Henüz 12 yaşında çırak olarak başladığı berberlik mesleğinde zamanla saygı ve takdir kazandıkça işine daha çok bağlandığını söyleyen Akgündüz, mesleğini bir zanaat olarak gördüğünü ifade etti.
Meslekte geçirdiği yıllar boyunca sanatına değer verdiğini belirten Akgündüz, “İlk başladığımda berberliği sevmiyordum. Ancak emek verip, bu işte iyi oldukça ve saygı gördükçe mesleğimi sevmeye başladım. Bizi, benim dönemimdeki berberleri farklı kılan şey, bu işi para öncelikli yapmamamızdır. Berberlik bir zanaat mesleğidir. Her kafa yapısına her saç, her tıraş yakışmaz. Biz çıraklık dönemimizden itibaren bu zanaata hakim olduk” dedi.
Makine kullanmak yerine usturayı tercih ettiğini vurgulayan Akgündüz, “Gerçek meziyet ustura ile tıraş yapmaktır. Her işin bir ustalık ölçütü vardır. O ölçütü yerine getirdiğinizde bu işi biliyor olursunuz” ifadelerini kullandı.
Akgündüz, ustasının kendisine çıraklık döneminde anlattığı bir hikayeyi de paylaştı:
“Bir çömlekçi ustası çıraklarına her şeyi öğretmiş ama işin püf noktası olduğunu söylemiş. Çırak, bunu anlamayıp ayrılmış ve kendi dükkanını açmış. Ancak yaptığı tüm çömlekler çatlamış. Ustasını çağırdığında, ustası çömlekleri fırına atmadan önce üfleyerek çatlamalarını engellemiş. Bu hikaye, bana ustalığın detaylarını öğrenmem gerektiğini öğretmişti.”
Müşterilerinin isteklerine uygun tıraş yerine, onlara yakışanı yaptığını söyleyen Akgündüz, “Yıllardır müşterilerim bana güveniyor ve hep memnun kalıyorlar. İşimde en büyük inancım, bir işi sevmek ve severek yapmaktır. Bu, başarının anahtarıdır. Gençlere de tavsiyem, severek yapacakları işlere emek versinler, başarı zaten gelecektir” diye konuştu.