şirketler üzerinden milyonlarca liranın seçim döneminde farklı yerlere aktarıldığı söylentileri, Şanlıurfa halkı arasında büyük endişe yaratıyor. Halkın parası, adeta belediyeyi babalarının çiftliği gibi kullananlar tarafından çarçur edilmiş.
Belediyede tüm bu kirli işlerin arkasında ise "uğur böceği" lakaplı şahsın olduğu iddia ediliyor. Belediyedeki fake troll hesaplar, beğeni ve RT ekipleri, ihale takip ekipleri ve daha birçok kirli işin bu kişinin kontrolünde yürütüldüğü ileri sürülüyor.
“Cambaza bak!” deyimi, bir dönemin sirk gösterilerinden miras kalmıştır. Gösterilerde cambazın tehlikeli hareketlerine odaklanan halk, o esnada cebinden çalınanları fark edemezdi. Günümüzde ise bu deyim, toplumun dikkatini başka yönlere çekerek arka planda yaşanan yolsuzlukları örtmek için kullanılır. Şanlıurfa'da da benzer bir durumun yaşandığı iddia ediliyor.
İddiaya göre, belediye içindeki bazı isimler, görevlerini halk yerine kendi çıkarları doğrultusunda kullanmış. Belediyeyi adeta kendi şirketleri gibi yöneten bu kişiler, özel şirketler üzerinden paraları resmi bir kılıfa büründürerek şahsi kazanç sağlamışlar. Bu durum, özellikle “uğur böceği” lakaplı bir şahsın etrafında dönen şaibeli ilişkilerle açıklanıyor.
İddiaların merkezinde yer alan bir diğer konu ise, seçim döneminde bir medya şirketine 30 milyon lira gibi devasa bir meblağın aktarılması. Belediye kaynaklarının bu şekilde kullanılması, halkın tepkisini çekerken, bu paraların şehrin fakir ve ihtiyaç sahiplerinin hakkı olan beytülmaldan alındığı yorumları yapılıyor. Üstelik, bu sistemin, tıpkı Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) merkezi yapısına benzer bir düzenle çalıştığı ileri sürülüyor.
Tüm bu iddiaları nereden biliyorsunuz diye sorabilirsiniz.
Geçtiğimiz gece gördüğüm bir rüyada, bu kirli işlerin detayları ortaya çıkmış ve sabah terler içinde uyandım, rüyada gördüklerimi halkla paylaşma ihtiyacı hissettim. Gerçeklerin bu kadar çetin olduğu bir ortamda, rüyamın bile bu kadar yoğun ve çetin olması, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi'nde yaşananların ne denli ciddi olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Bu iddialar, bir Şanlıurfalı olarak gördüğüm ve sonrasında yaşadığım rahatsızlık nedeniyle kaleme aldığım rüyamın parçası olarak dile getirdim. Rüya gibi görünen bu olaylar, şehrin gerçekleriyle örtüşüyor mu bilinmez; ancak halkın bu tür iddialardan duyduğu endişe ve rahatsızlık gün geçtikçe artıyor.
Rüyamda gördüğüm bu olaylar, şehrimizin gerçekleriyle ne kadar örtüşüyor, bilinmez. Ancak bir Urfalı olarak, halkımızın bu tür iddialardan duyduğu endişeyi dile getirmeyi bir görev bildim. Allah bizleri bu tür kirli işlerden muhafaza etsin ve şehrimizin hakkını korusun. Allah bizleri bu tür kirli işlerin rüyada gördüklerimin gerçeğinden muhafaza etsin.