Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), milletin iradesinin en üst düzeyde temsil edildiği, yasaların çıkarıldığı ve sorunlara çözüm arandığı kutsal bir mekân. Ancak, son yıllarda milletvekilleri arasındaki tartışmaların fiziksel çatışmalara dönüşmesi, halkta hayal kırıklığına neden oluyor. Meclis kürsüsünün çözüm üretilen bir yer olmaktan çıkıp bir "kavga ringine" dönüşmesi, vatandaşları hem üzüyor hem de düşündürüyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)… Adında “millet” geçiyor, işlevi yasaları tartışmak ve halkın sorunlarına çözüm bulmak. Ancak son zamanlarda meclis, yasamanın değil, adeta bir kavga ringinin adresi olarak gündemde. Vekiller, sorunlara çözüm aramak yerine, sık sık tartışmaları yumruklaşmaya vardırıyor. Bu durum, halkın temsilcilerinden beklediği nezaket ve çözüm odaklı yaklaşımdan hızla uzaklaşan bir tablo çiziyor.
Kavga mı, Yasama mı?
Vatandaşın gözünde meclis, artık sorunların çözüldüğü değil, kavgaların izlendiği bir arena haline geldi. Öyle ki, sosyal medyada bazı vatandaşlar esprili bir dille “TBMM girişine kondisyon testi gelsin!” çağrısında bulunuyor. Kimileri ise vekillere “Boks ve karate eğitimini zorunlu kılalım” diyerek eleştirilerini mizahi bir şekilde dile getiriyor.
Ancak bu gidişat mizahı aşan, derin bir hayal kırıklığı yaratıyor. Yasama organından beklenti, çözüm üretmesi, halkın sorunlarına temas etmesi ve fikirlerin çarpıştığı bir ortam yaratması. Yumrukların çarpıştığı bir meclis, bu beklentinin çok uzağında.
Mizahi Bir Öneri: Dövüş Sporları Sertifikası Zorunlu Olmalı
Son yıllardaki tartışmalar ve kavgalar ışığında, bazı çevreler, milletvekili adaylarının seçim kriterlerine dövüş sporları eğitiminin eklenmesini öneriyor. Esprili bir yaklaşımla ortaya atılan bu fikir, aslında bir gerçeği de gözler önüne seriyor: Meclis, vekillerin fiziksel performanslarını sergileyeceği bir yer değil, halkın sorunlarına çözüm getireceği bir kurum olmalı.
Ancak dövüş sporları eğitimini zorunlu kılmak, vekillerin hem fiziksel hem de zihinsel dayanıklılıklarını artırabilir mi? Örneğin; karate, boks ya da tekvando gibi disiplinlerde eğitim almak, bireylere kriz yönetimi, sabır ve öz disiplin kazandırır. Belki de böyle bir adım, meclisteki tansiyonu düşürür.
Mecliste kavgaya karışan vekillerin görüntüleri halkın vekillere olan güvenini sarsıyor.
Unutulmamalıdır ki, vekiller sadece bir siyasi partinin temsilcileri değil, aynı zamanda toplumun rol modelleridir. Halkın güvenini yeniden tesis etmek için vekiller, davranışlarını gözden geçirmeli, temsil sorumluluklarının bilincinde hareket etmelidir.
Fikirler Konuşmalı, Yumruklar Değil
TBMM’de kavganın yerini fikir tartışmaları almalı. Sorunlar masaya yatırılmalı, çözüm yolları aranmalı. Vekiller, halkın vekili olduklarını unutmamalı ve örnek bir duruş sergilemeli.
Elbette, dövüş sporları sertifikası önerisi ironik bir çözüm. Ancak asıl ihtiyaç, vekillerin fiziksel değil, zihinsel ve ahlaki donanımlarını artırmalarıdır. Çünkü milletvekillerinden beklenen, kavgaya değil, uzlaşmaya hizmet etmeleridir.
Meclis kavga yeri değil, çözüm yeridir. Vekillerden beklenen yumruk değil, fikir üretebilmeleridir. Fakat ne olur ne olmaz; bir karate kuşağı da fena durmaz.
Halkın beklentisi net: Çözüm üretin, kavga etmeyin.