Mahkeme, Netanyahu ve Gallant'ın 8 Ekim 2023'ten 20 Mayıs 2024'e kadar işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan sorumlu olduklarına dair makul gerekçeler bulunduğuna hükmederek bu suçları kayıt altına almıştır. Kendisini hiçbir insani değer ve hukukla bağlı görmeyen soykırımcı Siyonist çete için, her ne kadar küstahça kararı reddettiklerini söylemiş olsalar da büyük bir yenilgidir.
Netanyahu ve Galant’ın ülkelerine ayak bastığı anda mahkemenin kararını tereddütsüz uygulayacağını açıklayan ülkeleri de tebrik ediyoruz. Bu ülkelerin sayısı arttıkça Siyonist çete izole edilmiş olacak ve olmayan itibarları tamamen yerle bir olacaktır.
Mahkeme kararında, söz konusu suçların 7 Ekim 2023 ile 20 Mayıs 2024 arasında gerçekleştirilen eylemler sonucu olduğunu ifade etmiştir. 20 Mayıs 2024’ten bu güne kadar da Siyonist çete soykırımı aralıksız uygulamaya devam etmekle kalmamış, soykırımı Lübnan’a da taşımıştır. Mahkemenin o tarihten sonraki suçları da incelemesi, sadece Netanyahu ve Galant değil kabinede görev almış ve almakta olan herkesi ve ordu komutanlarını da kapsayacak şekilde kararı genişletmesi gerekmektedir.
Gazze Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı son rakamlara göre 7 Ekim'den bu yana İsrail saldırılarında, yüzde 70’i kadın ve çocuk en az 43 bin 972 Filistinli şehit edildi ve 104 bin kardeşimiz yaralandı. Bombardımanlarda yıkılan binaların enkazı altında kalan 100 binden fazla kayıp ile kıtlık, ilaç eksikliği ve hastanelerin bombalanması nedeniyle yaşanan tedavisizlik sonucu başta çocuk ve yaşlılar olmak üzere gerçekleşen ölümler bu rakamlara dâhil değil. UNICEF Sözcüsü James Elder’in ifadesiyle “dehşetin sessiz bir şekilde normalleşmesi ve hayal edilemez olanın çocukluğun manzarası haline gelmesi” karşısında bir şey yapılmalı.
Soykırımcı Netanyahu liderliğindeki Siyonist yönetimin, soykırımı Gazze ile de sınırlı değil. Aynı soykırım Lübnan’da ve sessiz sedasız Batı Şeria’da da sürdürülüyor. Lübnan’da 8 Ekim 2023'ten bu yana 902’si kadın ve çocuk, 214'ü sağlık çalışanı olmak üzere 3 bin 558 masum şehit edilirken, 15 bin 123 kardeşimiz yaralandı. İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs`te de 7 Ekim 2023`ten bu yana İsrail askerleri ile Filistin topraklarını gasp eden Siyonistlerin saldırılarında 167’si çocuk en az 785 Filistinli kardeşimiz şehit edildi.
Soykırımın durdurulması için UCM’ye taraf ülkelerin kararın yerine getirilmesinde irade ortaya koymaları son derece önemlidir. Nitekim Roma Statüsü’nün 59. Maddesi taraf devletlerin kendi topraklarında, suçlanan bir kişinin tutuklanması ya da teslim edilmesine yönelik UCM tarafından yapılan bir talebe ivedilikle uymalarını gerekli kılmaktadır.
UCM’ye bireysel başvuruları organize etmiş ve 3000’e yakın dilekçeyi yetkili makamlara sunmuş bir Konfederasyon olarak UCM’nin kararını memnuniyetle karşılıyor, kararı Filistin halkı için zafer, insanlık için umut, Siyonist çete için yenilgi olarak değerlendiriyoruz.
Memur-Sen olarak süreci bundan sonra da yakından takip edeceğimizi ifade ediyoruz. Bununla birlikte bundan sonra mahkeme tarafından tescillenmiş soykırımın fiilen durdurulması için hukuki zemin olarak gördüğümüz bu kararın ardından başta İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği, BM ve diğer uluslararası kuruluşları soykırımı fiilen durdurma noktasında daha etkili bir inisiyatif almalarını bekliyor ve istiyoruz.
İbrahim Coşkun
Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen İl Bşk