Eğitimci ve Yazar Yunus Emre Altuntaş, konuşmasına Öğretmen Akademilerinin amacını açıklayarak başladı. Koronavirüs döneminde eğitimin çevrim içi yöntemlerle sürdürüldüğüne dikkat çeken Altuntaş, pandemi sonrası yüz yüze iletişimin önemine değindi.

Yunus Emre Altuntaş, “Koronavirüs döneminde hepimiz eğitimde teknolojinin olanaklarına yöneldik. Ancak bu süreçte bire bir iletişimin ne kadar önemli olduğunu gördük. Öğretmen Akademileri, pandemi sonrası bu bağı yeniden kurmak, kalpten kalbe bir gönül yolu açmak için çok kıymetli bir platform oldu. Bu tür etkinlikler, şehre enerji katan bir buluşma zemini oluşturuyor.” dedi.

Toplumların bireyselleşme eğilimini ele alan Altuntaş, şu çarpıcı değerlendirmeyi yaptı:

“Günümüzde insanlar adeta kendi kabuklarına çekilmiş durumda. Birlikte hareket edemiyoruz; bu da ortak bir sinerji yaratmamızı engelliyor. İşte bu noktada teşkilatlanma, yani bir araya gelerek bir şeyler yapabilme yetisi devreye giriyor. Öğretmen Akademileri tam da bu ihtiyaca cevap veriyor. Akademiler, öğretmenlerin potansiyelini ortaya çıkarmak ve onların projelerini hayata geçirmelerine destek olmak için bir fırsat sunuyor. Küçük bir dokunuş, kelebek etkisiyle büyük değişimlere yol açabilir.” 

Söyleşisinde kendi kaleme aldığı Kentin Dindarları kitabından da bahseden Altuntaş, tarih ve şehir kültürüne olan ilgisini şu sözlerle paylaştı:

“Ben şiir ve eleştiri alanında eserler veren biriyim. Ancak Bursa’da yaşarken, yaşadığım şehrin kültürüne ve tarihine duyduğum merak beni bu kitabı yazmaya yönlendirdi. Kitabımda Bursa’ya katkı sağlamış, bu şehirde iz bırakan kişilerin hikâyelerine yer verdim. Şehir ve Kültür Akademilerinin de amacı bu: Yaşadığımız şehrin taşına, toprağına değil; insanına, geçmişine ve bugününe hâkim olmak.” 

Programın sonunda, Öğretmen Akademileri İl Koordinatörü Hasan Erkan, katkıları için Yunus Emre Altuntaş’a teşekkür ederek günün anısına hediye takdim etti.

Hibya Haber Ajansı