DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, açıklamalarda bulundu.
Ali Babacan, Baas rejiminin çökmesiyle ilgili, “Bölgemizde bir zalim rejim daha düştü. Kendi insanına işkence eden, kendi insanın üzerine havadan bombalar yağdıran, protestocuların üzerinde kimyasal silah kullanan ve vahşi işkenceler uygulayan bir rejim artık yok. Suriye'de yaşayanlar daha iyi biliyordu, hissediyordu. Zaten Suriye'den bu kadar yoğun bir göç dalgası bütün dünyaya olduysa bunun sebebi rejimin zulmünden kaçıştır. Onun için bu kadar, milyonlarca insan farklı ülkelere göçmek zorunda kalmıştır. Bu rejimin çökmesi, rejimin artık olmaması hepimiz için sevinilmesi gereken bir husus. Ama bu sevincin de kimsenin kursağında kalmaması lazım” diye konuştu.
Babacan, "Mutlaka temsil gücü yüksek, çoğulcu bir demokrasi hedeflenmeli Suriye'de. Ama çoğulcu demokrasi ne demek? Azınlık haklarının da korunduğu bir demokrasi demek. Yani şu anda bu geçiş sürecinde en önemli risklerden bir tanesi rejimin bir bakıma temsil ettiği, rejimin içinden çıktığı Nusayriler. Suriye'deki Nusayrilere karşı herhangi bir rovanşist tutum, bir intikam hissiyatıyla herhangi bir girişim olmaması gerekiyor. Bunu önlemek gerekiyor. Oradaki Nusayri vatandaşları da koruyacak, her bir sivili, kadınları, çocukları koruyacak bir yaklaşım gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Ali Babacan, Suriye’deki bütün gruplarla diyalog içerisinde olmak gerektiğini vurgulayarak, “Türkiye’nin rolü ve sorumluluğu çok önemli olacak önümüzdeki dönemde. Hükûmet umarım ki bu büyük sorumluluğu yerine getirecek, bu büyük sorumluluğun hakkını verecek adımlar atar. Bu da herkesle kolayca konuşuyor olmakla mümkün. Suriye içerisindeki bazı gruplarla da diyaloğu ilerletmek, geliştirmek lazım. Türkiye çünkü Suriye'nin iş meselelerinde taraf oldu. Artık bir taraf Türkiye. Türkiye'nin desteklediği orada silahlı gruplar var. Kendi millî ordumuz var bizim Suriye içerisinde. Dolayısıyla Suriye'deki bu varlığımızı mutlaka istikrar için, barış için kullanmak ve en karşıt düşman olarak bildiklerimizle dahi konuşuyor olabilmek lazım. Çünkü bu sorunlar çözülecekse yine nihayetinde diyalogla çözülecek” şeklinde konuştu.
Programda, 2025 yılı için belirlenecek asgari ücrete dair de açıklamalarda bulunan Babacan, “Türkiye'de helalinden, alın teriyle, bilek gücüyle para kazanmak çok çok zorlaştı. Asgari ücret şu anda açlık sınırının altında. Yani asgari ücret ne demek? Bir ailenin geçinmesi için gereken asgari para demek. Kirasıydı, üst başıydı, gıdasıydı, okul masraflarıyla hepsiyle beraber bir ailenin asgari geçinmesini sağlayacak ücret demek. Şu anda öyle mi? Asgari ücret sadece gıda harcamasına yetmiyor şu anda. Yani dört kişilik bir ailenin sadece gıda harcamasını toplayın, 17 bin lira olan asgari ücretin yanında 20 bin liranın üzerinde bir gıda harcaması görüyorsunuz” şeklinde konuştu.
Ali Babacan, Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim’de başlattığı ve halen devam eden sürece dair sorulan soruyu, “Çatışma çözümü dediğimiz alandaki tecrübelerden de istifade ederek artık bu sorunu çözmek için büyük bir gayret gerekiyor, nihayete erdirmek gerekiyor. Ama bunun için de yine diplomasi önemli, siyasi diyalog önemli, sorunları konuşarak çözme gayreti önemli. Ama her zaman söylüyorum: Bir silahlı örgüt varsa ona karşı kuşkusuz sizin de silahlı gücünüz olacak. Bir silahlı mücadele enstrümanınız her zaman olacak. Ama yeterli mi? Değil. Gerekli ama yeterli değil” şeklinde yanıtladı.
Hibya Haber Ajansı