Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:

"Son iki gündür bir taraftan tarihimize zaferler ayı olarak geçen ağustos ayına damga vuran askeri başarılarımızı kutlarken diğer taraftan da Harp Okullarımızın diploma ve sancak devir törenlerini gerçekleştiriyoruz.

Zaferlerimizin coşkusuna teğmenlerimizin mezuniyet sevincini ekleyerek hep birlikte çok farklı bir atmosferi teneffüs ediyoruz.

Gerek Kara Harp Okulu Mezuniyet töreninde, gerek Deniz Harp Okulu Mezuniyet töreninde, gerekse az önce Hava Harp Okulu Mezuniyet töreninde birincilikleri kızlarımız aldı. Bu tabii bizim için ayrı bir şeref nişanesidir. Demek ki kızlarımız başarır, başarılı olmanın ötesinde özellikle de asker olarak başarır.

Pazar günü Ahlattaydık. Anadol’unun tapu senedi olan Ahlatta hem gençlerimizle kucaklaştık hem de çok kritik mesajlar içeren önemli bir birliktelik fotoğrafı verdik. Devlet, millet bir olduğumuzu, teröre ve bölücü emellere karşı tek yürek, tek bilek olduğunuzu Ahlatta çok net biçimde ortaya koyduk.

Ertesi gün Malazgirt Zaferimizin 953’üncü senesini her yaştan, her kökenden binlerce vatandaşımızın katılımıyla gururla idrak ettik. 30 Ağustos Zafer Bayramımızı ise Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde dualarla, marşlarla yine büyük bir coşkuyla kutladık.

Dün Kara Harp Okulumuzun hem mezuniyet sevincini paylaştık hem de inşası tamamlanan yaklaşık bin 500 kişi kapasiteli camimizi ibadete açtık.

Bugün önce Deniz Harp Okulumuzda, Bahriyelilerimizin diplomalarını takdim ettik, şimdi de sizlerin mezuniyet heyecanına ortak oluyoruz.

Hava Harp Okulumuzdan 183’ü Türk vatandaşı, 14’ü misafir ülkelerden gelen toplam 197 öğrencimizi mezun ediyoruz.

Teğmenlerimizin yetişmesine vesile olan ailelerimize, komutanlarımızı ve hocalarımızı şahsim ve milletim adına canı gönülden kutluyorum.

Bugünkülerle birlikte son 8 yılda Hava Harp okulundan mezun olan evlatlarımızın sayısı 126’sı misafir olmak üzere bin 379’u buluyor. SUTASAK mezunlarımızı da dahil ettiğimizde okulumuzun toplam mezun sayısı bin 462’ye ulaşıyor. Sadece 8 yıl gibi kısa sürede geldiğimiz bu noktayı çok önemsiyoruz.

Türk Silahlı Kuvvetleri bir ordunun karşılaşacağı en ağır imtihanlardan birini olabilecek en az hasarla atlatmayı başarmıştır. Yaklaşık 40 yıl boyunca bir ur gibi büyüyen FETÖ ihanet çetesini söküp atmakla kalmadık, ordumuzu her alanda daha da güçlendirdik.

15 Temmuz darbe girişiminden yalnızca 40 gün sonra Fırat Kalkanı Harekatını yapmak suretiyle devletimizin tökezlemesini, zayıflamasını sendelemesini bekleyenlere çok önemli mesajlar verdik. Ardından Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı harekatlarıyla Suriye’nin kuzeyinde yuvalanan terör örgütlerine ölümcül darbeler indirdik. Gabar’da, Tendürek’te, Besler Deresi’nde bu darbeyi vurduk ve terör örgütleri kaçacak delik arıyorlar ama bulamayacaklar.

Kilidi kapatacak bölücü alçakları milletimiz ve Iraklı kardeşlerimiz için bir tehdit kaynağı olmaktan mutlaka çıkartacağız. Türk Silahlı Kuvvetleri dışında dünyadaki hiçbir ordu sınırları ötesinde çok kısa sürede böyle bir başarıya imza atamazdı. FETÖ ihanetinin Silahlı Kuvvetlerimizin bünyesinde açtığı yaraları sarmanın yanınsa ordumuzun gücüne güç itibarına da itibar kattık.

İstikbal göklerdedir düsturuyla Hava Kuvvetlerimizi her alanda güçlendirmenin çabasındayız. İnsansız Hava Araçlarında yakaladığımız ivme sadece dost ve kardeş halklar arasında değil, tüm dünyada gıpta ile takip ediliyor. Bu alanda dünyanın ilk üç dört ülkesinden biriyiz.

Avrupa’dan Asya’ya, Afrika’dan Ortadoğu’ya 50’yi aşkın ülkede bizim şirketlerimizin ürettiği Türk SİHA’ları kullanıyor. Testleri devam eden KIZILELMA ve ANKA3’ün devreye girmesiyle birlikte bu alanda artık yeni bir ligin oyuncusu olacağız.

Sistemler sitemi olacak Çelik Kubbe projemizi inşallah tüm unsurlarıyla hayata geçireceğiz. Birilerinin Demir Kubbesi varsa bizim de Çelik Kubbemiz olacak.

Çelik Kubbe Katmanlı Hava Sistemlerimiz ile tüm algılayıcı ve silahlarımızın birbirleriyle entegre çalışmasını sağlayacak. Füzelerden hava savunma sistemlerine kadar vatan savunmasında Hava Kuvvetlerimiz neye ihtiyaç duyuyorsa hiç tereddüt etmeden onu üretmenin geliştirmenin veya tedarik etmenin gayretindeyiz.

Bölgemizde yaşanan gelişmeler bize son 22 yıldır Savunma Sanayiinde attığımız adımların önemini tekrar hatırlatmıştır. Şu gerçeği akıl ve basiret sahibi herkes çok rahat görebiliyor.

Türkiye kendi göbeğini kendi kesmek zorunda olan bir ülkedir. Üyesi olduğumuz ittifakların ihtiyaç durumunda nasıl davrandıklarını Suriye krizinde bizzat gördük. Bir, iki ülke dışında Patriot bataryası göndermekten bile imtina ettiler. Yarın ülkemizin başına bir sıkıntı gelse yine aynı durumla karşılaşmamız kuvvetle muhtemeldir.

Devlet olarak ne yapıyorsak geçmişteki bu acı tecrübelerin ışığında yapıyoruz. Kendi bileğimiz, kendi yeteneklerimiz, kendi gücümüz dışında kimseye bel bağlamıyoruz. Zor günlerimizde daima yanımızda bulduğumuz kardeşlerimiz dışında sadece milletimize güveniyoruz. Bundan sonra da aynı şekilde yolumuza devam edeceğiz."

Hibya Haber Ajansı