Belediyenin, devletin koyduğu kurallar çerçevesinde hareket ederek Güvenlik Soruşturması Kanunu kapsamında personel hakkında bilgi istediği belirtilen açıklamada, kentin en büyük mülki amirliğinin resmi yazışma üslubuna ve hukukuna uygun olmayan bir yanıt verdiği dile getirildi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden konuya ilişkin yapılan açıklama şöyle:

“Belediyemiz iştirakinde şoför olarak çalışmakta olan M.A.’nın 23 Ekim 2024 tarihinde TUSAŞ’a düzenlenen terör saldırısının faillerinden biriyle akrabalık ilişkisi olduğunun öğrenilmesi üzerine, işyeri dosyasında çalıştırılmasına engel sabıka kaydı veya güvenlik soruşturması şerhi bulunmamakla birlikte durumun hassasiyet ve özellik arz etmesi sebebiyle personelimiz izne çıkarılmış ve 7315 sayılı Güvenlik Soruşturması Kanunu kapsamında çalıştırılmasına engel yeni bir durumun bulunup bulunmadığı İzmir Valiliği’nden sorulmuştur.İzmir Valiliği’nce 4 Kasım Pazartesi günü önce saat 16.00’da basına servis edilen sonra 16.25’te belediyemizin KEP (Kayıtlı Elektronik Posta) adresine iletilen yazıda ‘Belediyenizde yüzlerce insanın işine son verilirken Valiliğimizden görüş istenmemişken, eli kanlı bir teröristin kardeşi olunca, vicdanı muhasebe yapılması ve Valiliğimizden hukuki görüş sorulması, abesle iştigaldir’ şeklinde kentimizin en büyük mülki amirliğinin resmi yazışma üslubuna ve hukukuna uygun bulmadığımız bir cevap alınmıştır."

Valilik makamının resmi yazıdaki üslubu eleştirdiklerini ancak aynı üslupla cevap vermeyi de uygun bulmadıklarının ifade edildiği açıklamada "Anayasa’ya, yasalara ve hukuk ilkelerine bağlılık gereği, suç şüphesi veya suçla ilişkililik konusunda en yetkili makamdan bilgi talep edilmesi ve bu anlamda kamu güvenliğinin sağlanmak istenmesi, mülki makamın da bu talebi karşılıksız bırakmayıp sonucunu bildirmesi, kamu idaresinin bir görevidir" denildi.

Hibya Haber Ajansı